He-hey! Sesim geliyor mu? Evet-evet. Geliyor! Salut! Nasılsın Vice? Ben, ben normalim sanırım ya. Bir şekilde yaşıyoruz işte, değil mi? Aslında bir büyüğümün bir sözü vardı, şöyle derdi; "Her karanlık gecenin bir sabahı vardır." Bu çok doğru bir laf, çok seviyorum bu lafı. "Esaretin Bedeli" bu filmi izlediniz mi? Ben sanırım rahat beş-altı kere izlemişimdir. Film, Adny Dufresne adlı bir adamın üzerinden başlıyor. Bu adamı, çok sevdiği karısı aldatıyor. Hem de, Adny'nin iş yerinin beraber çalıştığı zengin biriyle, Zengin bir golfçüyle aldatıyor. Adny dayanamıyor. İçiyor, içiyor. Elinde .357'lik tabancası, gidiyor adamın evine. O sırada evde değiller. Bekliyor kapıda, sonra yavaştan bir ayılıyor. "Beni düşünmeyen bir kadın için, neden hayatımı bitiriyorum?" diyor. Basıyor gidiyor, silahını nehire atıyor. Tak, uyanıyor ve sizce ne olmuş? Karısı ve adamı öldürmüş biri Tak, mahkeme günü. Adam ve kadını .38'lik bir mermi öldürüyor. Yani, aslında nehire atmasaydı silahını, Adny büyük ihtimalle suçlu bulunmayacaktı, neyse. Bulunuyor işte, hapishaneye gönderiliyor. Hapishanede çok değerli biriyle karşılaşıyor. Bir bakıma mentor'uyla. Red. Red, bu hapishane'nin getir-götürcüsü. Hapishaneye çeşitli şeyler sokmasıyla ünlü. İşte olaylar oluyor, Adny orada on dokuz yıl geçiriyor. On dokuz yıl sonra, istediği bir şey gerçekleşiyor. On dokuz yıldır, kimseye, izleyiciye bile gösterilmeyen bu tünel sonunda bitiyor. Adny, Red'e bir lokasyon söylüyor, onun için önemli bir lokasyon. Sevgilisine evlilik teklif ettiği yer. Adny, kimseye söylemeden oradan kaçıyor. O sırada hapishane müdürünün çevirdiği dolaplar sayesinde bankalarda aslında yaşamayan bir insanı yaratmış Adny. O adam'a bürünüyor, hapishane müdürünün nerede kirli parası varsa çalıyor. Ve, pasifiğe kaçıyor. Hayalini kurduğu yere. Adny, on dokuz yıl sonra hayalini kurduğu hayata başlıyor. Sonra, Red hapishaneden çıkıyor. Adny'nin dediği yere gidiyor. Adny, Red'e bir miktar para ve bir not bırakmış. Onu hayatına davet ediyor, Red ise gidiyor. İki dost, kalan hayatlarını hayallerindeki gibi yaşıyorlar. Yani, çok konuştum, biliyorum. Hayat, iyidir ya. Bilmiyorum. Hayallerinizi asla terk etmeyin, her gecenin bir karanlık sonu vardır. Au revoir...Valois, out. |