Hayatım boyunca yalanlarla boğuştum.
Öğrendim ki yalanın bacağı topaldır...
Pek düşman gördüm,
gördüm ki;
Gürleyen bulut her zaman yağmur getirmez.Ardem Zahir'in sesinden;Aşağıdaki metni, Ardem Zahir'in konuşmasından sonra çalan şarkı eşliğinde okumanız tavsiye edilir.Kırk yaşında, eli taş kalbinin üzerinde, kendi içindeki zindanda hapsolmuş. Depresif mi? Sayılmaz.
Doksan üç yaşında ölmüş babasının sancısını taş kalbinde halen hissediyor. Babasına pek mi düşkündü ki? Sayılmaz.
O yıllarda Ermenistan'da ne kadar boktan banklar, sulanmamış çimenler, bit görmüş döşşekler varsa hepsinin yüzeyini belki de adıyla bilir.
Bu mu? Kötü bir hayat mı geçirmiş? Vice City'de boka batmış tüm suçluların hayatı bu şekilde mi?
Kız kardeşi Zouleyha, Ardem'in emekleriyle doktor oldu. Ablası Samreen ise kaçtığı herifle hayatını çoktan kurmuştu.
Ardem Zahir, Samreen'in dostunu öldürmek için pek gençti. Hayalleri vardı. Babası ona vur dedi, o vurdu.
Henüz on dokuz yaşında Kahharyan ve yardakçılarının eline, hapishanede düştü.
Haik Kalashnikov ismini ise orada tanıdı. Kapan Suçlu Evi'nde pislik dönerdi, vahşet akardı.
Haik'in eli, Ardem Zahir için bir umut oldu.
Yirmi beşinde hapishaneye veda etti, Kalashnikov ile birlikte tahliye oldular. Hayat onun için yeni başlamıyordu, göreceğini çoktan görmüştü bile.
Kapan'da tüm suç şalterleri Haik Kalashnikov'n elindeyken, ona gelen telefonla tüm işler Zahir'e kaldı.
Haik, Vice City'de bir Ermeni krallığında koltuğunu büyütürken, Ardem Zahir, Kapan'a hükmediyordu.
Çok mu hızlı gelişti? Ne bilmek istersiniz ki?
Haik Kalashnikov öldükten sonra Kapan'daki işler tersine döndü, Ardem Zahir yıkılmıştı.
Ardem, Vice City'e gidip Haik'in davasını devam ettirmeliydi. Ettiriyor, ettirecek...
Ne bilmek istersiniz? Gözlerine bakmadan hiçbir halt anlayamazsınız.
Onu dinlemeye cesaretiniz var mı?