Weingard Premium Hospital teğmeni Daphne Weingard "Yüzde Yüz Vice" programına konuk oldu!

Perşembe günü saat 23.49'da başlayan Yüzde Yüz Vice programına konuk olan Weingard Premium Hospital teğmeni Daphne Weingard, Henry Dunkirk'in sunuculuğu ile birlikte programımıza konuk oldu.
Teğmen Daphne Vice şehrin de oldukça yaygın bulunan kanser hastalığı ile ilgili soruları yanıtladı :
Kanser gibi durumlar, şöyle açıklayabilirim. Kemoterapi seanslarımız cep yakacak düzeyde değil, hayır. Ancak Dünya sağlık örgütüne kanserli hücreyi, dokuyu veya organın orderlarını yolladığımızda bize gerekli dokunun, organın bulunduğunun feedback'ini yollaması aylar sürebiliyor. Şimdi böyle bir durumda, mecburi bir şekilde hastanın kemoterapi tedavisine devam etmesi gerekiyor. O gerekli organın uyumluluğu olsun, uyuşmazlığı olsun bunları tutturmak fazlasıyla zor. Bu sürece kadar kemoterapi tedavisi süreceği için o cepten ister istemez cep yakacak miktarlar çıkıyor. Sanmayın kâr ediyoruz, kemoterapi bize para kazandırmıyor. Aksine, biz alınan ücretleri gerekli ilaçların getirilmesi adına harcıyoruz. Kemoterapi dediğimiz şey ne ki? Bu ne işe yarıyor, yani bu alt tarafı bir serum değil mi? Değil. Evet, belki iki yüz elli ml, veya beş yüz ml izotonik sodyum klorür içerisine enjekte edilen ilaçlar, solüsyonlar var. Ama bu bir serum değil, kaldı ki benim için tedavi bile değil. Ama günümüz teknolojisi ne kadar gelişmiş olsa da, kemoterapi kadar kanseri olduğu yerde tutacak bir yöntem yok. Var, yine var ama bu tedavi başlı başına cep yakmaktan çok, direkt olarak cüzdanı parçalamak oluyor. Ama bana sorarsanız hayat paralı olamaz, olmamalı. Sen kendi hayatını kurtar da, parayı kazanırsın. Sen önce sağlığına kavuş, ondan sonra maddi konularını oturup zaten düşünürsün. Kemoterapi ilaçları bir serum içerisine enjekte ediliyor, evet. Bu serum bir makine içerisinde dakikalarca, kimi zaman saatlerce marine ediliyor diyebiliriz. Para konusunda, herkesin bunu karşılayacak durumu olmayabilir. Bunun için devletten yardım istemeleri gerekiyor. Benim bildiğim devlet çoğunlukla kimseyi geri çevirmiyor. Gerek kimi zaman Dünya sağlık örgütü de bu gibi hastalıklara maddi yardımlarda bulunuyor. Gerek kan, gerek ilik bağışları yapıyoruz ya hani. Misal, geçen günlerde bir kan bağışı organize ettik. Orada kan veren herkes, bir can kurtardı. Bunu kabullensin artık, bu oldu. Bir insanın, cebinde belki de parası olmayan bir hastanın hayatını kurtardı. Belki geçirdiği trafik kazasında kan kaybından ölebilirdi, belki de ameliyat esnasında kan bankasında gerekli kan grubu olmayabilirdi. Gibi ve gibi..
Hastane fiyatlandırması ile ilgili gelen sorulara teğmen işte şöyle yanıt verdi :
EMS ücreti olarak tanımladığımız ambulans sevk ücreti iki yüz dolar olarak geçiyor. Küçük çaplı, ameliyat gerektirmeyen ve cerrahi müdahale sonucunda sütür işlemi uygulanmaya halk diliyle dikiş tedavimiz yüz elli dolar. Ateşli silah yaralanmaları için ameliyat ücretlerimiz bin beş yüz dolar. Kesici, delici alet yaralanmaları için ameliyat ücreti bin dolar. Muayene ücreti yüz dolar. Total body check-up ücretimiz beş yüz dolar. Ateşli silah yaralanmalarında, eğer ki kurşun içeride değil ve ameliyat gereksinimi bulunmuyor ise yedi yüz dolar gibi bir ücreti oluyor. Pansuman yüz elli dolar, gibi ve gibi. Şehir ekonomisine göre fiyatlandırmalar bir özel kuruluş için gayet uygun diyebiliriz.


| |
..........EDITOR..........
|