Vice Söförleri ve Araba Sevdası
Araç Tutkusu ve Sorumluluk Bilinci: Vice Şehri'nde Sürücüler Arasındaki Farklar
Araç, asfalt, otoban, yol bunları duyunca aklınızda ne canlanıyor? Bunların yanında bir de Vice Şehri var tabii ki. Bu kelimelerin yanında bir de Vice Şehri görünce benim aklıma trafik kurallarını hiçe sayan bunun yanında sözde kendini sürücü sanan trafik canavarlarından başka bir şey gelmiyor. Bugün Vice şehrindeki araç sürücüleri ve trafik canavarları hakkında kaleme aldığım bir kaç satırı size sunacağım.
17.01.2024 tarihinde Vice şehrine geldim, ilk aracımı iki hafta sonra almıştım. Admiral marka dört kapılı eski bir araçtı, işimi görmiyor muydu? Fazlasıyla, benim için araç modelinin bir farkı yok. Benim için önemli olan şey aracın verdiği hissiyat, sürüşten aldığım keyif. Araç benim için A noktasından B noktasına götüren bir taşıt değil. Hani bazı insanlar eğlenmek için barlara falan giderler ya da partilerde deliler gibi dans ederler ya. Benim için eğlence sürücü koltuğuna oturduğumda başlıyor, bir gece vakti aracıma binip şehir dışında sessizliğin içinde gazlarken motorun sesi bile bana huzur veriyor.
Kimileri partilerde, barlarda, mekanlarda eğlenir, kimileri de aracını alıp yolun götürdüğü yere kadar sürerken eğlenir. Bu dediklerime katılmayanlar da olacaktır, fakat buraya yazdıklarımı anlayan kendine has bir kitle olduğunu biliyorum. Benim sözüm bunlara, onlarda çok iyi biliyorlar ki aracı araç yapan şey sürücüdür. Herkes iyi sürücü mü? Ya da herkes iyi sürücü olmak zorunda mı?
Sürüşün Sırrı: Yetenek mi, Tecrübe mi?
Sürüş yukarıda da yazdığım gibi, kimi için A noktasından B noktası için var. Kimisi için de kafa dağıtıp huzur bulmak için var. Bu zamana kadar edindiğim tecrübelere göre sürüş tamamen insanın yeteneğine bağlı olan bir şey, iki yıllık sürücü ile beş yıllık sürücü de bir olabilir. Bu yetenekten ibaret, kimi insan uzun süre kafa yorarak bu işe alışır, kimisi de yetenekli olup kısa sürede bu işe alışır. İnsan her istediği yeteneğe maalesef sahip olamaz, kendi yeteneklerini de denemeden göremez ya da fark edemez.
İyi bir sürücü denilince sizin aklınızda ne canlanıyor? Çok iyi makas atanlar mı? Delilerce hız yapıp şehir içinde araç sollamak mı? Benim gözümde böyle sürücülerin bir değeri yok, trafik kurallarına uymayıp diğer insanların canına ya da malına kast edecek şekilde araç kullanmak gerçekten insanı iyi sürücü mü yapıyor? Makas atmak ya da hız yapmak kötü sürücülüğü sembol etmiyor, insan makas atmaktan ya da hız yapmaktan da keyif alabilir, fakat kendi keyfi için çevresini riske atmamalı. Ben de seviyorum el frenini çekmeyi, bende seviyorum aracı kaydırmayı. Fakat benim keyfim yüzünden bir insanı tehlikeye atamam, anlık bir adrenalinle istemeyeceğim sonuçlar doğurabilirim.
Her ne kadar bu duyguyu içimizde ve trafikte bastırsakta bir yerde serbest bırakmamız gerekiyor değil mi? Bunlar için bir çok yasal çözüm var, en basitinden trafiğe kapalı bir alanda aracınızı istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. Bu kimi ilgilendirir? Trafik kuralları trafikte geçerlidir, trafikte olan diğer insanları korumak içindir. Trafiğin olmadığı yerde koruyacak bir kural da yoktur. Kendi canınızı koruduğunuz sürece trafiğe kapalı ve insan güvenliğinin sağlandığı alanlarda aracınızı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.
Zaman zaman araç tutkunları için devletin bizzat kendi düzenlediği etkinlikler oluyor, araba fuarı, drift vb. bu tür etkinlikler halka açık yapılıyor, isteyen herkes katılabiliyor. Belediye tarafından güvenli şekilde halka sunuluyor, belki de bu etkinlikler sayesinde genç ve yetenekli sürücüler doğuyor. Ya da araçlara karşı önyargılı kişilerin fikirleri değişiyor.
| | 
● Anasayfa ● Son Dakika ● Blog ● Ekonomi ● Magazin ● Sanat ● Halkın Sesi ● Haber ekle! ● İletişim ● Arşiv
● Vice Social'da VICE NEWS! |
Konu: Malibu Corporation #malibu100 (Okunma sayısı 23189 defa)