VICE CITY - PHILL'S SOCIAL CLUB, 18.06.2025.Nicky Baresi, şehre adım attığı günden birkaç gün sonra Jackie ile bir telefon görüşmesi yaptı. Doğu tarafındaki insanlarla tanışması gerekiyordu.Nicky kulübe girdi, bara yöneldi ve barmenden sadece soğuk bir bira istedi. Bu sırada, tezgah arkasında duran ve kulübün sahibi olan Jesus Salerno ile tanıştı. Jesus bulvardaki işlerin ucundan tutan, kendini kanıtlamaya çalışan birisiydi, belki de sadece bu görüntünün arkasına saklanmayı tercih edenlerdendi. Bunu zaman gösterecek.Nicky göz ucuyla içeriyi tararken biri yaklaştı. Takım elbiseli, yüzündeyse fazla özgüven. Jersey’de bu tipleri tanımak kolaydı. Nicky’ye göre takım elbise giyen adamlar ikiye ayrılırdı: ya zengin kodamanlar ya da belediye memurları. Bu ikisine benzemeyip takım elbise ile dolananlara ise tek bir isim kalırdı: aptal. Nicky'nin aldığı cevap ilginçti. Bu adamın elinde bir kağıt yoktu, ama pot yapıyordu. Jackie'nin bölgesinde "patron" kelimesi rastgele söylenemezdi, Nicky ise bunu çok iyi biliyordu. Çıkışa yönelirken duraksadı ve Jesus Salerno'a doğru bakarak alaycı bir tonda;“Patronunla tanıştım. Kıyak adammış.” dedi.Jesus, önce ne söylendiğini tam anlayamadı. Sonra Nicky'nin ne ima ettiğini fark ettiğinde, yüzündeki ifade değişti. Tony’i gördü, başını hafifçe yana yatırdı. O anda kafasında hesaplar dönmeye başladı.
VICE CITY - RAVENITE, LITTLE ITALY. 19/06/2025Vice City’nin sokakları geç saatte hâlâ canlıydı. Little Italy'de kalabalık vardı, anlaşılan Ravenite açılmıştı. Little Italy, Valachi’ye aitti. Orada kullanılan kelimeler dikkatle seçilirdi.Nicky Baresi, birkaç gündür Doğu Bulvarı ve Little Italy arasında dolanıp duruyor, alışılmış bir varlıktı artık. Desk arkasına geçmiş ve soğuk birasındanyudumluyor, bir yandan da sakince insanları izliyordu. O anda bir ses duyuldu ve Nicky sese doğru döndü. Little Italy’nin adını doğrudan lekelemeyen ama insanların aklında şüphe bırakacak türden laflar ediliyormuş ve bu, kabul edilemezdi. Prestij, her zaman önemlidir.Saatler geçiyor, Ravenite'taki insanlar artık gitmek için hazırlanıyordu. Nicky Baresi ise lambanın altında durmaya devam ediyor, bu sırada yanına yaklaşan iki kişiyi iyice süzdü. Onlar Nicky'nin dibine kadar girmiş, fakat susuyorlardı. Konuşmak istedikleri belli, ama cesaretlerini yolda düşürmüş gibilerdi. Nicky ise bu sessizliği bozdu.Kuzenler, Nicky ile tanıştıktan sonra konuşmanın başından beri bir türlü cesaret edemedikleri o soruyu sordular. Peki, sordukları sorunun cevabını aldılar mı? Belki evet, belki hayır. O gece Nicky daha fazla konuşmadı. Lambanın altından ağır adımlarla yürüyerek deske geçti.Gecenin ilerleyen saatleri - 20/06/2025Desk başında dururken tuşlu telefonunu cebinden çıkardı ve tuşlarına alışkın şekilde birkaç kez basıp, gönderdi. Ardından beklemeye başladı. Saatler geçti ama cevap yoktu. Little Italy'nin çıkışında, ışıkların arasında Elisa’yı gördü. Nicky yaklaşarak, kısık bir sesle; “Mesajı almadın mı? Konuşmalıyız." dedi. Elisa telefonunu kontrol ederek mesajı okudu, ardından başını hafifçe salladı. İkisi gece açık olan bir bara doğru yola koyuldular.Nicky, konuşulması gerekeni konuşmuştu ve fazlasına gerek yoktu. Elisa başını salladı, birkaç cümle daha söyleyip konuyu bitirdi. Nicky onunla yaşadığı olaya atıfta bulunarak ortamı yumuşatmaya çalıştı. İkisi de kahkaha atmadı, anlık tebessümle gecenin gerginliğinin üzerine bir örtü çektiler.
VICE CITY - LOUIS CAZOLINO. 21/06/2025Vice City öğle vakti sessizdi. Güneş tepeden vuruyor, Doğu Bulvarı’ndan geçen tek tük arabalardan başka sokakta kimse yoktu.Nicky Baresi, o gün öğlen saatlerinde evinden çıkmış bulvara doğru yürüyordu. Bulvara vardı. Sağına ve soluna bakarak etrafı kolaçan etti, etrafta kimse gözükmüyordu. Başını yukarı kaldırdığında çatıda bordo track suit giyinmiş birisi gözüne takıldı. Nicky, merdivenlere basarak çatıya çıktı, deske doğru adımlamaya başladı. Deskin başında durdu, bordo track suit giyinen adama baktı. Onu tanıyordu, o Louis Cazolino'ydu.Aradan dört yıl geçmişti. İkisi de DePalma'nın işlerine koşmuş, bir kulüp açılışında kısa sürede iyi para kaldırmışlardı.O iş, ikilinin hem cebini doldurmuştu, hem de aralarındaki güveni pekiştirmişti. Louis hala Jackie için çalışıyordu, bunu söylemesine gerek bile yoktu. Nicky de aynı şekilde ve ikisi de hayattaydı.Louis, başından geçenleri Nicky'e anlattı. Louis, 2023’te karıştığı olaylardan sonra ruhsatsız silah ve silahlı yaralama suçlarından hüküm giymişti, iki yılyatarak 2025 Haziranında tahliye olmuştu. Hapishane, mahkumların içini törpüler, bazılarının ise keskinleştirirdi. Louis, bunların arasında bir yerde durmuş gibiydi. Ne yumuşamıştı, ne de öfkesini kusuyordu. O dışarı çıktığında Vice’ın eskisi gibi olmadığını anlamıştı.Vice’da zaman geçiyordu, ama işler eskisi gibi işlemiyordu. Louis bunları fark edecek kadar içeride durmuş, dışarıyı izlemeyi öğrenmişti. İkiside sokağın içinden geliyordu, ikisi de bir zamanlar sıkı yönetilmişti.Louis’in hapisten çıkar çıkmaz fark ettiği ilk şeyle, Nicky’nin şehire adım atar atmaz gördüğü şey aynıydı: Düzensizlik. Ve bu, onları rahatsız ediyordu.
VICE CITY - YAŞLI BİR SANATÇI 22/06/2025.Doğu Bulvarındaki insanların en uğrak noktası olan Phill’s Social Club… Orası Jesus Salerno'a aitti.İnsanlar oraya gelir, geceye kadar sohbet eşliğinde bir şeyler içerlerdi. Nicky'de ilk gün öyle yapmıştı, fakat diğer insanlardan farklı olarak Nicky'nin gözleri kulüpteki küçük sahneye takılmıştı. Orada bir şey vardı.Jesus, son olayından sonra artık işlerine yoğunlaşmış, para kazanmaya bakıyordu. Nicky hem para, hem de iş konusunda Jesus'a yardımcı olabilirdi.Nicky bulvarın ilk günlerini boşa harcamamıştı. Kim ne sever, neye güler, kim nerede ne içer bunların hepsini hafızasına yazmıştı.Çünkü bilgi, her zaman her şeyden önce gelirdi. Nicky'nin sokakta tanıştığı adamlardan bir tanesi de Joe Faulmino'ydu.Orta yaşlı ve fazlasıyla sıradan görünen birisiydi. Joe, sürekli italyanca bir parça mırıldanıyordu; "Lasciatemi cantare..."Sanki izin verin, şarkı söyleyeyim diye bağırıyordu. Bu, öylesine söylenmiyordu, Joe sesini duyurmak istiyordu. Onun müziğe ilgisi vardı.Nicky ise bunu fark etmişti.İnsanların ne sevdiğini bilmek, onları bir işin içine dahil etmenin ilk adımıydı. Joe’nun tutkusu belliydi. Nicky ise bu tutkuyu paraya çevirmeyi biliyordu.