Bölüm IV: Muhakeme Alanı & Sözel Mülakatlar (sorgu, ifade, görüşler vb.)(başa dön)
1-) Muhakeme Alanı - Dedektif Mindset'iBir dedektif yapacağı mülakatlara* 'şartlar gerektirmedikçe' bodoslama girmemelidir. Sorgu ve ifadelerin arkasında esaslı bir muhakeme** süreci vardır. Bu muhakeme süreci, yazılan dosyaların ve yapılan soruşturmaların değerlendirilmesiyle oluşur. Dedektifler, sözel mülakatlara geçmeden önce bu değerlendirmeleri yaparak mantık çerçevesinde akıl yürütürler.
* Mülakat: sorgu, ifade, görüşmelerin genel adı olarak kullanılır. Her bir mülakat tipi alt dal olarak ayrıca değerlendirilir.
** Muhakeme: mantık kurmak, akıl yürütmek, kriminal ve kurban psikolojilerini değerlendirmek.Soruşturma dosyaları üzerinde muhakeme kuruyorken önce şüpheli profili ele alınır. Mülakatı alınacak şüphelinin profili didik didik incelenir; olayla ilgili ne konuda, nasıl bağlantılar kurduğu hakkında fikirler yürütülür. Gerekirse şüphelinin sosyal medya profillerine kadar incelenir, her bir ayak izi takip edilir. Tabiri caizse dedektif, mülakatını alacağı şüpheliyi kendisinden çok tanımalıdır. Şüphelinin zaaflarını bilmeli ve onun hakkında koz edinmeli, mülakatını alacağı mevzubahis olayla ilişkin şüphelinin bağlantıları hakkında fikri olmalıdır.
Şüpheli profili değerlendirildikten sonra soruşturmayla ilgili yürütülmüş senaryo tahminleri* yeniden incelenir. Şüphelinin bu senaryolar içerisinde hangi konumda, nasıl yer almış olabileceği tahmin edilir ve şüpheli olayla resmi olarak bağdaştırılır. Akabinde olayla ilgili varsa önceki sorgular ve ifadeler ile şüpheli eşleştirilir, bu sorgu ve ifadelerde şüphelinin hangi konumda yer alabileceği düşünülür. Son olarak yerinden toplanan kanıtlar bir bir elden geçirilir ve şüpheli - senaryo ikileminde eşleştirme sağlanır. Kanıtlar ile şüphelinin soruşturmadaki konumu doğrulanır; dedektif, bu aşamadan sonra şüphelisi hakkında resmi bir iddia hazırlamıştır.
* Senaryo: III. bölümde bahsedilen, soruşturma dosyalarında yazılması gereken olay örgüleri.Bir dedektif aynı zamanda insandır ve kusurlarına yenik düşebilir, aklı ona oyun oynayabilir. Esasında dedektifler mesai saatleri belli olmayan, günlerini uykusuz ve dosya başında geçiren kişiliklerdir. Muhakeme başlığında bu soruna, kısaca zihin yanılgısı (veya mesleki deformasyon) deriz. Dedektifin bu yanılgılara yenik düşmemesi için dikkat etmesi gereken unsurlar vardır.
- a. Soruşturmada elde edilen deliller değerlendirilirken yanıltıcı delillere dikkat edilmeli, şüpheli ve zanlı arasındaki ortak delillerin soruşturmayı başka bir yöne çekmemesine özen gösterilmelidir.
- b. Dedektif, mülakata başlamadan önce ön yargılarını bir kenara bırakmalıdır. Her ne olursa olsun karşıdaki kişi suçu kanıtlanmadığı müddetçe zanlı değildir. Kanunlar açısından dedektifin şüpheliler hakkında, suçu ortaya çıkmadığı müddetçe vardığı her düşünce bir "ön yargı" ve "iddia" olarak kalacaktır.
- c. Dedektifler olaylara karşı tarafsız değerlendirme yapmalıdır. Bir soruşturmada kurban tarafından yanılgıya düşmek gayet olasıdır. Kurbanlar, özellikle yaşadıkları olayların ciddiyetiyle öne çıkarlarsa, kendi hatalarını zorla empati uygulatarak (mağduru oynamak) örtbas edebilirler. Her şey göründüğü gibi olmayabilir; bir şüpheli aslında kurban, bir kurban ise aslında şüpheli olabilir.
Bu yüzden, "kurban" tanımı ortada bir "maktul" olmadığı ve soruşturma sonuçlanmadığı sürece kullanılmamalıdır. Herkese şüpheli gözüyle yaklaşılmalıdır. - d. Dedektifler, mülakattan önce kurdukları olay örgülerini test etmelidirler. Bir yapbozu birleştirir gibi tüm şüpheliler olay örgülerinde yerine yerleştirmeli, eğer yapboz parçaları yerine oturmuyorsa bu olay örgüsü kullanılmamalıdır.
- e. Meslek hastalıkları bakımından dedektiflerde paranoya ve uyku bozukluğu sıklıkla rastlanan rahatsızlıklardır. Dedektifler, paranoyanın soruşturmayı etkilemediğine emin olmak için takım çalışmasına önem vermeli ve diğer dedektiflerin ortak iddianameleriyle soruşturmayı yönetmelidir. Tek başına soruşturma yöneten bir dedektifin aynı zamanda paranoyasına yenik düşmesi muhtemeldir.
- f. Zaman baskısı oluştuğunda, dedektifler soruşturmanın bir an önce sonlanması için en kolay yolu tercih etmek zoruna kalabilir. Zaman baskısı doğru yönetilmeli ve dedektiflerin üzerinde oluşan baskıdan ötürü muhakeme dengesi bozulmamalıdır.
Tüm bu öncelikli başlıklar tamamlandıktan sonra, muhakemenin son aşamasına geçilir:
soruları hazırlamak. Dedektif doğru muhakeme kurduğuna inanıyor ve olayı doğruca ele aldığına güveniyorsa artık sorguya girmeden önce sorularını hazırlayabilecek vaziyettedir. Soruları hazırlamak için altı yöntem kullanılır. Bu yöntemler sıralıdır ve gerçek sorulardan fikir ürünü olan sorulara doğru gider.
->
Cevapsız soruları analiz etmek: Dedektif, muhakeme sürecini uygularken şüpheli hakkında cevap bulamadığı sorulara dikkat etmelidir. Örneğin şüphelinin olay saatinde nerede olduğu, ne yaptığı, en son kiminle görüştüğü gibi kritik ve soruşturma seyrini değiştirebilecek sorular, yapılan muhakemeler esnasında cevap bulamayabilir. Bu boşlukların doldurulması için mutlaka şüpheliye sorulmalı ve cevapları öğrenilmelidir. Bundan mütevellit soruları hazırlarken ilk uygulanacak yöntem analiz yöntemidir.
->
Çelişkileri analiz etmek: Eğer şüphelinin önceden mülakatı alındıysa ve yeni olay örgüleri elde edildiyse, şüphelinin önceki mülakatları üzerinde analizler yapılır. Bu analizler doğrultusunda şüphelinin çeliştiği durumlar belirlenir ve sorgu esnasında sorulacak sorular listesine eklenir.
->
Tersine sorgulama yapmak: Dedektif, muhakeme esnasında elde ettiği olay örgülerine göz atar. Olay örgüleri üzerinde tersine mühendislik mantığı uygulanır, olayın sonundan başlayıp başına doğru incelenir. Olay sondan başa incelenirken olay hakkında cevapsız kalan kilit noktalar göze çarpacaktır; bu yöntem sayesinde bulunan cevapsız sorular soru listesine eklenmelidir.
->
İkinci kişiye geçiş: Dedektif kendini şüphelinin yerine koyar. Muhakeme yaptığı için şüphelinin olayla bağlantıları zaten tahmin edilmiştir. Bu aşamada dedektifin izleyeceği yol, "ben şüphelinin yerinde olsam ne yapardım?" mantığı olacaktır. Bu sayede şüphelinin yapması beklenen, ama yaptığı hakkında en ufak delil bile olmayan durumlar ortaya çıkar. Dedektif, bu beklentiler doğrultusunda yeni cevapsız sorular bulur ve soru listesine ekler.
->
Üçüncü kişiye geçiş: Dedektif kendini şüpheliyle direkt bağlantılı olan diğer şüphelilerin yerine koyar. Bu şüphelilerin bakış açısından esas şüpheliyle ilgili sorular üretilir.
->
Hipotez oluşturma ve test soruları: Dedektif, son aşamada elde ettiği sorulara alacağı cevapların güvenilirliğini doğrulamak, karşı tarafın dikkatini dağıtmak maksadıyla hipotezler oluşturarak test soruları üretmelidir. Hipotez oluşturulurken alternatif olay örgüleri düşünülür, "şüpheli şu saatte şurada olsaydı ne değişirdi? burada bunu yapsaydı ne olurdu? bununla iş ortağı olsaydı soruşturma etkilenir miydi?" daha sonra bu hipotezler üzerine yeni sorular üretilir. Üretilen bu test soruları sorgu sırasında, diğer soruların arasına karıştırılıp aniden sorulur, şüphelinin davranışları analiz edilir.
Nihayetinde soru listesi, doğru bir sıralama ile elde edilir. Sorgu odasına girmeden önce yapılması gereken bir durum daha var, ki bu şaşırtıcı olabilir,
dedektifler hazırladığı soru listesini kendisi cevaplamalıdır. Evet, kendinizi şüphelinin yerine koyun ve yazdığınız soruları şüphelinin bakış açısıyla cevaplayın. Böylece beklenmedik cevaplara karşı önceden hazırlıklı olacaksınız ve sorgu esnasında beklenmedik, hazırlanmamış ve bodoslama bir soru sormanız gerekirse şüpheliden daha hızlı davranabileceksiniz.
2-) Sözel Mülakatlar2.a İfadelerİfadeler yalnızca olay anına tanık olan kişilerden alınır. İfadeleri başlıca üçe ayırabiliriz.
2.a1 Olay yerinde, olay yeri incelemesinin düzenli yapılabilmesi için sıcağı sıcağına alınan sözel ifadeler.
2.a2 Sözel ifadeleri yazıya geçirmek adına tanıkları departmana götürmek veya sonradan yazılı ifadeye çağırmak.
2.a3 Yazılı ifade alındıktan ve olayla ilgili gelişmeler yaşandıktan sonra, olay tanıklarının ifadesine tekrar ihtiyaç duymak.
NOT: Olay yeri soruşturması resmi olarak başladıktan sonra, soruşturma tamamlanana kadar olay tanıkları da şüpheli varsayılır. Bu yüzden 3. aşamadaki ifadeler sorgu odasında alınabilir. Bu andan sonra tanıkların ifadesi, sorgu olarak kabul edilebilir.
Olay yerinde bir tanıktan sözel ifade alınırken dedektifin empati yeteneği önem taşır. Sözel ifadeler resmi değil samimi bir dille yapılır - tabii ki polis otoritesini kaybetmeden. Karşıdaki olay tanığı, olayın etkisinde olabilir ve psikolojik açıdan hassas davranabilir. İfadelere doğru cevap alabilmek için dedektifler psikanalitik davranmak zorundadır. Sözel ifadeler çoğunlukla olay yeri incelemesine destek olmak amacıyla alınır. Olay yerindeki delilleri nitelendirebilmek için olay tanıklarının sözel ifadesi incelenir. Örneğin olay tanığı tarafından katilin arka kapıdan kaçtığı belirtilebilir ve arka kapıda ayak izlerine rast gelinebilir. Sözel ifadede dikkat çeken durumlar, olay yerini inceleyen memurlara bildirilir. Bu yüzden sözel ifadeleri genellikle kayıt memurluğunu yapan dedektif devralır, büyük çaplı olaylarda ise memurlar sözel ifadeleri toplayıp dedektife getirirler.
Olay yerindeki tüm tanıklar, olay yeri incelemesi sona erdiği andan itibaren şüphelidir. Eğer ortada doğrudan soruşturma başlatabilecek veya soruşturmaya yardımcı olacak deliller yoksa, soruşturmanın başlatılabilmesi için yazılı ifadeye ihtiyaç duyulur. Bu yüzden olay yerindeki tanıklar sakinleştirilip departmana götürülür, veya sakinleştikten sonra departmana çağrılırlar ve yazılı ifadelerine başvurulur. Bu, tanıklara şüpheli olarak davranılmadan önceki son evredir. Tanığın tekrar ifadesine ihtiyaç duyulursa, artık sorgu alınmalıdır.
2.b Sorgu OdasıMülakat aşamasına geçiş yapılırken, sorgu odasının hazırlığı yapılmalıdır. Şüpheli genellikle üniformalı memurlar gözaltından alınıp sorgu odasına konur ve oda ortamı sorguya girecek dedektif için hazırlanır. Genellikle dedektifin sorguya giriş esnasında soğukkanlı ve resmi davranması gerekir; ancak
juvenile, PDR ve psikolojik destek gerektiren durumlarda bu kural esnetilebilir. Örneğin, dedektifin 14-15 yaşında torbacılık yapan çocuk bir çeteciyi korkutmamak ve mülakata zarar vermemek adına baskı dengesini ayarlaması beklenir. Üniformalı memurların küçük çocuğu kolundan tutup sorgu odasına atması ve dedektifin "bla bla dedektif j.laverty, x tarihli sorgu" şeklinde bir giriş yapması, mülakata daha en başından zarar verecektir. Gerekirse bir profesyonel yardımıyla, özel durumu olan şüphelilere karşı özel davranılmalıdır.
Eğer sorgusu alınacak
şüphelinin avukatı varsa, kanunlar çerçevesinde müsaade edilen süre kadar avukat müvekkiliyle görüşebilir. Görüşmenin nihayetinde, şüpheli ve avukatın ortak rızası olursa avukat, şüphelinin sorgusuna katılabilir. Bu hak Florida v. Powell tarafından tanımlanmıştır. Sorguda bir avukat bulunduğu takdirde dedektif, avukatla birebir iletişim "gerekmedikçe" kurmamalıdır. Avukat yalnızca müvekkilinin haklarını savunur ve sorgunun kanunlara uygun şekilde alındığını gözlemler. Dedektif avukata karşı gelemez ve sessiz kalma hakkını kullanan şüpheliye karşı baskı kuramaz.
Dedektifin avukatla kurabileceği yegane iletişim, sorulara cevap verilmemesi halinde hazırlanacak iddianame örgüsünün bildirilmesidir.
Sorgu odasının hazırlığı tamamlandığında, sorumlu memurlar tarafından dedektif sorguya çağrılır.
Dedektif tüm hazırlıklarını yapmış bir şekilde sorguya girmelidir, dosyalarını ve delillerini mümkün oldukça yanında bulundurmalıdır. Kayıt odasında mutlaka bir polis memuru bulunmalıdır. Kayıt odasındaki memura dedektif tarafından sesli komut veya el işareti verilebilir, mühim olan dedektifin sorgu başlangıcı ve sorgu bitişi konuşmalarıdır. Dedektif kayıt memuruyla "gerekmedikçe" doğrudan iletişim kurmamalıdır. Zira sorgu odaları şüpheliyi dış ortamdan izole etmek üzere tasarlanmıştır, şüphelinin bilinçaltına bakınca odada dedektif ve şüpheliden başka kimse bulunmamalıdır.
Oda düzeni şüpheliye karşı doğrudan bir psikolojik etmen olabilir. Dedektifin beden hareketleri ve oturma biçimi dahi psikolojik bir baskı yaratabilir ve şüpheliyi konuşmaya itebilir. Sorgu odasındaki ses, ışık, sıcaklık, gıcırtı sesleri gibi faktörlere özellikle dikkat edilebilir; sorgu odası polisler tarafından daha sıcak, normal veya daha gergin hazırlanabilir.
Tüm ön hazırlıklar bittiğinde mülakat başlar. Dedektif, sorularını sormaya başladığında şüphelinin beden dilini takip etmelidir. Beden dili şüphelinin sorulara verdiği cevapların doğruluğu hakkında fikir verecektir. Bu beden dili göz teması, el hareketleri, yüz ifadeleri olabilir. Hatta şüphelinin sorulara vereceği tepkiler dahi ölçülmelidir. Dedektif doğru bir soru listesi hazırladıysa, bu soruları da doğru bir örgü ile soruyorsa çelişkileri yakalayabilir. Test soruları ve sorgu odasının havası, şüphelinin kendini ele vermesini sağlayabilir. Gerekirse sorgu yarıda kesilip şüpheli bekletilebilir, dikkatinin dağılması sağlanabilir. Aşağıda sorgu alınırken uygulanabilecek teknikler listelenmiştir.
- a. Reid tekniği: bu teknik dedektifin şüpheliye karşı empati yapmasından doğar. Dedektif, şüphelinin psikolojik incelemesini yapar ve ona karşı empatide bulunur. Şüpheli davranışlarının analizi vasıtasıyla dedektif, şüpheliyi anlıyormuş gibi davranır. Şüpheliye karşı alternatif senaryolar sunarak onun güvenini kazanmaya odaklanır. Şüphelinin dedektife güvenmesi halinde, itiraf alınabilir.
- b. Zihinsel zorlamalar yapılabilir. Şüpheli, dedektif tarafından oluşturulan olay örgüsündeki yerine geri döndürülür. Olay örgüsü şüphelinin yüzüne vurulur, "sen şurada şunu yaptın, burada bununla görüştün ve sen bundan ötürü buradasın." gibisinden. Gerekirse zihinsel zorlamayı desteklemek için masaya deliller koyulur ve şüpheli, olay anına geri döndürülür. Olayın ileri geri tekrar tekrar hatırlatılması şüphelinin dengesini bozar ve itiraf vermesine yol açabilir.
- c. Şüpheli hakkında muhakeme yapan dedektif, şüphelinin olayla ilgili motivasyonlarını da bilecektir. Bu sayede dedektif, karşısındaki şüphelinin yüzüne motivasyonunu çarpar; "sen ona karşı şunu bu yüzden yaptın" gibisinden cümlelerle şüphelinin içsel motivasyonunu biliyormuş gibi davranır. Yine gerekirse deliller masaya vurulur. Bu sorgu tekniği sayesinde şüpheli, dedektifin her şeyi çözdüğünü düşünerek yenilgiyi kabullenebilir ve itiraf verebilir.
- d. Yönlendirmeli konuşma teknikleri sayesinde, dedektif manipülatif davranarak şüphelisinin konuşmasını sağlayabilir. Örneğin şüphelinin cinayet işlediği düşünülüyorsa, direkt yüzüne karşı "onu böyle mi öldürdün?" demektense "onu kazara mı öldürdün?" demek her halükarda itiraf almak için daha uygundur. Sonuç olarak şüpheli, kaza yaptığına inandırmak isteyebilir ve bu sayede itirafta bulunabilir.
- e. İyi polis kötü polis yöntemi uygulanır. Sorgunun ilk aşamasına iyi polis girer ve şüpheliye karşı oldukça empatili, sakin bir yaklaşım izler. İyi polise karşı rahat hisseden şüpheli olaydan yırtacağını düşünür, dedektif pes eder ve sorguya ara verir veya direkt bitirir. Sorgunun hemen üstüne veya aradan zaman geçip gözaltından çıkartılan şüphelinin sorgusunu ikinci dedektif alır. İkinci dedektif kötü polisi oynar, gayet sert ve tehditkar bir tavırla şüphelinin gözünü korkutur. Şüpheli ikinci dedektiften çekinir ve yine itiraf vermez ancak ikinci dedektifin başına bela olacağını düşünür. İyi dedektif son kez sorguyu alır ve şüpheli, kötü dedektife yem olmaktansa iyi dedektifle işbirliği yapmayı tercih ederek itiraf verir.
- f. Kanunların izin verdiği çerçevede şüphelinin fiziksel sınırları zorlanabilir. Dedektifler gözaltı süresini sonuna kadar kullanır, geç saatlerde sorgu alır, sorgu alıp tekrar gözaltına bırakır ve tekrar sorgu alır. Şüpheliye "yeter artık" dedirterek itiraf alma yoluna gidilebilir ancak bunun yapılması kanunlardan ötürü sakıncalı olabilir.
- g. En temiz itiraf alma yollarından biri kesinlikle işbirliği izlenimi vermektir. Özellikle kurban gibi görünen şüphelilerde işe yarar. Dedektif, yaptığı muhakeme sayesinde olaya hakim görünür; şüpheli de ağzından olayları kaçırmaya başlıyorsa doğru delilleri doğru zamanda masaya sürerek "biz senin iyiliğini düşünüyoruz, sana yardımcı olacağız" izlenimi verebilir ve bu, şüpheliyi itirafa itebilir.
Sorgu esnasında şüpheli doğrudan itiraf vermeyebilir ancak çelişkiye düşerek dedektiflere itiraf alma fırsatı tanırlar. Dedektif önceden yaptığı muhakemelerle bu çelişkilere karşı hazırdır, izleyeceği yöntemlerle çelişkilere bodoslama soru sorup sorguyu anlık olarak revize ederek itiraf alma yoluna gidebilirler. Bunun anlamı, muhakeme aslında sorgu esnasında da devam etmektedir. Ve unutulmamalı ki,
her sorgu başarılı sonlanmak zorunda değildir; eğer elinizdeki sorular bittiyse ve hala itiraf alamadıysanız bunu kabullenmeli ve soruşturmanıza yeniden yön vermelisiniz.Sorgu bittikten sonra dedektif tarafından tutanaklar hazırlanır ve dosya baştan güncellenir. Elde edilen yeni bilgilere göre olay örgüsü baştan oluşturulur, dedektif sorgu hakkında kendi değerlendirmelerini not eder ve ekip arkadaşlarıyla paylaşır. Eğer grupça mülakat alınıyorsa, elde edilen bilgiler doğrultusunda sorgunun hemen akabinde çapraz sorgu yapılabilir ve sıradaki şüpheliler sorguya çekilebilir.
2.c GörüşlerMülakatların arasında çok dikkat edilmeyen ama bir o kadar önemli olan "görüş" durumları yer alır. Görüşler doğrudan olayla bağlantılı bir şüpheli olmayan, ancak olayla ilgili şüphelilerin ve kurbanların çevresinde bulunan kişilerden alınır. Adı üzerinde üçüncü kişi görüşüdür. Örneğin dedektifler; maktulün eşi, annesi, meslektaşı, en iyi arkadaşı gibi kişilerle iletişime geçerek maktul hakkında bilgi almaya ve olay örgüsünü derinleştirmeye çalışır. Görüşler aslında sorgu öncesi muhakeme yapan dedektife destek olacak bir mülakat türüdür.
Görüşler sözel olarak alınır ve yasal olarak hükmü bulunmaz, zira ne yazılı ifadedir ne de kayıtlı sorgudur. Sadece bilgi - kaynak aktarımı olarak geçer. Görüşlerin bir delile çıkacağı öngörülürse, görüş sahibinin yazılı ifadeye veya sorguya geçirilmesi elzemdir.
Bir dedektif görüş alırken ne sözel ifade havasında, ne de sorgu havasında davranmamalıdır. Görüş alınacak kişi, muhtemelen yaşanan olayla ilgili hassaslaşmış olabilir. Bu durum dedektiflerde, sözel ifadedeki gibi empati ve sakinlik halini gerektirir. Ancak dedektifin görüş aldığı kişiye karşı polis otoritesini koruması ve soğukkanlı olması da gerekir, çünkü görüş veren kişiler, mağduru oynayarak soruşturmanın seyrini değiştirmeyi deneyebilir.
Görüş sahibinin vereceği kaynak bilgileri, diğer görüş sahiplerinin verdiği bilgilerle eşleştirilmeli ve olay örgüsüne örtüşüp örtüşmediği denetlenmelidir. Dedektif görüş alırken olayın çarpıtılma ihtimalini asla aklından çıkartmamalı ve bunların resmi birer delil olmayacağının bilincinde olmalıdır. Görüş soruları genellikle "maktul son zamanlarda nasıl davranıyordu?" veya "şüpheli son zamanlarda maktulle ne ilişki yaşadı?" gibi, olayla ilgili bilgilendirici ve muhakemeyi aydınlatıcı sorular olmalıdır. Dedektif bu bilgileri not ederek görüş sonrası soruşturmayla karşılaştırır.
Görüşler sayesinde olayın arka yüzü aydınlanabilir, soruşturmaya yeni şüpheliler eklenebilir, araştırma çerçevesi genişleyebilir. Görüşler doğru alındığı zaman soruşturmayı çok yönlü genişletecektir ve en az ifade, sorgu kadar önemlidir.
3-) Mülakatların Etik ÇerçevesiMülakatlarla ilgili sona yaklaşırken, dedektiflerin mülakat alırken dikkat etmesi gereken etik değerlere ve hukuki kısıtlamalara değineceğim. Bu başlıktaki etikler, resmi veya değil, bütün mülakatlar için geçerlidir.
- a. Dedektifler mülakat alırken, tıpkı muhakeme sırasınca olduğu gibi kişisel ön yargılarını yansıtmamalıdır. Özellikle ortada net bir maktul bulunmayan soruşturmalarda herkese şüpheli yaklaşmalı, tarafsızlık ilkesine sahip olmalıdır.
- b. Herkesin hakkını gözetmeli, şüphelilerinin susma ve avukat haklarını karşılamalıdır. Mahremiyet hakları adına soruşturma esnasındaki mahrem bilgileri dışarıya taşırmamalı, mülakatta elde edilen mahrem bilgiler soruşturma içerisinde kalmalıdır.
- c. Dedektifler şüphelilere karşı psikolojik baskı yapmamalıdır. Psikolojik baskılar soruşturmanın seyrini olumsuz etkileyebilir, şüpheliyi yanıltıcı cevaplar vermeye itebilir. Ayrıca mülakatların etik değeri, şüphelinin özgür iradesiyle konuşmasına bağlıdır. Yani susma hakkı olan bir şüpheliyi zorla konuşturmak etik ve yasal değildir.
- d. Dedektifin mülakat esnasındaki üslubu, polis kimliğini de bozmayacak şekilde, karşısındaki kişinin ruh haline uygun olmalıdır. Nabza göre şerbet vermeli ve ne karşıdaki kişiyi fazla korkutmalı, ne de fazla kaygısız hale getirmelidir.
- e. Mülakatlar zamanı zamanına soruşturmaya işlenmeli ve olay örgüleri, muhakeme alanları sürekli olarak güncel tutulmalıdır.
- f. Mülakatların uzun sürmesi hem dedektifi hem de şüphelileri yorgun tutar. Yasal sınırlar aşılmamalıdır. Mülakat esnasında zaman yönetimi doğru yapılmalı ve mülakatın gereksiz uzatılmasından kaçınılmalıdır.
Mülakatlarda etik değerin korunması soruşturmayı ileri taşıyacakken, etiklerin dışına çıkmak dedektifin kariyerini zedeleyebilir ve soruşturmadan, hatta yerine göre dedektiflik görevinden alınmasına sebep olabilir. Bundan mütevellit yapılan her mülakat sonuca ulaşmak zorunda değildir ve herkes göründüğü kişi olmayabilir, dedektif etik değerlerini koruduğu sürece mülakatlarda bir sıkıntı çekmeyecektir.