Konu: Christoper Westfield  (Okunma sayısı 101 defa)

0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#0 - 17.12.2019 17:09



Adı Soyadı: Christoper Westfield
Doğum Yeri: İngiltere / Londra
Cinsiyet: Erkek
Din: Hristiyan / Katolik
Dil: İngilizce / İspanyolca
Medeni Hali: Bekar
Boy: 1.82 | 5 feet 6 inches
Kilo: 78 | 148 pounds (lbs)
Ten rengi: Beyaz
Saç rengi: Kumral
Göz rengi: Açık Kahverengi
Aile durumu:
Anne/Esperanza Westfield(Yaşıyor)
Baba/Ernesto Westfield(Yaşıyor)
Kan grubu: A RH(-)
Dövmeleri: Yok
Burç: İkizler [Güneş Burcu]
Eğitim Durumu: Üniversite [S.C.E.]
Yara izleri: Sırt bölümünde bir kesik izi
Meslek Durumu: Arayış halinde.
Mail: [email protected]


BÖLÜM -1-




Fırtınalı bir İngiltere akşamında tarih tam olarak 11 Eylül 1992 yılını gösterirken, Christoper bu çıkarcı dünyaya gözlerini açtı. Babası Orduda görevli, Annesi ise bir bankada vezne görevlisi olan Christoper çocukluğunu soğuk ve yağmurlu olan bu şehirde babasını her akşam rüyalarında görerek geçirdi, ve onu hep bekledi. Annesi için her bir gün sanki bir asırmış gibi geçiyordu zaman. Eşi ortadoğuda görev yapan bir Adam ne kadar rahat ve huzurlu olabilirdi ki? Hiç bir zaman kendini güvende hissetmedi elbette. Sıradan bir aile için yeterli miktarda kazanç sağlasalar bile hayatın zorlayıcı unsurları her evrede karşılarına çıkıyordu. Doğumundan birkaç yıl geçtikten sonra kendisini yeni yeni tanımaya başladığı zamanlarda babası iki aylık hava değişim izni alabildi. Bu fırsatı iyi değerlendirip onunla vakit geçirmeli ve onu Annesinin anlattığından biraz daha fazla tanımalıydı Christoper. 1998 Yılında babası İngiltere Uluslararası Havalimanına, Amsterdam aktarmalı bir uçuş sonrası 737-800 model askeri amaçlı modifikasyona uğramış bir uçak ile iniş yaptı. Hayatında kendini bildiğinden beri bekledii gün gelmişti. Babası sonunda o uçaktan indi ve onların şaşkın gözlerinin önünde koşarak ailesine büyük bir hasret ile sarıldı. Üniforması hala üzerindeydi ve resimlerde gördüğünden çok daha farklı bir siması vardı. Oğlunu gören her babanın yapacağı gibi ona sıkıca sarıldı ve birdaha bırakmayacağına söz verdi. Ancak istemeden bile olsa yalan söylüyordu, çünkü görevi daha bitmemiş ve doğu ülkelerine geri çağırlıyordu. Christoper bu beyaz yalanı anlamak için henüz çok küçük bir yaştaydı. Tek istediği ailesi ile büyümek ve yaramazlıklar yaparak onları sinir etmekti. En azından ikinci isteği annesinin üzerinde uzun yıllar etkili oldu. Aile üyeleri hep birlikte eve döndüler ve hayatında hiç olmadığı kadar heyecanlı bir şekilde ve ilk kez hep birlikte lunaparka gittiler. Alışveriş yaptılar, yemeklere gittiler. Kısaca uzun bir süre bu şekilde çok iyi eğlenerek birlikte güzel vakit geçirdiler. Her şey yolunda giderken Christoperın babası telefon ile acil bir göreve çağırıldı. Bu onun son görevi olacaktı. Christoper yine babasından ayrı kalacak ve belki de uzun yıllar onu göremeyecekti. Babası ile son kez konuştu ve hiç istemeden, çok üzülerek onu tekrar göreve uğurladılar. Anne ve Oğul hayatı yine eski ve renksiz düzenine geri dönmüştü. Bu şekilde uzun yıllar geçti ve Christoper ilkokul çağına geldi, Her çocuk gibi babası elinden tutup onu götürebilirdi, ama bu dileği gerçekleşmedi. Annesi ile birlikte okul servisine bindiler ve "Mckinley Elementary School" adlı ilk öğretim okuluna gittiler. Bu okul kentin en iyi okullarından olup eğitim düzeyi ile disiplini en yüksek okul olarak bilinmektedir. Hayatı için yeni bir dönem başlıyordu belkide.. Hayatının kalanını nasıl yaşayacağına, ve onu ne gibi şeylerin beklediğine dair hiçbir fikri yoktu. Daha bunları düşünmek için kendisini yeterince olgun hissetmiyordu....


BÖLÜM -2-




Christoper için okulun ilk günü gelmişti. Heyecanlı ve istekli ama bir o kadar da buruk bir şekilde gündelik kıyafetlerini üzerine geçirdi ve okul otobüsünü kapısının önünde beklemeye başladı. Okulun sarı ve uzun otobüsü kapının önüne yanaştı ve Christoperı alarak yoluna devam etti. Yolda otobüse yedi kişi daha binmişti. Christoper ilk defa annesi olmadan bu kadar uzağa gidiyordu belki de. Okula vardığında otobüsten indi  okula doğru adımlamaya başladı. Bu sırada karşısında ilk öğretmeni Bayan Moira duruyordu. Moira Otobüsten inen çocukları bir araya toplayıp arkasında uzun bir sıra yaptı ve okulun ahşap kapısına doğru ilerlemeye başladı. Bütün çocukların üzerinde ilk gün heyecanı vardı, ancak üst sınıflara bir çeşit komedi dergisi etkisi bırakacaklarının farkında değillerdi. Bu konuda kimsecikler onları uyarmadı. Onun için zorlayıcı olacağını düşünmüyordu elbette, öz güven konusunda diğer akranlarından bir tık daha üstteydi. Öğretmenlerini takip ettikten sonra çocuklar bir sınıfa girdiler ve Bayan Moira ile kısa bir tanışma sonucu sıra Christopera geldi. çekingen bir tavır ile ayaklandı ve sadece "Bri-Christoper Neustadter" dedi, ardından yerine oturdu. Çevresindeki çocuklar kısa bir süre samimi şekilde gülümsedi. Nasıl olabilir? Öz güveni diğer çocuklardan daha üstte olan bir çocuk nasıl afallar? Sorunun cevabını çoğu zaman kendince heyecanını dizginleyememesine bağladı. Moira, Christoperı bir şekilde gözüne kestirmişti Bu iyi bir şey miydi? Yoksa kötü bir haber miydi? Emin olamadı en başta, belki de bu yüzden çekingen tavırlarına mecburi bir şekilde kısa süreliğine devam etti. Bir şekilde aşağı yukarı derken ilk günü geride bırakarak sınıfından çıktı ve tekrar öğretmenini takip ederek otobüse kadar ilerledi. Otobüste sessizliğini korudu ve kimseye bulaşmadan, kimse ona bulaşmadan eve ulaştı. Evin kapısında annesi onu karşıladı ve mutlu bir ifade ile ona; "Baban Geliyor" dedi. Christoper bir an donakaldı. Annesinin elinden tuttu ve gülümseyerek eve doğru koşuşturmaya başladı. Evde adeta şenlik havası oluşmuştu. Christoper oldukça heyecanlı bir şekilde babasına bir hoş geldin partisi düzenlemeyi düşündü ve fikrini Annesi ile paylaştı. Annesi bu fikre ılımlı yaklaşım sergiledi ve Anne kız ilk defa çok mutlu bir şekilde bir işi birlikte yapmaya başladılar. Birkaç balon, büyük boy bir çikolatalı pasta, gazlı içecekler ve yetişkinler için kırmızı bir şarap. Sanırım markası "Mateus" Christoper bütün bu hazırlıklar sonrası heyecanı üzerindeyken okul anılarını anlatmayı ve ödevlerini yapmayı unutmuştu. Hazırlıklardan iki saat sonra Christoperın babası eve geldi, Ailesi ile özlem dolu günler, hatta aylar geçirecekti. Okuluna daha mutlu, enerjik ve istekli şekilde devam ediyordu fakat arkadaş çevresi pek geniş değildi, tek sahip olduğu kişiler Annesi ve Babasıydı. Bir şekilde yıllar geçip gidecekti. Ve o çok değer verdiği varlıkları alacaktı zaman. Mutluluk istiyordu. Ancak bir yarısı çok uzaklarda bir yarısı yanındaydı. Bir yandan acı çekiyor bir yandan da çok mutlu hissediyordu. Babası göreve tekrar geri dönmedi, en azından iki yarısı da yanındaydı ve gerçekten çok mutluydu.


BÖLÜM -3-




İlkokul dönemleri bir şekilde Ailesi ile birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde geçip gitmişti. Yıllar sonra ilkokul dönemi bitti ve 2005 yılının eylül ayında "Chicago High School" isimli koleje kayıt yaptırdı. 14 Yaşına henüz girmişti ve ergenlik dönemi onun için neredeyse başlamıştı.Kendisi bunun farkına erken yaşlarda vardığı için arkadaş çevresini zor da olsa genişletmeye ve ailesinden biraz olsun uzaklaşmaya çalışmıştır. Yaşı büyüdükçe ailesi ile olan bağları git gide güçsüzleşiyor du. İlk yıllardaki heyecanı ve sevgisi neredeyse yoktu. Aslında son söylediğimiz şey tam olarak doğru sayılmaz. O Sevgi hep Briceın içinde. sadece onu eskisi gibi gün yüzüne çıkartamıyordu. Brice bu şekilde arkadaş ortamı ve Aile kısıtlamaları ile karşı karşıya kalınca kafası oldukça karışmıştı. Soru işaretlerini gideremediği için bazı akşamlar Sam, bazı geceler Martin, bazı geceler ise Felicia isimli arkadaşlarında kalıyordu. Sabaha kadar Rock müzik dinleyerek internette Chatleşiyorlardı. Aslında dinlediği gruplar AC/DC, Scorpions Gibi herkesin severek dinlediği gruplardı. Tabi ailesine göre "Kulak Kanatan" kategorisine giriyordu. O da buna çözüm olarak kendisine verilen harçlıkları biriktirerek, kendisi için bir Sony Walkman aldı. Bu ve benzeri durumlar Briceın ailesini rahatsız etmeye başladı, fakat onu yine de daha fazla sıkmadılar, bir nebze ipini saldılar. Brice bu salınmadan faydalanarak çoğu zaman başka arkadaşlarında kaldı ve uzun bir süre bu şekilde ailesinden uzakta yaşadı. Tabi ki kırılma noktasına kadar. Claudia isimli bir arkadaş edinmişti kendisine. Claudia Atlantada doğmuş ve büyümüş, genellikle uyuşturucu kullanılan, pis ve rutubetli ortamlarda gezen, bulduğu kızı soyup soğana çeviren bir tipti. Çevresi tarafından pek sevilmezdi. Briceı nedendir bilinmez yanına aldı ve ortamına dahil etmeye çalıştı. Briceı da uyuşturucuya başlatmak istediğini anlamak çok zor değildi, Brice kurbanlardan birisi olmaya çok yakındı. Buna bulaşmaması gerektiğini çok ama çok iyi biliyordu ve gerçekten dikkatliydi. Bir yandan ise kolay bırakabileceğini düşünüyor, başlayıp başlamamak arasında kendisine sorular soruyordu. Bir süre Claudia ile takıldıktan sonra tahmin ettiği gibi Claudia ona bedavadan bir gram kokain sundu, Hatta biraz zorladı denilebilir. Brice bu teklif karşısında kararsız bir şekilde beklemeye başladı. Kafasında ailesinden her ne kadar uzak olsa bile eskiden yaşadığı anılar, onlara ihtiyaç duyması ve onlar olmadan pekte ileri gidemeyeceği ile ilgili bir çok fikir vardı, uyuşturucuya yenik düşmek istemedi ve iradesine hakim olmaya karar verdi. Uyuşturucuyu elinin tersi ile itti ve Claudia ile olan ilişkisini orada o an kesti...


BÖLÜM -4-




Christoper tüm bu yaşananlara rağmen onu seven ailesini düşündü Bu yolda ailesini gözü açık bırakamazdı ve zaten bırakmadı. Çevresindeki neredeyse tek arkadaşını da kendi elleri ile itmişti. Eve gitti ve odasına çıkarak birkaç gün odasından çıkmadı, çoğunlukla kırdı/döktü/parçaladı .En sonunda odanın bile ona iyi gelmediğini anladı, odadan çıktı fakat kendisine gelmesi birkaç haftayı aldı. Kağıtları boş boş karaladı ve duygularını kağıda dökmeye çalıştı. Odasının zeminini yırtılmış ve katlanmış kağıtlar doldurmuştu. Alkol tüketimini biraz arttırarak unutma çabalarına girdi, ancak faydasını göremedi. Tam bu sırada eski arkadaşlar, Martin ve Sam karşısına çıktı. Psikolojik olarak çöküşte olan Christoperın elinden tuttular, birlikte vakit geçirip çoğu günlerini kahkahalar eşliğinde bitiriyorlardı. Kötü alışkanlıklardan uzak, tamam belki sigara içiyorlardı fakat daha kötüsünü hiç yapmadılar. Claudia o günden sonra hiç aramamıştı, özür bile dilememişti. Zaten Christoperı pek sevdiği söylenemezdi. Yine de insan düşününce üzülüyor, fakat bunu da Sam ve Martin sayesinde atlatmıştı. Yaşı büyüdükçe yaptığı aptalca hataları gördü, en başında basit bir arkadaşlığın sonunda bu kadar büyük sıkıntıya girdiği için utanıyordu. Daha sonra ise öyle bir arkadaşlığa giriştiği için kendisine kızıyordu. Yine de bir şekilde atlattığı için mutluydu. Bütün bu olumsuzlukların arasında bir gün Sam ve Martin ile oturdu ve üçü de şanslarını hangi okulda deneyeceklerini birbirlerine anlattı. Çoğunun üniversitesi birbirine yakın, aynı şehirde ve ulaşımı kolaydı. Christoper ülkedeki en iyi "Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği" eğitimi veren üniversiteye yazıldı. "University of Illinois" Aslında hayalinde bu mesleğe pek yer yoktu fakat ülke ekonomisi göz önünde bulundurulursa ve dünyanın diğer insanlarından biraz olsun izole yaşadıkları düşünülürse bu ve benzeri mesleklerde gerçekten iyi bir gelecek ve kazanç vardı. Kazancından çok geleceğini düşündüğü için bu bölüme başladı. Christoperın üniversite yılları kolej ve ilk okul gibi değildi, ilk okulda hissettiği öz güvenini yeni yeni hissetmeye başlamış ve çok sosyal bir insan olma yolunda ilerlemiştir. Okulundan çoğu arkadaş edinmiş ve edindiği onlarca arkadaş tarafından çokça da sevilmiştir. Telefon rehberi bir anda dolmuş taşmış, bazı çürük elmalar olsa bile çok geniş bir çevreye sahip olmuştur. Tabii bu sırada Martin ve Sam ile sürekli olarak görüşüyor, çoğu gece birlikte dışarı çıkıp genelde iki üç kadeh içip evlerine dönüyorlardı. Eski ergenlik heyecanı olmasa bile gerçek bir bağın oluştuğunu görmek mümkün. Üniversitede bölümünde çok başarılı şekilde ilerledi ve gerçekten üniversite yıllarını dolu dolu yaşayarak mutlu bir şekilde okulunu derece ile bitirdi. Derece sonrası bir süre ailesinin yanına çekildi ve onlar ile vakit geçirmeye başladı. Ergen yaşlarında onlardan ayrı kalmanın acısını şimdi hem ev işlerinde, hem de kişisel hayatlarında yardım ederek çıkartıyordu. Resmen o mutlu aile tablosunu yeniden oluşturdu ve bu durumdan o kadar hoşnut kaldı ki onlardan bir daha ayrılmak istemedi.


BÖLÜM -5-




Jet motorları sizce de çok gürültülü değiller mi? Evet, bizleri gerçekten inanılmaz sürelerde inanılmaz mesafelere taşıyorlar. Fakat çok ses çıkartıyorlar. Aslında konu bu değil, konu benim bindiğim uçakta sataşacak bir yer bulamamam. Evet, ben bir uçaktayım, peki az önce ne dedim ve niye şimdi uçaktayım? "Onlardan bir daha ayrılmak istemiyorum." EVET, bunu söyledim. Ama şimdi lanet bir uçakta dünyanın tepesindeyim. Peki nereye gidiyorum? CALIFORNIA! Tabii yirmi üç yaşında bir Erkeğin günlük tutması da biraz garipsenebilirdi. Peki neden o uçağa bindi? Sorunun cevabı Los Santos şehrinin derinliklerinde yatıyordu. İki değer verdiği arkadaşı bu şehire gitmişler, kendilerine yeni çalışma alanları bulmuşlar ve hayatlarını idame ettiriyorlardı. Christoper ise burada çalışmaya pek istekli değildi, aslında tek amacı arkadaşları ile eskisi gibi bir kaç gün geçirmek ve güzel anılar biriktirip evine dönmekti. Christoperın uçağı havalimanına iniş yaptı, Aprondan bir otobüs ile Loggage kısmına yöneldi, ufak valizini aldı ve kimlik kontrolü sonrası araç kiralama şirketlerinden birisine gitti. Kendisi için dört kapılı, havalı bir Juke kiraladı. Saat yaklaşık 7:30 A.M Christoper bu saatte arkadaşlarının çalıştığını düşünerek, uçakta da uyuduğu için direkt olarak otele gitmedi. Şehiri biraz turlamaya başladı. Gördüğü şeyler karşısında şok yaşadığı söylenebilir. Şehrin suç oranı çok yüksek fakat elit kesimlerinde bu suçlara yer yoktu, şehir çok fazla ayrık toplum vatandaşı barındırıyordu. Çoğu ülkeden çoğu vatandaş burada, bu şehirde girişimcilik oynamaya gelmiş gibiydi. Bir kaç saat daha gezindikten sonra açıkçası biraz korktuğu için kendisini Rodeo bölgesindeki bir kafeye attı, burada güvende miydi onu bile bilmiyordu. Kendisi için bir bardak Americano aldı ve o kahve ile neredeyse bir saat oyalandı, tabii kahvenin dibi soğuk olduğu için içemeden çöpe attı. Bu kafedeki insanlar bile çok sessiz ve sürekli birbirleri arasında fısıldaşan türlerden di. Christoper buradan da çıktı ve arkadaşları ile buluşmak için Downtown, yani şehir merkezine gitti. Şehir merkezinden arkadaşlarını alarak güzel bir restoranta gittiler. Burada ayrı kalınan o iki üç yılın sadece görüşmeleri bile üç dört saat sürdü. Arkadaşları Christopera bu uzun sohbetlerin arasında burada iş bulma imkanları ve gelecek yatırımları ile ilgili bir kaç öneride bulundu. Christoper her ne kadar geri dönmek istese bile bir tarafı burada kalmak istiyor gibiydi. Otel odasına girdi, ailesi ile Skype üzerinden sesli bir çağrı kurdu ve onlara önce şehri, sonra da arkadaşlarının ona sunduğu fırsatlardan bahsetti. Bu fırsatlar aslında daha çok küçük düşünce yapısına sahip, bilirsiniz işte işletme fırsatları. Çok değil ufak bir yatırım ile bile yapılabilecek şeyler. Ailesi Christoper'a şansını Santosda denemesi için telkinde bulunmuş ve onu bir süre iş hayatına sokarak tecrübe edinmesini istemişlerdi. Christoper pek istekli değildi ancak ailesi ve arkadaşlarının ısrarı üzerine bu isteklerini kırmadı. Sıradan, basit bir kafe açıp işleteceklerdi. Ekstrası yok. Basit bir iş gibi görünüyordu en başta. Fakat şehirde illegal yapılanma almış başını gitmiş durumda olduğu için yaptığınız her işte yanınıza küçük çaplı, iğrenç ve kendini bir şey sanan insan evlatları geliyor, sizden çaktığınız bir çivinin korunması için bile para istiyorlardı. Christoper bu ve benzeri yaşadığı olumsuzluklar sonucunda kafeyi açma konusunda tereddüte düşmüştü. Nihayetinde henüz yatırım yapmadan bu fikirlerinden vazgeçti, bir süre daha Los Santos'ta kaldı.


Bugün hayatımızın geri kalan yıllarının ilk günüdür. - Bilinmemezlik
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 17.12.2019 17:14
Hoş geldi Christoper!  :)
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 07.03.2020 19:24
K&A
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok