Blanchfield ve Fareleri: Commerce Kanalizasyonu
Finn Blanchfield, 96 doğumlu bir Irlanda göçmeni, Vice Şehrinde doğup büyümesine rağmen iç kesim tarafından her zaman zorbalığa uğramış, büyüme sürecinde ve ergenlik çağının çoğunda insanlar tarafından dışlanılmıştı, Finn'in akademik hayatı yok denilecek kadar az bir seviyedeyken sokaklarda yaşam standartları onun akademik hayatı için en büyül engellerden sadece bir tanesiydi. On beş yaşına kadar Vice Şehri Yetimhanesinde kaldıktan sonra on beşinin ortasında yetimhaneden kaçmaya karar verdi, Finn'in en iyi yaptığı şeyin manipülasyon olduğunu görevliler ve onunla özel olarak ilgilenen yetimhane müdürü fark etmişti ve bu yüzden onun dışlanmasında önemli rol oynuyorlardı. Fakat bir gün Finn yetimhanedeki ufak arkadaş grubunu örgütleyerek onları manipüle etmeye karar verdi, onlara buradan kaçmanın iyi bir fikir olacağını aşılarken gerçekleştiremeyeceği vaatlerde bulundu, kendini oradan dışarıya çıkmak için arkadaşlarını önünde bir merdiven basamağı gibi kullanma kararını çoktan vermişti. On beş yaşında bir çocuğun hayata tekrar tutunabilme hayali tam burada başladı, bir gece arkadaşlarıyla beraber örgütlediği yetimhanenin içinde ufak bir kavga çıkarttılar, Finn arkadaşlarından birine, anlaşmada yer almayan üçüncü dereceden yanık izi bıraktı. Yetimhane görevlileri bu olaydan sonra Finn'i yurttan zorunlu olarak uzaklaştırma kararı aldılar ve çıkartılmasını sağladılar, anlaşma sağladığı arkadaşlarını kullanarak onları kandırıp dışarıya çıkmıştı ve istediğini de elde edebilmişti. Finn'in on beş yaşında bu denli ciddi bir hamleyle dışarı çıkması onun özgürlüğe kavuşma duygularını daha da okşadı. Onun için dışarıdaki hayat tekrar yetimhaneye girmemesi kadar önemliydi, tam bu sırada onun dışarıdaki hayatı başlamış oldu.
Blanchfield'ın Ghetto'a Düşüşü;
On beş yaşında sokakta kaldığı ilk günlerde bir yerlerde iş bularak geçinebilme hayalleriyle yanıp tutuşmasına rağmen aslında gerçek hayatın televizyonda izlenildiğinden ibaret olmadığını anladı, hiçbir iş kurumu ona iş uzatmıyor, hiçkimse onun derdini dinlemek istemiyor veya yaralarına merhem uzatmıyordu. On beş yaşında sokağa atılmış bir Irlandalının kendi yaralarını kendisinin sarmasından başka çaresi yoktu. Birkaç gün sokakta yatarak insanlardan para istemeye başladı, insanların ona verdiği üç-beş sentle gün kapatmaya çalışan Finn, kim bilir belki de dışarı kaçtığı için çok pişmandı? Ona çocukluğundan beri yapılan dışlamalar, göçmen muammelesi onun dışarıya çıktıktan sonra bir yardım eli bulamamasıyla filizlendi. Tekrar aynı şeyleri yaşadığını düşünmeye başlayıp insanların ona gülünç yüzlerle bakmasını izledi, elinden bir şey gelmese de sokakta dilenerek yaşamayı kendine bir hayat tarzı edinmişti. Ara sıra part time işleri şans eseri bulabilse bile araç yıkayarak, Wallmart gibi marketlerde alışveriş arabalarını toplayarak sıraya sokma gibi işlerde yer alıyor, günlük elli-yüz dolar arası bir para alarak kendini ödüllendiriyordu. Bir gün iş çıkışında sokakta kalmak için her zaman gideceği Rodeo'a doğru yol aldı, oranın bankları diğer yerlere göre daha rahattı çünkü en büyük park orada bulunuyordu. Blanchfield geceyi kapatmak için her zamanki bankına uzandı fakat tam uykuya dalacağı esnada yoğun bir gök gürültüsü hemen kulağının dibinde duyulur duyulmaz yağmurlar sel gibi akmaya başladı, havaya bir anda kara bulutlar çökmüştü ve Finn'in bu havada dışarıda kalması mümkün değildi, ikinci el beyaz hırkasıyla tıraşlı kel kafasını saklaya saklaya yağmurdan sığınacak bir yer arıyordu, deliler gibi etrafta koştururken birden bire ayağının altında bir plaka olmadığını fark etmesiyle suya çakılması bir oldu, suya çakılma sesi etrafta yankı yapmaya başladığında boş bir yere düştüğünü fark etti, etrafına bakarak orayı tanımak için kendini toparladı, ayağa kalktı. Etrafına baktığında karanlıktan başka hiçbir şey görmemesine rağmen yukarı baktığında ufak bir dairenin içinden yıldızlar sayılabilecek kadar az görünüyordu, dümdüz bir çizgi halinde yürümeye devam ederken ufak bir şekilde nemlenmiş yerde ayak seslerinin yankısını duyuyor, bu şekilde yolunu bulmaya çalışıyordur, yaklaşık ikiyüz metre yürüdükten sonra yukarıdan büyük bir ışığın aşağıya vurduğunu ve içeriyi aydınlattığını gördü, oraya doğru yalpalayarak koşar adım ulaştıktan sonra kafasını kaldırdığında bir rögar kapağının altında olduğunu fark etti, ışık vuran yere bakakaldığında Rodeo Kanalı'na düştüğünün farkına vardı, üzerindeki kıyafetlerinin düştüğü sudan dolayı nemlenmesinin yanı sıra içeride garip bir sıcaklık onu karşıladı, sokakta yaşayan bir çocuğun yağmurdan kaçarken şanseseri düştüğü bir kanal onun hayatının şekillenmesinde belki de önemli bir rol oynayacaktı. tamamen güvenli, nemli olmasına rağmen sıcaklığını koruyabilen, ona ev gibi gelecek bir kanalın tam ortasında bulunuyordu. Burada ondan başka yaşayan tek şey minik, kuyruğu uzun fare dostlarıydı. Farelerin ondan kaçar bir tavır almayıp ayaklarının etrafına dolanmasına çok şaşırmış bir tavırla bakarken yeni dostlarının lağım fareleri olacağını düşünmüştü fakat sadece kötü kokusundan ibaretti.

Rodeo Kanalı
Rodeo kanalında pineklemeye başlayan Finn çalıştığı ek işlerle para kazanmaya devam ederken bir apartman tutma veya ev kiralamak gibi gereksiz masraflardan kaçınarak kendi yükünü fazlasıyla hafifletmişti fakat zamanla elinden kayıp giden ek işleriyle beraber para kazanabileceği hiçbir kaynağı kalmamıştı, sadece sokakta insanlardan para isteyerek geçim sağlayamadığını fark ettiği bir anda Rodeo kanalının bitiminde kendisi gibi genç, üstünde ikinci el bir deri ceket giyen serseri yattığını gördü, kanala sığınmasına rağmen gerçekten beter halde yattığını fark eden Finn onun yanına gidip onunla biraz ilgilendi, onu kendine getirdikten sonra sokaktan dilenerek kazandığı ufak miktardaki parayı bu çocukla paylaşmaktan çekinmedi ve kanalın hemen üstünde bulunan Main Street'ten birer sosisli aldılar, paralarının yeteceği kadar karılarını doyurmasına yardım etti, çocuğa karşılıksız yaptığı iyiliğin sonunda yerden toparlanan Alman genç ona minnettar olduğunu defalarca bildirirken Finn yıllar sonra fareler dışında bir arkadaş edinebileceğinin farkına varmıştı, Rodeo kanalında beraber yaşadığı sadece fareler değil, büyük fare Ansgar Orndorff'da bundan sonra oyuna dahil olmuştu. Gün geçtikçe toparlanan Ansgar, Finn'e duyduğu minnetten dolayı her gün onun için para kazanmaya çalışıyor ve onu ölüme terk etmediği için can borcunu ödemeye çabalıyordu. Ansgar ve Finn'in beraber kanalı paylaşmaya başlamasının ardından işler onlar için daha da rahatlamıştı ve iki bütçenin birleşiminden bir günü kapatmaları daha da kolay bir hal almıştı, günler ve aylar birbirinin peşinden koşarken ikili Rodeo kanalında beraber iki yıl devirdiler. Rodeo kanalıyla beraber kendilerine mesken tutacakları bir yer onlara iyi gelmiş olmalı iki kendilerine hurdalıktan birkaç parça mobilya çalıp oturacakları yerler yapmışlardı. Finn'in tavsiyesi üzerine biriktirdikleri paralarla alışverişe çıkan ikili, girdikleri markette Ansgar'ın bir anlık dolduruşuna gelerek marketi soyma kararı aldılar, bu alınan anlık karar Finn'e sıcak para olarak duyması üzerine çok güzel gelmişti. İkili üzerilerindeki kesici aletlerle beraber işyerini soymaya başladılar ve kasadan bin dolarlık bir miktarla beraber koşa koşa alandan uzaklaştılar, çok geçmeden Rodeo kanalına giriş yapmışlardı ve resmen ufak çocuklar gibi birbirlerine bağırarak sevinmeyi sürdürüyorlardı, ellerine geçen bolca erzak ve bin doların ardından kolay paranın nasıl kazanıldığına dair bir hile bulmuşlardı.
Hırsızlık. Onların cebine giren sıcak paranın az bir miktar olsa bile bu kadar kolay yoldan kazanılmış olması akıllarını karıştırmış olmalı ki ikili birkaç gün aralıklarla Rodeo'nun farklı konumlarındaki marketleri soyularak ismlerinin kolay bir şekilde polise duyurulmasını sağladı, farkında olmadıkları şey şuydu ki;"
Ne kadar hızlı koşarsan koş, güvenlik kameraları seni daima yakalar." Ardı arkası kesilmeyen bu soygunlardan koşarak kaçtıklarını sanıyorlardı fakat gençliğin getirdiği cahillikle gizlenmeyi unutuyorlardı, sıcak para onların gözünü iyice hevese bürümüştü. Rodeo kanalında oturup paralarını sayarken bir yandan da Rodeo'a bağlanan diğer kanalizasyon hatlarının bir şemasını çıkartıyorlar, işlerini daha da büyüterek şehirdeki bütün kanalizasyon hatlarına yayılmak istiyorlardı. Bunun için ellerinde bir harita ve sıcak para olması gerekiyordu, para işini tamamladıkları an haritayı çizmeye başladılar, kafa kafaya verip çalışmaya başkadıları o anda kaldıkları Rodeo kanalının giriş ve çıkışlarını siren ışıklarıyla donatılmış bir şekilde baskınla karşıladılar. Apar topar toparlanarak çaldıkları bütün parayı olay yerinde etrafa savurup ellerine sadece Vice Şehri'nin kanal planlarının olduğu haritayı alıp olabildiğince uzağa koşmaya başladılar, koşarlarken bir yandan haritayı takip ediyorlardı ve doğru çıkması için tanrıya dua ediyorlardı.
Gidebilecekleri yer kısıtlı olmasına rağmen haritaya uyarak kanalizasyonlar arası geçiş yapmayı başardılar ve ceplerinde sıfır dolarla tekrardan kanalın bir bağlantısında geçici olarak pineklemeye devam ettiler, sıfırlanmalarına rağmen çok büyük iki şeye sahiplerdi, bu onların hayatını değiştirebilecek bir aşama sayılabilirdi. Hırsızlık becerisi ve Vice Şehri'nin bütün kanalizasyon haritası.
Commerce Kanalizasyon Kuruluşu
İkili uzun bir süre kaçtıktan sonra kanalların arasından sızarak Commerce boru hattına bağlandı, altındaki çift şeritli tüneli kullanarak Main Street'in altındaki güvenli tünelleri keşfederek burada bir süre geçimlerini sağlayacak şekilde sokağa çıkarak dilencilik yapmaya devam ettiler fakat her sokağa çıkışlarında kanal girişinde onları başka bir evsiz bekliyordu, buranın Rodeo'dan farkı neydi? Burada neden daha fazla evsiz kalıyordu ve herhangi bir işlevleri yoktu bilinmiyordu fakat hepsi kendini resmen ölüme terk etmiş bir şekilde sadece yatıyorlar, içiyorlar ve etrafa kan kusmaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Finn ve Ansgar, Commerce Kanalizasyonu'nun konumunu beğendikleri için burada kendilerine gerçekten bir krallık kurma imkanı sunulduğunu fark ettiler, bir sürü göçmene ve dilenciye ev sahipliği yapan Commerce Kanalizasyonu artık iki göçmen tarafından yönetilme sözü almıştı, buraya paranın iki giriş kaynağı vardı ve kurallar netti, dilen ya da çal. Buradaki evsizleri kandırıp kendi taraflarına çekerek dilendirme işlerini yaptırmaya başlayan ikili kısa bir süre sonra kendilerini sağlama aldıktan sonra tekrar hırsızlık işlerine girişmeye başladılar, kendi adları altında dilendirdikleri göçmenler ve dilenciler dilenme işini üstlenirken, Finn ve Ansgar ikilisi hırsızlık yaparak büyük paranın üzerine konuyordu ve gün sonunda Commerce'da kalan kanalizasyonda yardıma ihtiyaç duyan insanlara eşit olarak dağıtıyordu. Böylece kendilerine ufak bir yardımla beraber dönen bir çark yaratmışlardı. İşlerini ilerletmeye başladıklarında(günlük 500$) kanalın birinci girişine mobilya ve bir köpek kulübesi satın aldılar, kendilerine bir loca kurma işini bitirdikten sonra oranın patronunun kim olduğunu diğer kanal göçmenlerine göstermişlerdi. Şehrin kanallarını tıpkı bir fare gibi hızlı, görünmeyecek kadar kamufle bir şekilde kullanmakta ustalaşmıştılar. Kanalizasyon hatları onlar için gerçek bir ticaret yuvasına dönmüştü. Ticaret aslında yukarıda değil, aşağıda olmalıydı.
Aralarına aldıkları bazı göçmenlere dilencilik işleri ve bölge isimleri vererek paralarını tespit ettiği her kişiyi sömürecek kadar dilenci yolluyorlar ve gün içinde o dilencileri sürekli seçtikleri bölgeye sokup çıkartıyorlardı, bu şekilde birden fazla dilenciye iş olanağı sağlıyorlar ve kolay yoldan ek gelir sağlıyorlardı. Hırsızlık çetesinin kurulmasında baş rol oynayan ikili Commerce'de dilencilik işinden iyi para getiren bazı göçmenlerden hırsızlık ekibine birkaç isim alacağını duyurduğunda gelen paraların daha da arttığını fark ettiler. Hırsızlık ekibinin kurulacağının kanalizasyonda duyurulması üzerine ikinci el kıyafetler, elektronik eşyalar ve pawnshop'a iletilecek bir çok metal parça hırsızlık kategorilerinin içine alınmıştı bile. Neredeyse üst dünyada bulabildikleri tüm parçaları çalıyorlar ve çok ucuz fiyata okutarak kendilerine bir sermaye belirliyorlardı, ekibin kurulmasının altyapı çalışmaları böylelikle Commerce Kanalizasyonu'nda atılmaya başladı ve günümüzde aktif olarak orada yaşamaktalar.

Yürüdüğünüz zemini kontrol etmeyi ihmal etmeyin, kanalizasyon fareleri her an etrafınızda olabilir.