EL GRANDE
1.94 boyunda, 80 kilo civarında...
-Dişlerine hep önem veriyor, güzel bir gülüş onun için çok önemli. Bu nedenle inci gibi dişlere sahip.
-İri gamzeleri var, evet. İki tarafta da Vice Belediyesi çukuru kadar gamzesi var. Seviyor gülmeyi, henüz ağlatabilen olmamış.
-Çok değişik ve bir o kadar kaliteli müzik kulağına sahip. Sokakta duyduğu herhangi bir sesin notasını ve anlık frekansını dahi ölçebiliyor, ciddiyim...
-Yine değişik ancak bir o kadar da sert mizaca sahip. Komik olmayan esprilere gülmez, komik olanlara da gülmez. Ama gülmeyi seviyor işte, garip adam.
(Başka da bir şey öğrenemedik, kendisine sormak istediğimizde Flinto diye birisi silah zoruyla bizi dışarı çıkardı.)
Canlandıranın gözünden Alberto;
Asıl adı, Alberto Rasguedo. 1992 yılında Madrid'de doğmuş genç bir müzisyen ve müzik prodüktörüdür. Henüz 4 yaşında babasının ona aldığı gitar ile müziğe adım atmıştır. 18 yaşına kadar babası ile yaşayan Alberto, bir süre sonra hırs yapıp ABD'de bir plak şirketi açmak istemiştir. Bu kez babasının desteğini alamayan Alberto, babasına kırgın şekilde ABD'ye taşınmıştır.
Alberto zamanla, güzel bir plak şirketi kurar, ünlü isimler ile çalışıp geçinebileceği miktarda aylık kazanç sağlar kendine, kısa sürede çok tecrübe kazanır ve Washington'da ismi çok yayılır. Yaptığı işler, yaptığı müzik, kalitesi, mekanı ve daha bir çok şeyi ile çok sevilmiştir oralarda Alberto. Tam bir İspanyol beyefendisi. Herkesle kolay kolay samimiyet kurmaz, ancak kendini çok sevdirirdi.
Burada çok yorulan Alberto artık tatile çıkmaya karar verir ancak deniz, kum onun yaşam kompleksine ters etkenler olduğundan direkt babasının yanına, Madrid'e gidecektir. Hayatı tam çılgınlık ile geçmese de her konuda çok şey bilir. Bazen bir doktor, bazen bir kanun adamı, bazen bir asker... Alberto herşeydir, ancak tek aşkı müziktir onun. Bir kızın daha eline bile dokunmamış edepli ve temiz kalpli Alberto'nun hayatından uzak tutacağı şeyler arasında babası ve müzik asla yer almaz.
ABD'de 2 sene kaldıktan ve işlerini yoluna koyduktan sonra, tekrar İspanya'ya dönüp babasını ziyaret etmek isteyen Alberto, evlerine geldiğinde resmen harabeye döndüğünü görür evlerinin. Evi biraz dolanır, her yerde kocaman değişik logolar, bira şişeleri, sprey boyalar ile yapılmış graffitiler ve evsiz bir adamla karşılaşır. Sinirli bir tavırla evden kovar onu. Evsiz adam Alberto'ya sert bir bakış atarak, ona farkettirmeden yere not kağıdı bırakır. Alberto evi gezmeye devam eder. Kendi yatak odasına baktığında, duvara kan ile yazılmış "bana yardım et" yazısını gördüğünde çılgına döner. Bir çözüm yolu aramaya başlar ancak o kadar sinirli ve korku içindedir ki ne yapacağını bir türlü bilemez. Akıl danışacağı kimse olmadığından evin içinde turlamaya başlar, düşünür. Bir anda koridorda, sehpanın üzerinde bulunan telefona yönelir.
Sehpanın dibindeki not kağıdını farkeder, not kağıdında yazan numarayı çevirir ve telefonda, onların deyimi ile "büyük mafya'nın" babasını kaçırdıklarını, borçlarını kapatmaz ise öldürüleceğini söylerler. Haliyle Alberto'nun gücü bu borcu kapatmaya yetmez. Haftalarca, aylarca babasına ulaşmak için türlü yolu deneyen Alberto hiç pes etmek bilmez. Günlerce uykusuz ve aç olur ancak asla durmaz. Her yerde onu arar ve en sonunda ABD'den bir kargo gelir. "Büyük mafya" Alberto'nun babasını haince katleder. Aylar sonra babasının ölüm anını ABD'den gönderilen bir kasette izler.
Gözleri kan çanağı, babasını kurtarmak için yaptığı planların, kağıtların arasında yere yığılır. Bir intikam furyasına kapılmıştır Alberto. Yeniden ABD'ye yola koyulan Alberto için, işte tüm macera şimdi başlıyordur. Alberto, karanlık işlerin adamı olmasa da babasından yalnızca "inancını kaybetmemesi" gerektiğini öğrenmişti. Onun sevdikleri yoktu, uğruna canını verebileceği tek kişi babasıydı. Elinden almalarına çok kızmıştı. Bu kızgınlık binlerce derece ateşten bile daha kuvvetliydi. Bir müzisyen olmaktan çıkmıştı Alberto.
Şimdilerde; EL GRANDE
Dostları takmış ona bu ismi. Bir mafya'dan ziyade, babası öldükten sonra, babasının sadakatinden dostlarına sıkça aktardığından, bu ismi almış. Her ne kadar kötü işlerde parmağı olsa da, beyefendiliğinden vazgeçmeyip yeri geldiğinde, Alberto Rasguedo olmayı da başarıyor.
"Si encuentra rencores, esta cubierto de sangre."
Konu: El Grande | Bir "İSPANYOL" Beyefendisi (Okunma sayısı 284 defa)