Elvis Cole
1988 İngiltere doğumlu. Varlıklı bir ailenin tek çocuğu. 22 yaşında üniversite için Vice'a taşındı, üniversite okuyorken ailesinden aldığı harçlık dışında ek olarak restoranda çalışıyordu.
Okumak istediği bölüme karar verememişti, ama Iowa Eyalet Üniversitesi'nde okumak için hazırlıklarını tamamlamıştı. Ailesinden gelen aylık £4,000 harçlığını dolar birimine çeviriyordu. Henüz okula başlamamış olması, kenara iyi para atması için güzel bir avantajdı. Restoranda çalışarak kazandığı para, giderleri düşünce aylık $1,600 civarıydı.
Kenarda biriken para gün geçtikçe artıyor, Elvis farklı şeyler peşinde koşmaya başlıyordu. Bar ortamlarına takılıyor, kenara attığı para ile hayallere dalıyordu. Okul artık önemsiz gibi duruyor... Elvis gün geçtikçe arkadaş ortamlarının ve biraz da kendi isteğinin etkisi ile araçlara yöneldi. Yavaştan ilgisi oluyordu. Seneler geçiyordu, 2013...
Okul okumaktan vazgeçti, zaten 3 yıl içerisinde kenara attığı para okul okuduktan sonra yapabileceklerinden daha çoğunu ona vadetmekteydi. Ailesinden aldığı destek ile birlikte çalışarak, giderleri ve harcadığı toplam para düşürüldüğü zaman geriye ona tam olarak $97,000 kalmıştı. Bu parayla yapılabilecek bi'çok şey vardı. Ama birincisi, birincisi... O Subaru BRZ'lerden bir tanesini almaktı. Ama Amerika'da o aracı istediği türde bulamıyordu. Japonya'dan bir tane getirtmek için yola koyulmuştu. Başarılı olmak için neleri feda etmeliydi?
Tamam, aslında başarılı olmak için değil. Aptal olduğunu anlamak için neleri feda etmişti? Araç geldi, kullanabilirsin! Kullan, kullan amaa... Aman tanrım, VCPD! Hey, o da ne? Bir nitro oksit tüpü mü o?
Evet evet kargo, çek sağa.
Subaru ile gezindiği ilk hafta polislik oldu, aracın parçaları sıkıntı yaratıyordu, özellikle o tüp... İlk başta aracını bağladılar, $20,000 ceza ödedi. Akıllanmadı, aracı çıkarttı. Aynı şekilde gezmeye devam etti, tekrar çevrildi. Bu sefer amacı kaçmaktı, kaçıp kurtulmak. Başarabileceğini mi sandın serseri? İçeride bir kaç ay dinlen, kargo şirketleriyle anlaşırsın belki. Bir $20,000 daha... Sanırsam Subaru'dan vazgeçmek güzel fikir.
Elvis içeriden çıktı, ilk işi Subaru'dan kurtulmak oldu, babası yaptıklarından dolayı bu serseriye yardım etmekten vazgeçti, annesi çok nadir para yolluyordu. Elvis işinden olmuştu, artık şirketlerde hamallık yapmak ve balık tutmaktan başka çaresi yoktu. İkinci ceza ve içeriye giriş onu çökertmişti, cezaları zor ödedi, aynı durumlarda sürünmemek için aracı sattı. Elvis ne yapacaktı? Bunalımla birlikte hayatına absent girdi. Peri, yeşil peri, zehir!
Alışmıştı, her akşam iki bardak devirmezse olmuyordu...
Aradan geçen 7 sene
Elvis'in 7 senesi nasıl geçti? Barlarda güvenlik, restoranlarda garsonluk, balıkçıda sarhoş, uzun yollarda kamyonculuk... 7 senesinde her gününü gün etti, kazandığı parayı elinde tutmaktansa, her gece farklı kadınla yatıp kalkıyor, otel otel geziyor, ev kiralıyor eğer canı isterse araç kiralayıp araçta uyuyor, kazandığı para kazandığı gün yok oluyordu.
Aradan geçen 7 sene ve günümüz onu değiştirmedi, her şeyi zevkine göre yapıyor, hayatı zevkine göre yaşıyordu. Kimsenin zevklerine karışmasını istemiyor. Elvis'in düşündüğüne göre, Tanrı yapamadıklarımız için bizi ikinci kez dünyaya gönderecekmiş...