Shady Creeks gölü laneti, çiğ çocuk eti yamyamı; Eski Doktor MR. Kevin
Gece, bataklığın üstüne çökmüştü.
Su hareketsizdi ama sessizlik canlıydı; sanki izliyordu.
MR. Kevin nehir kenarında tek başına duruyordu. Üzerindeki beyaz önlük artık beyaz değildi. Koyu, kurumuş lekeler kumaşın liflerine işlemişti. Ellerinde tuttuğu şey hâlâ sıcaktı. Nabız atmıyordu ama Kevin buna rağmen bekledi. Her seferinde beklerdi.
Çünkü bazen… atıverirdi.
Kevin etten bir parça kopardı ve çiğnemeden önce durdu.
Dinledi.
Etin içinden fısıltılar geliyordu.
İlk başlarda bunun açlıktan olduğunu sanmıştı. Günlerce yememişti. Ama sonra fark etti: Bu sesler ona ait değildi. Et konuşuyordu. Hatırlıyordu. Kendisinden önce ne olduğunu, nerede yürüdüğünü, hangi korkularla yaşadığını anlatıyordu.
Kevin yedi.
Ve hatıralar zihnine doldu.
Bir adamın karanlık bir odada son nefesini verdiğini gördü. Bir başkasının kaçarken düştüğünü. Çığlıklar yoktu. Sadece pişmanlık vardı. Etin içindeki şey acıyı değil, son düşünceyi taşıyordu.
Kevin titredi.
Çünkü bu düşünceler ona yabancı değildi.
Nehirden yansıyan yüzüne baktı.
Gözleri… olması gerektiği gibi değildi. Çok derindi. İçinde ışık yoktu.
“Ben bunu daha önce yaşadım,” diye fısıldadı.
Ama ne zaman?