Hiç doğru şeyi yanlış yerde yaptığınızı düşündünüz mü? Bazı yerlerin kuralları vardır ve orada her ne kadar haklı olsanız bile kurallara uymak zorunda kalırsınız. Bu yerlerden birisi de Küçük İtalya.
Little Italy Küçük İtalya, İtalyanlar ve özellikle Valachi için en kıymetli yerdir. Harika yemekler yiyebileceğiniz Salone Paradiso, müthiş içkiler içebileceğiniz Ravenite, eşsiz etler bulabileceğiniz Catania, envanterinde onlarca kitap bulunduran Little Italy Kütüphanesi, birçok kuşa ve ağaca ev sahipliği yapan Giacomo Valachi Hatıra Parkı gibi daha sayamadığım onlarca sağlam mekanı içinde barındırır. Huzursuzluk, kavga, gürültü çıkartmak yasaktır. Little Italy'de konuştuklarınıza da dikkat etmelisiniz çünkü her an herkes yanınızda olabilir.
| |
Her zaman olduğu gibi Ravenite önünde çocuklarla takılıyorduk, sohbet ediyor, iş konuşuyorduk. Bir süre sonra Leah Lombardi -Adrian Lombardi'nin eşi- geldi ve bize selam verip masalardan birine geçti. Biz sohbetimize devam ederken Leah'a maskeli bir siyahi yaklaştı. Küçük İtalya'nın ortasında dahi olsak içimde bir şüphe oluştu, oraya doğru yaklaştım. Ben yaklaşırken Leah ve maskeli adam konuşuyordu, dışarıdan ufak bir tartışmanın içindeler gibi görünüyordu. Beni gören siyahi, neyi izlediğimi, neye baktığımı falan sordu ve biraz daha ilerleyip tehditler savurdu. Olaylar böyle gelişince laf dalaşına girdik. Biz tartışırken arkadan Pepe'nin seslendi, bana durmamı söylüyordu. Durmak istesem bile karşımdaki bağırmayı sürdürünce suratına yumruğu çaktım ve onu kovaladım. Kaçarken bana Ganton'da işimi bitireceğini falan bağırdı. Ne adam ama değil mi? Dayak yemiş kaçarken bile bağırıp tehditler savuruyor, siktiğimin maymunu. Her neyse, haklı olsam bile Küçük İtalya'da gerginliği yükseltmiştim, ceza alacağımı düşünerek patronları beklemeye başladım. Akşam saatlerinde Gandolfini ve Sean Parello geldi, onlardan bir süre sonra da Ganton ekibi -kendilerine AGB diyorlar- geldi. Masada AGB ve Michael Gandolfini vardı, olayı konuşuyorlardı.
|
AGB son dönemde sürekli sorun çıkartan tiplerden oluşuyordu. Bir kere tüm üyeleri maskeli dolaşan insanlardan oluşuyor, nasıl sorun çıkartmadan durabilirler ki? Bu durumlar onlara konuşma sırasında dezavantaj sağladı, Gandolfini muhtemelen karşısındakilerin bir grup terörist olduğunu düşünüyordu. Neyse işte, konuşma AGB'nin lideri Switcher'ın -Problem yaşadığım kişi de kendisiydi- sözleriyle başladı.
Elbette ilk olarak beni şikayet etti. Küçük İtalya'da yapılmaması gereken şeyleri yapmışım ve hatta silah bile çekmişim? Bunu duyunca gülmemek için kendimi zor tuttum, ucuz iftiralar komikti. Gandolfini ise -tavırlarından anladığım kadarıyla- Switcher'a inanmıyordu, sürekli sorun çıkartan tiplerdi bu insanlar sonuçta, kim inanır ki? Switcher'ın açıklamasından sonra söz Gandolfini'ye geçti. Başlamadan kendine bir Vice216 yakıp koltuğunda yayıldı, Sean Parello'nun kanatları altında onu izliyordum. Kaderim Michael Gandolfini'nin sözleriyle belirlenecekti.
Gandolfini'nin dengeli davranıp biraz beni biraz karşı tarafı gömeceğini düşünüyordum ama öyle olmadı. Gandolfini Ganton ekibini doğrudan ezip geçti, onlara benim kılıma bile zarar vermeyeceklerini söyledi. Açık konuşmak gerekirse yaşananlar götümü kaldırmıştı, patron tarafından korunuyordum.
|
Konuşma sonunda istediğini alamayan AGB evlerine döndü, ben ise sırıtarak gidişlerini izliyordum. Bu olayın duyulmasından sonra Küçük İtalya sakinlerinin bana olan saygısı biraz olsun arttı.
Peki AGB ekibi, onlara ne oldu? Birkaç gün sonra Louis Boltzmann'ın evine saldırdılar ve alakasız şekilde Valachi'ye küfür ettiler. Bu olaylar sonunda Ganton'daki bloklar mermi yağmuruna tutuldu, orada yaşayanlar ya öldü ya da kaçtı.