Florida Soruşturma Departmanı

[Scealten]

[Maxiell]

[Lord Xuneity]

JOHN RONSFIELD — BOLUM I: KILISENIN YETIM ÇOCUKLARI

John Ronsfield, 1991'de Florida'nın Pinellas/Clearwater bölgesinde doğdu. Doğumu sırasında hafif buğday tonlarında bir ten ve solgun kumral saç rengine sahipti. Gözleri soylarından gelen karışık pigmentlerle birlikte buz mavisine çalarak parıldıyordu. Annesi Evelyn Ronsfield, John'ın doğumu sırasında gelişen sepsis belirtileriyle birlikte hayatını kaybetti. Öldüğünde 25 yaşında lise mezunu ve küçük bir kitapçıda çalışan genç bir kadındı. Babası Thomas Ronsfield... Onun düzenli bir işi yoktu, gündelikçi olarak barlarda ve restoranlarda çalışıyordu. Evelyn ve Thomas, Thomas'ın çalıştığı bir barda genç yaşlarında tanışmıştılar. Florida'ya başka bölgelerden göçmüş bu iki genç, tanışmalarından itibaren 2 yıl birliktelik yaşadılar. Thomas, eşi Evelyn'in ölümünden sonra John'a tek başına bakmaya çalıştı. Ancak duygusal çöküşüyle birlikte Thomas uyuşturucu batağına sürüklenmişti. Kanun kaçağı birisiydi ve uyuşturucu ticareti yüzünden bir gün polise yakalandı. Sicilinin kirlenmesiyle birlikte John, Florida mahkemesi tarafından Thomas'tan kopartılıp eyaletin çocuk koruma sistemi altına alındı — yaşanan olaylardan sonra Thomas da outlaw yaşantısını tamamen gizledi ve bir daha kimse izine rastlamadı. John'ı henüz 6 yaşındayken terk edip tam anlamıyla kaybolmuştu.

John o günkü olaylarla birlikte sisteme alındı, tam 16 yaşına dek 10 yıl süreyle Florida'nın federal çocuk yetiştirme yurtlarında (DCF) yaşadı. Ailesi adına hiçbir bilgiye ulaşılamıyordu zira ölen annesinin de, kaybolan babasının da göçmen olduğu biliniyordu. O dönemde çocuk esirgeme kurumu bu meseleleri araştırdı çünkü John'ı yasal bir vasiye teslim etmek istiyorlardı. Ancak onun kökenleri hakkında öğrenebildikleri tek şey, babasının da artık Florida'nın dışına çıktığı ve en son geçici bağlamda Georgia'da bir motelde konakladığıydı. John'ın aile artığı hakkında başka bir şey öğrenilememesinden ötürü yurt kurumu, John'a daha sıkı bir şekilde sahip çıkmaya karar verdi. O artık bozulmuş bir dini sisteme sahip kilise yapısında, diğer çocuklarla birlikte yetiştiriliyordu. Kendisini buradayken, daha çocuk yaştan aidiyetsiz ve boğucu, karanlık bir ortamın içine düşmüştü. Yalnızlık hissi onu kendi özgeçmişini, soy adını ve neseplerini araştırmaya itti. Haklı olarak nereden geldiğini ve nasıl yetim kaldığını öğrenmek istiyordu, ama o dönemdeyken bunu biraz takıntı haline getirmiş gibiydi.

Yetim olmanın verdiği can havliyle birlikte John çocuk yaşta kendince obsesif davranışlar geliştirdi, dünyayı yeni algıladığı 10'lu yaşlarının başındayken yurdun güvenlik dosyaları ve kameralarıyla ilgileniyordu. John DCF kilisesindeki diğer çocuklarla bir şekilde organize olarak kendi kişisel alanlarını güvenli bölge içine almayı amaçlayan gizli bir "kardeşlik" yapısı kurmayı başarmıştı. Dışarıdan diğer çocuklar için bir abi gibi görünürdü, içinde ise kendi öz güvenliğini sağlamaya çalışan bir çocuk vardı. Bu yozlaşmış ortamdaki masum çocuklar birbirini satmamak için ant içmişti. John'ın davranışlarındaki garip ve olağandışı hareketleri yurt çalışanlarının gözünden kaçmamıştı, ama kimse psikolojik ve ruhsal sorunlar olabileceğiyle ilgilenmek istemiyordu. Bunu kayda geçtiler ama kayıtlarla sınırlı kaldı. Hem yurttaki personel sayısı da az ve yetersiz geliyordu. Oradaki az sayıda eğitmeninin gözlemiyle kayda geçen davranışları,

"Fiziksel temas kurmaktan kaçınıyor. Konuşmak zor, konuşma süresi dakikalarla sınırlı. Ağzını bıçak bile açmıyor ama daima tetikte davranıyor. Kendini kalabalığın içinde gizliyor, arkadaşlarının arasında geride durmayı tercih ediyor. Gözlemci bir kişiliğe sahip."

şeklinde tanımlanmıştı. Halbuki bu davranışlarının temelini gerçek bir aileye ve yuvaya sahip olmaması, kendini sürekli koruma içgüdüsüyle hareket etmesi oluşturdu. John ilk kez başka birisine dönüşmeye çalıştı, ilk sahte karakterini henüz yurttayken 15 yaşında yarattı. Bu esasında bir kütüphane kartıydı. Amacı suç işlemek değil, basit bir yöntemle "kaybolma" yöntemlerini test etmek ve kendi babasının nasıl kaybolduğunu kendi senaryosuyla deneyimlemekti. Tamamen gizli bir şekilde yaşamak mümkün müydü? Kalabalığın varlığını kullanıp da görünmez olmak, hiçbir "gerçek" bağ edinmeden var olmak. Babasına aralarındaki kan bağından vazgeçtiği için sinirliydi, içi tam anlamıyla cehennem gibi yanıyordu. Ve onu bulmak istiyordu, kendi yöntemleriyle.

Yetim kilisesi, çürümüş sistemdeki pis bürokratların yönettiği bir para aklama / yolsuzluk merkezi gibiydi. Dışarıdan bakınca "çocuklara sahip" çıkıyordular, ama içeriden kilise ve çevre mahalleleri pislik götürüyordu. Yurt yaşantısındaki günler birbirinin aynısıydı, sokaklar ise düzenli kaos yaratıyordu. Diğer çocuklarla birlikte haftanın belirli günleri Peder Elias'ın kilisede ders verdiği günlere katılıyordular. Kilisedeki dersler bitince çevresindeki sokağa çıkıp diğer çocuklarla vakit geçirip mahallenin tozunu atar, akşam gözü vurduğunda ise yurda geri dönerdiler. John bu süreçte sık sık defter ve günlük tutma alışkanlığı edinmişti, çevresini gözlemler ve gördüklerini, öğrendiklerini kendi günlüğüne yazardı. Yetiştirme yurdundan edindiği ve birbirinin kıçını kolladığı birkaç yakın arkadaşı da olmuştu. Silas Evers, John'dan 2 yaş büyük başka bir yetim çocuktu; muhtemelen davranışları John'a benzeyen bir çocuktu ama kafayı sert bir şekilde üşütmüştü. Silas sürekli yurttan kaçmaktan bahsederdi ve en nihayetinde 15 yaşında yurttan kaçmıştı. Leah Dunning müzik alanında oldukça yetenekli bir kız arkadaşıydı ve John ile iyi anlaşırdılar, travmatik geçmişini şakaya vurup içine atmayı tercih ederdi. John bunu fark etmiş, Leah'n geçmişini eşelemenin anlamsız olduğunu düşünmüştü. Aynı dönemde liseden mezun olup yurttan ayrıldılar ve birbirleriyle vedalaştıktan sonra bir daha görüşmediler.

John'ın yurtta yaşadığı dönemde okul dersleriyle arası iyiydi. Hayatın ona erken yaşta yaşattığı zorluklar, aynı zamanda hızlı olgunlaşmasını sağladı. Kilise eyalet yönetimine bağlı olsa bile çocukların tozunu attırdığı o sokaklar tam anlamıyla bok götürüyordu. John bu ortama adapte oldu: sosyal olarak arkadaşlarına karşı ketum durmayı ve ağızlarından laf cımbızlamayı tercih ediyordu. Bu bilinçli bir yaklaşımdı; özellikle psikoloji, davranış bilimi gibi dallara özel ilgi gösterdi. İnsan ilişkilerine çalıştığı için bir şekilde çevresinin güvenini kazanabiliyordu. Okul hayatında felsefe kulüplerinde yer aldı ve öğretmenlerinin gözüne girdi. Ergenlik döneminde de hızla boy atmıştı, yavaş yavaş solan gözleri artık iyice buz mavisi ve duman rengi arasında bir ton almıştı. Kumral saçları o dönemde hafifçe dalgalanmaya başladı ve dışarıdan bakan birisi tarafından yetim olduğu düşünülmeyecek kadar özenliydi. Ama kendine gösterdiği bu özen ve kişisel bakım refleksleri dahi saplantılı paranoyasından geliyordu. 18 yaşından gün aldığı dönemde liseyi üstün başarıyla tamamladı. Güney Florida Üniversitesi (USF) için bir başvuru yaptı. USF'ye yaptığı başvuru kabul edildi ve üniversitenin kriminoloji bölümüne yerleşti. Ayrıca akademik başarısı sayesinde burs da kazanmıştı. John için artık çocuk esirgeme kurumundan ayrılıp kişisel hayata atılma vakti gelmişti.


Bölüm II: ?
...

John'n üniversite hayatını anlatan bir kesit, Bölüm II'den.

...fark eden ilk kişi oldu. Nancy, John'daki potansiyelin kaybolmasını istemedi: o-
nunla görüştü ve onu soruşturmacı kariyerine yönlendiren insanlardan birisi ol-
du. Nancy Rocha'nın etkileri ve kişisel ilgi alanları doğrultusunda John, üniversite-
deki tez konusunu da bu yönde yazdı:

"DAVRANIŞSAL ŞÜPHENİN ÇEVRESEL TETİKLEYİCİLERİNİ ANALİZ ETMEK"

14.06.2025 — FDI AKADEMISI

[Lord Xuneity]

[Fives]

aileye alım var mı

[Lord Xuneity]

15.06.2025 — FDI AKADEMISI

[coffins]

[coffins]

[Lord Xuneity]

GUNLUK PART-II: 16 HAZIRAN SABAHI

[HeisenWick]

Favori birliğim