Kişi Bilgileri
Ad Soyad : Henry Dunkirk
Doğum Tarihi : 23/05/1996
Doğum Yeri : Haven Town/Minnesota
Boy : 1.80
Kilo : 82
Ten Rengi : Beyaz
Uyruk : Amerika
Göz Rengi : Mavi
Saç Rengi : Sarı
Baba Adı : Mitch Dunkirk
Anne Adı : Rebecca Phelps Dunkirk
Kardeşler : Connie May Dunkirk ve Damon Dunkirk
Medeni Durumu : Evli
Diğer Bilgiler
Eğitim :
Yale University - Department of Music (dondurdu)
İş Deneyimleri :
Çiftçilik, Barmenlik, Roadielik ve Müzisyenlik
Yetenekleri ve Karakter Özellikleri :
Gitar ve Piyano çalmayı iyi derecede biliyor.
Alkol bünyesi güçlüdür kolay kolay sarhoş olmaz.
Disiplinli ve planlı hareket eder kendisine verilen görevi eksiksiz tamamlamaya özen gösterir.
Başına buyruk ve asi bir kişiliği vardır.
Karşısındaki her insana oldukça rahat tavırla yaklaşır
Yanlış yapmaktan korkmayan hatta umursamayan bir tarafı vardır.
Sevdiği bazı şeyler :
Sabah sporu ve meditasyon
Müzik.
Doğa yürüyüşleri.
Uzun araba yolculukları.
Kamp yapmak.
Karakter Biyografisi
Erken yaşam.
Henry Dunkirk, 23 Mayıs 2000'de Mitch ve Rebecca Dunkirk'ün oğulları olarak Haven Town, Minnesota'da dünyaya gözlerini açtı.
Babası bir çiftçi, annesi de bir ev hanımı olan küçük Henry daha 9 yaşındayken çiftlikte babasının işlerine yardım etmeye başladı ve böylece iş hayatı onun için oldukça erken başladı.
Büyükbabası yaşadıkları kasabanın kilisesinde rahiplik yapan Richard Phelps hem Henry'nin müziği olan ilgisi ve yeteneğinden dolayı hem de çiftlik işinin bir çocuk için ağır bir iş olduğunu düşünerek Bayan Dunkirk'ün de rızasıyla Henry'i kilise korosuna dahil eder.
Henry belli bir süre bir yandan okula gider bir yandan babasının çiftlikteki işlerine yardım eder diğer yandan da kilise korosunu da ihmal etmez bir süre sonra büyükbabası kendisine gitar hediye eder.
Henry şarkı sözü yazmaya başlar ve hayali rock yıldızı olmaktır. Artık 15 yaşına gelen Henry babasının çiftliğindeki işini bırakır Minneapolis şehri içerisindeki bir barda çalışmaya başlar ve bu süreçte sosyal becerilerini epey bir geliştirir.
İlk aşk, ilk hayal kırıklığının da habercisi.
Bu sırada lisede bir müzik grubu da kuran Henry, müziği kendisine meslek olarak edinme konusunda kararlıdır ve bu sıralar hala gelecekte rock yıldızı olma hayalleri kurmaktadır ancak yoğun bir şekilde çalıştığı için bu hayalini gerçekleştirmek adına bir şeyler yapamaz bir süre sonra da grup dağılır.
Barda çalışmaya devam etmekte olan Henry barmenlikle ilgili her şeyi , bütün içkileri, kokteylleri öğrenmiş ve ustalaşmıştır.
Bir gün barda ileride onun ilk aşkı ve ilk hayal kırıklığı olacak olan Chloe ile tanışır.
Henry ve Chloe birbirlerini görür görmez hoşlanmaya başlamışlardır arkadaşlıkları zamanla sevgililiğe döner.
Chloe'da tıpkı Henry gibi sürekli bir farklılık arayışı içerisindedir ve maceracı bir ruha sahiptir.
En büyük hayalleri dünyayı gezmek olan çiftimiz beraber farklı eyaletlere gitmişlerdir. Bunun yanı sıra Malta, Filipinler, Avustralya ve Polonya gibi ülkeleri de gezmişlerdir.
Birbirine aşık bu çiftlerimiz birbirlerini ailesiyle de tanıştırmıştır. Henry ise bir gün üniversite sınavını başarıyla kazanır
ve Yale Üniversitesi konservatuvarının mülakatlarına girer ve başarılı olur ve müzikle ilgili hayalini gerçekleştirme yolunda ilk adımını atmıştır.
İlk kırılma noktası.
Henry'yi her ne kadar ailesi ve Chloe gitmesi konusunda engellemeye çalışsa da dikkate almaz ve kararlılığını göstererek ikna eder.
Henry için yeni bir sayfa açılmıştır artık Connecticut'a yerleşir ve üniversitenin kendi yurdunda yaşar bir süre.
Bu sırada orada yeni bir arkadaş ortamı edinir ve sürekli arkadaşlarını kafalayarak farklı eyaletlere götürür.
New Jersey'de sarhoş bir Çinliyi soyulmaktan kurtarırlar,
Detroit'te tren garında yatarlar ekipten birisinin çantası çalınır ve çalanları bulup kavga ederek geri alırlar.
Maryland'de bir striptiz kulübünde içkiyi fazla kaçırıp mekandan tüyerler.
Boston'da beş parasız kalıp yurda otostopla dönmeye çalışırlar.
Böyle bir sürü maceraya atılırlar ve okulun ilk senesini bitiren Henry memleketine döndüğünde büyük bir yıkım yaşar.
Çok sevdiği büyükbabasını kaybeder Henry.
Bu olay onu derinden sarsar, o güne kadar hep babasıyla arasını düzgün tutan şey büyükbabasının varlığıdır dolayısıyla onun ölümünden sonra da ilişkileri bir daha eskisi gibi olmayacaktır.
Bunun yanı sıra artık Chloe'da eskisi gibi değildir ve artık kavgaları dayanılmaz bir noktaya varmıştır.
Henry aynı sene hem büyükbabasını kaybeder, hem de Chloe ile ayrılır ve bunlar da yetmezmiş gibi babasıyla olan ilişkisi birbirlerini vurma noktasına gelmiştir.
Henry bir sabah yola çıkar önce kardeşine bir not bırakır notta "Hayat gerçekten zor! Özellikle de ailen seni desteklemiyorsa..." der
ardından da büyükbabasının kendisine hediye ettiği gitarı satarak yola çıkar. Otostopla Vice şehrine ulaşırken yolda telefonu çalınır yine de bir şekilde şehire ulaşır.
Bu kasaba çocuğunun yalnızlıkla ilk tanışmasıydı...
Şehirdeki ilk günlerinde şehire kolay adapte olan Henry şehirde iyiden iyiye düzenini kurmuş ve üniversiteden bir hocasının tavsiyesiyle şehirdeki yerel kanallardan birisi olan Vice News'e stajyer olarak girmiştir. Vice şehri Henry'i artık neredeyse tamamen değiştirmiş çocukça davranan Henry gitmiş ve yerine artık daha kararlı, düzenli ve hırslı bir adam gelmiştir. Henry'nin stajyerlikle başlayan Vice News macerası onu başkan yardımcılığına kadar getirmiştir.
Yaşı henüz 21 olmasına rağmen şehirdeki önemli bir yayın kuruluşunda böylesine önemli bir göreve gelmesi üzerindeki sorumluluğu ve hissettiği baskıyı da arttırmıştır bu durum ise geçmişteki hayatını tamamen geride bırakmasını sağladı artık hata yapacağı zaman ona kızacak bir babası veya onu düzeltecek bir annesi yoktu. Taşradan kalkıp gelen bir çocuk tek başına neler başarabilirdi? Kocaman bir şehirde kendisine ne kadar yer edinebilirdi? Şu ana kadar her şey yolunda gitti peki bundan sonra? Gidişatı ne olur kendisi de bilmiyor. "Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir." demiş John Lennon onun bu sözünü kendisine motto edinen ve yaşam felsefesi haline getirerek ilerleyen Henry, Vice City'e gelmek üzere yola çıktığı o gece yanına bir çanta dolusu eşyadan çok büyükbabasının daha çocukken dizine oturtup verdiği öğütleri ve hayat derslerini almıştı. Şehirde bir deniz kenarında ilk kez tanıştığı Lucifer ismindeki ihtiyar ile aralarında güçlü bir bağ hissederken buldu kendisini. Lucifer'ın teknesi ile yapılan küçük çaplı kaçamaklar ve geziler. Helikopter ile yaşanan aksiyonlarda ona bir şeyler katmıştır aslında. Kavga etmeyi, doğru düzgün yumruk sallamayı öğrenmiştir mesela. Önceden de kavga ederdi ama ne yalan söyleyeyim pek bir taktiği yoktu.
Gökyüzündeki ihtiyarın öğretileri.
Kıt kanaat geçinme, acımasız şehrin karanlık yüzünden kaçınma çabalarının peşinden gelen harika günler, şöhret ve paranın ışıldayan yüzü. Kasaba çocuğunun imtihanlarına şöhreti kaldırabilme, medya gücünü ele aldıktan sonra bu sorumlulukları kaldırabilme ve parayı kontrol edebilmeyi öğrenme çabaları da ekleniyor. Gökyüzündeki ihtiyarın öğretilerini olabildiğince terk etmemeye, iyilikten, incelikten ve yardımseverlikten uzaklaşmamak için çabalıyor. Vice News geliyor geçiyor... VCN günleri başlıyor bu defa üzerinde yönetici olmanın ona yaşattığı baskı bir nebze olsun hafifliyor. Bu süreç onun için gönül eğlendirmenin yanı sıra artık tekrar birilerine ciddi bir şeyler besleme arayışını da getirir. Tam da bu aralarda yaşadığı başka bir kırılma onu tamamen değiştirir. Tüm kompleksleriyle ve egosuyla verdiği savaşı artık kazanmıştır.
Şimdi yolculuk zamanı.
Konu: "Country Boy" - Henry Dunkirk (Okunma sayısı 2182 defa)