Konu: Eustace Thorpe  (Okunma sayısı 178 defa)

#0 - 22.09.2023 23:56


   

      

                  
         EUSTACE FRANCIS THORPE         
         01/01/1990         
          ✯✯✯          

                                           


KÜNYE

    UYRUK: AMERİKAN
    İNANÇ: EVANJELİST HRISTİYAN
    BOY: 6'2'' [1m 90cm]
    KİLO: 182 lbs [87kg]
    SAÇ RENGİ: KAHVERENGİ
    GÖZ RENGİ: KAHVERENGİ
    MESLEK: POLİS MEMURU


ERDEMLER VE GÜNAHLAR

    MÜTEVAZILIK
    ÖLÇÜLÜLÜK
    MERHAMET
   
    ☠︎ KATILIK
    ☠︎ ÖFKE (bazen)
    ☠︎ TUTUCULUK
   
  gloria in excelsis deo 
  god bless america


   

« Son Düzenleme: 02.10.2023 03:10 orient »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 22.09.2023 23:57
Hikâye ve Rol Paylaşımları

Kısım-I: Risk
Kısım-II: Gurur
Kısım-III: Aşağılama
Kısım-IV: Savaş
Kısım-V: Kek
Kısım-VI: Af
Kısım-VII: Geçmiş



Kırmızı: Henüz çıkmamış fakat olay örgüsü veya içeriği planlanmış olan bölümler.
« Son Düzenleme: 30.09.2023 17:45 orient »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 26.09.2023 00:23


RİSK
Alıntı
Özdeyişler 19:17 - Yoksula acıyan kişi Rab'be ödünç vermiş olur, Yaptığı iyilik için Rab onu ödüllendirir.

''İnsanlar hiçbir şart altında kendilerini vazgeçilmez görmemeliler, fakat bilmeliler.

Tanrı, böbürlenenleri sevmez. İlk günah, meleklerin arasında en parlak olanın kendisini diğerlerinden daha güzel, daha övülmeye layık görmesidir. Dolayısıyla ilk ve en büyük günah, kibirdir.''

Thorpe, akademi başvurusunu hazırladığı web-sitesinde, faresini 'gönder' tuşu üzerinde gezdirip dururken bunları düşünmekteydi. Fakültede paspas vurarak geçirdiği üçüncü senesinden sonra, sayılarla uğraştığı ufak bir işe gireli çok olmamıştı. Wall Street'in çökmesi, Birleşik Devletler'de hissedilen finansal kriz ve işsizlik, milyonlarca Amerikalı'nın hayatını etkilediği gibi onun da hayatını etkilemişti. Kendisinin ikâmet etmekte olduğu Georgia da dahil olmak üzere pek çok güney eyâletinde konaklama sıkıntıları baş göstermeye başlamıştı. Finansal kriz, ev sahiplerinin doğal şekilde artan giderleri için bir bahane olmuş, onun kirada oturduğu eve de diğer kiralık konutlar gibi zam gelmişti.

Thorpe, hiçbir zaman ince zevklere sahip bir adam olmadığından, sigara ve alkol gibi bağımlılıkları yoktu. Ömrü boyunca uyuşturucuya yaklaşmamıştı. Zirâ, hayatında mevcut olmayan keyifler arasında kadınlar da yoktu, . Thorpe ailesini kaybettikten sonra tek yaşamaya alışmış idi. Yalnızca ev kirasını, seksen model Chevrolet Silverado'sunun yakıt deposunu dolduracak parayı ve karnını doyurmasına yetecek kadar para kazanması yeterli idi. İçerisinde bulunduğu durumu değerlendirirken, eskimiş bir deri kayışa sahip olan kol saatini göz hizâsına kaldırarak kısaca göz gezdirdi.

23:41.

Henüz doldurduğu başvuru formunu gönderebilmek için 19 dakikası daha vardı, fakat bir türlü formu yollayacak cesareti kendinde toplayamıyordu. Neticede, Vice şehrine henüz gelmiş, kıytırık bir taşra marketinde muhasebecilik yaptığı işini, Juan-Jimenez Rodrigo Alvaro Noé dos Santos isimli bir Meksikalı'dan yalvar yakar elde edeli ise yalnızca bir hafta olmuştu. Bu formu yollaması halinde, formun şartları gereğince, taşra marketindeki işinden ayrılması ve bu iş dışındaki faaliyetlerden kendisini soyutlaması icâp ediyordu.

Kararsız olmasının sebeplerinden birisi bu olmakla beraber, derinden derine özgüvensizlik duygusu da içini kemirmekteydi. Ya memur olacak kadar zeki değilse? Ya sahip olduğunu düşündüğü özellikleri abartıyorsa? Ya... başaramazsa? Bu şartlar altında akademiden elenir ve açıkta kalırdı. Kamuda işe alınma hayali kurduğu bu mesleği hiçbir zaman edinemez, vefat etmiş bulunan ebeveynlerinden kalan mirâsın, bu şehre yerleşmek için kullanmadığı geriye kalan kısmını da anlamsız bir uğraş adına çarçur etmiş olurdu. Yeni girmiş olduğu işi batırmış, gelecek ayın kirâsını ödeyemediği için sokakta kalmış, Mulholland'daki uyuz emlakçıların kurulu olduğu caddede züppe zengin çocuklarından dilenenlerin yanında yerini alırdı. Bununla birlikte, diğer ihtimali de gözetmek gerekirdi. Başarırsa. Başarılı olursa. Kamuda memuriyet sahibi olacaktı. Muhtemelen aç kalma, konaklama, hayatını basit şekilde idâme ettirmek konularında yaşadığı sıkıntılar külliyen ortadan kalkacaktı.

Derin bir nefes aldıktan sonra, Thorpe, cesaretini toplayarak saati tekrar kontrol etti. Bu düşüncelerin tamamı kafasından bir yıldırım hızıyla geçmiş olacak ki, henüz iki dakika geçmişti ve hala başvurunun süresi dolmamıştı. Sahip olduğu şeylerden ötürü Tanrı'ya şükretti, içindeki bu işi başarıp başaramayacağı yönündeki tüm duygu ve düşünceleri bir kenara bıraktı, ve başarması gerektiğine kanaat getirdi. Gönder butonuna tıkladı.

Birkaç dakika oturduğu yerde öylece durdu, ekrandaki 'başvurunuz gönderildi' iletisini seyretti. Bir seçim yapmıştı. Kafasından geçen hata yaptığı yönündeki düşünceleri susturmaya gayret etti, üzerinden geçen heyecan duygusuna kendisini bıraktı. Halihazırda sahip olduğu fırsatlardan ve imkânlardan ötürü yeterince şükretmemiş miydi? Tanrı, mütevazı ve kanaatkar olanları severdi. Hem, işvereni Meksikalı'yı da yarıyolda bırakmıştı. Yarın mağazaya giderek durumu kırık İspanyolcası ile herife açıklamak mecburiyetindeydi. Nezaket bunu gerektirirdi. Hiçbir şey söylemeden işe de gidebilirdi, fark etmezdi. Nazik olmak zorunda değildi.

Bütün bunları düşünmeyi bırakmaya karar verdi ve bilgisayarını kapattı. Başını yastığa koyarken yaptığı seçimin doğruluğundan ziyade yapılma zorunluluğunu düşündü. Geri dönemeyeceği yolculuğu başlatmıştı.


« Son Düzenleme: 27.09.2023 04:11 orient »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 26.09.2023 00:51
nerd
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 26.09.2023 01:20
Sağlam tanıtım keyifli roller  :o
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#5 - 26.09.2023 08:44
 :nays:

kaliteli adam
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 27.09.2023 03:55
gümbür gümbür geliyor
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#7 - 27.09.2023 04:06


GURUR
Alıntı
Özdeyişler 22:4 - Alçakgönüllülüğün ve Rab korkusunun ödülü, zenginlik, onur ve yaşamdır.

Thorpe kurutemizlemeciden ayrıldı.

Ayrılırken, uzak doğulu kurutemizlemecinin kapıya geçirdiği zil ses çıkarttı. Bu onu içerisinde bulunduğu düşünce denizinden uzaklaştırdı. Daha önce kurutemizlemeciye bir şey emânet etmenin Parkinson hastalığına sebebiyet verdiğini duymuştu. Hayır, hayır diye düşündü, ellerimin titremesi henüz sırtıma geçirmediğim bu kıyafetlerden dolayı değil. Sinesinde daha evvel hissetmediği bir heyecan ile boğuşmaktaydı. Akademi başvurusu onaylanmış, resmî olarak Vice Şehri Polis Akademisi'nin bir öğrencisi olmuş idi.

Sıradan insanlara basit gelebilecek istekleri sebebiyle içi içine sığmıyordu, kalbinin gümbürtüsünün karşı kaldırımdan duyulup duyulmadığını merak etti. Önceki oturduğu yıkıntıya nazâran insanî sayılabilecek bir ev, son model olmasa da babasından kalan Chevrolet'ten daha iyi bir Sedan, düzgün ve gerçekten dana içeren kırmızı et... Bunlar, ekonomik buhrândan çıkmakta olan bir bölgede yaşayan Thorpe için baş döndürücü vaatlerdi. Memuriyetten kazandığı para ile bunların hepsini elde edebilirdi. Ve...

Ve statü.

Daha önce dalmadığı kadar derin hülyâlara dalmasına sebebiyet veriyordu bu durum. Statü! Basit bir paspasçıdan, insanların dinlediği, bazen dinlemek zorunda olduğu bir polis memuru! Büyük bir sıçrayıştı doğrusu. Hayatında adam akıllı ciddiye alınmamış olan Thorpe, aklından bunları geçirirken üzerinde bulunduğu kaldırımı adımlıyor ve gayrihtiyâri gülümsüyor idi. Yakında üzerinde ütülenmiş, tertemiz, mavi bir üniforma, rozet, belinde vazife silahı, ve daha da önemlisi daha önce sahip olmadığı kadar güç ve saygıya sahip olacaktı. Bunlar, onun gibi sayılanların hiçbirine daha önce sahip olmamış birisi için etkileyici şeyler değil miydi? Mutluluktan ve heyecandan bayılmadan yürümesi, aşikâr ki, mucizeydi.

Bir anlığında duraksayarak düşüncelerini tarttı. Statü. Statünün önemi. Birtakım avâmca düşünceler olduğunu kabul etmek doğru olurdu, fakat insan zayıf bir varlık değil miydi? Kandırılması kolaydı. Birkaç hoş söz, birkaç iltifat, birkaç yalakalık. İnsanın kendisini kaybetmesi için yeterli olan şeylerin gülünçlüğünü düşündü. İnsanların kendilerini önemli saymaları için gerekli olan şeylerin ne denli gereksiz olduğunu düşündü. Öyle ya da böyle, bir vakit sonra, bu 'önemli' gözüken şeylerin ne denli önemsiz olacağını, zamanın su gibi akıp gittiğini düşündü. Ve Thorpe, Vice Şehri Polis Akademisi'ni kazandığı için duyduğu gururun, mutluluğun, ne kadar gereksiz olduğunu keşfetti.

Birçok insan ile bir arada eğitim görecek ve sınava tabi tutulacaktı, yani her şey bitmemişti. Yanlış olan şeylerin birincisi, henüz neticelenmemiş bir şey için sevinç ve gurur duymak idi. Her şeyin sonucunu beklemek evlâdır, ve nihâi düşmanını hiçbir zaman hayatta bırakma demiş idi Machiavelli.

Thorpe, evinin kapısını açtı. Yerel kurutemizlemeci firmasının logosunu üzerinde barındıran poşetten dikkatlice akademi üniformasını çıkarttı. Gömleği kollarından geçirdi, mükkemelce ütülenmiş pantolonu çıkartarak giyindi, şapkasını kafasına geçirerek aynanın karşısında dikildi. İşte en büyük düşmanın, diye düşündü içinden, her zaman mücadele etmen gereken o kişi. En gururlu olduğu o an, kendisine bir söz verdi. Hiçbir zaman, kibrin onu ele geçirmesine müsaade etmemek sözünü...



Not: Karakterin özgeçmişine ve anlık hissiyâtına ışık tutan bu tarz paylaşımların yanı sıra rol paylaşımı da ikinci gönderiye ilave edilecektir fakat bunu yapmaya şu an için üşeniyorum. Gün içerisinde düzenlediğim ekran görüntüleri ile kısıtlı kalabilir.
« Son Düzenleme: 27.09.2023 04:14 orient »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#8 - 30.09.2023 17:43


AŞAĞILAMA
Alıntı
Romalılar 5:3-4 - Yalnız bununla değil, sıkıntılarla da övünüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma gücü Tanrı'nın beğenisini, Tanrı'nın beğenisi de umudu yaratır.

Thorpe başını pisliğin içinden kaldırıp etrafına bakındı.

Eğitmen Keegan hâlen kendisine hareket etmesi yönünde direktiflerini bağırarak yineliyordu. Akademi süresi boyunca olduğu gibi, eğitim esnasında da 'bok çuvalı' olarak nitelendirilmekteydi.

- Hareket edin, bok çuvalları!

Thorpe bu tarz aşağılamalara aldırmıyordu, fakat hoşuna gittiği de söylenemezdi. Hayatı boyunca düşük gelirli işlerde çalışarak vakit öldürmüş, egosunu tatmin etmek isteyen üstleri tarafından ezilmeye çalışılmıştı. Akademi öğrencisi olarak geçirdiği günler de farklı geçmiyordu, eğitmenlerinin akademiye gelen burnu havada Vinewood züppelerini hizâya sokmak için bu denli sert bir tavır içinde olduğunu tahmin ediyordu. Askeri disiplin, diye geçirdi aklından, sınıfsal farkların ortadan kalkması için üniforma, besleyici ama boktan farksız yemek, gün içerisinde yapılan işlerin belli olması. Her biri kolektif bir yapının içindeki bir parçada bulunulduğunun, bireysel hareket edilmemesi gerektiğinin devamlı hatırlanması içindi. Thorpe, buna alışık sayılırdı.

Beline değin gelen bir meşe parçasından engelin üstünden atlayarak devam ederek karşıya geçti, ağlarda vakit kaybetti ve önüne gelen diğer engelleri aşmaya çalıştı. Dolson'un yanına vardığında akademi rekorunun çok gerisinde olduğunu biliyordu. Usulca talimatlandırıldığı üzere sıradaki yerine geçti.

Akademideki günleri geçip giderken, ömrünün hiçbir kısmında aşağılanma duygusunun daha yoğun hissedildiği başka bir dönemden geçmediğini düşünmek yersiz olmazdı. Polis akademisinin adayları hayvan muamelesi bile görmüyorlar idi. Keegan'ın da belirttiği üzere, onlar bok çuvalıydılar. Dolayısıyla bok çuvalı muamelesi görüyor, bok çuvalı gibi besleniyorlardı. Günün tamamı eğitim ve idmanla geçiyordu, dolayısıyla Thorpe de dahil olmak üzere diğer akademi adaylarının kendilerine ayıracak vakitleri yoktu.

Günlük çalışmalar ile vücudu güçlendirici idmanlar ve polis memuriyetini aşılayacak birtakım eğitimler görmekteydiler. Akademi süresince fiziksel olarak kendisini geliştirmek adına adayların eline pek çok fırsat geçmişti, Thorpe yüzmeyi sevdiğinden alt kattaki kapalı havuzda bol bol yüzmüş, eğitimden önce spor salonunu sıklıkla kullanmıştı. Sağlıklı düşüncelere sahip bir zihnin sağlıklı ve estetik gözüken bir vücuta olmasını gerektiğini düşünürdü, bundan ötürü çocukluğundan beri yüzmeyi kendine adet edinmişti. Boş zamanlarında vaktini harcadığı nadir aktivitelerinden biriydi bu. Eğitimlerin fiziksel kısmı büyük yer kaplasa da, daha önemli gözüken teorik eğitimlerdi. Bir polis memurunun olay yerinde nasıl davranması gerektiği temeli üzerinde pek çok eğitime tabi tutulmaktaydılar. Bir trafik durdurması nasıl yapılmalıdır, bir kişiyi etkisiz hale getirirken uygulanacak gücün ölçütü nedir, olay bölgesindeki şüphe seviyelerini ne belirler gibi soruların cevapları, imtihanda adaylara ışık tutması amacıyla kendilerine aşılanmaktaydı. Thorpe, verilen bilgileri hafızasına atıyor, diğer arkadaşlarına karşı avantaj elde etmeye çalışıyordu. Akademi bu bilgiler bakımından bir hayli garip bir yer denebilirdi. Adayların iyiliği ve sınavda başarılı olmaları için her imkan kendilerine sunuluyor, fakat şımarmamaları için sıradan bir vatandaşı zorlayacak derecede psikolojik şiddet uygulanmasından da geri durulmuyordu. Bok çuvalı hikayesinin özü de buydu.

Thorpe, teoride hakikaten de bok çuvalı olduklarını düşünmekteydi. Stajyer memur olarak görecekleri muamelenin de çok farklı olmayacağını tahmin ediyordu. Öte yandan, seçicilik bakımından Vice Şehri Polis Akademisi'nin bir farkı olmalıydı. Bok çuvalları arasındaki sıralama nasıl olmalıydı? Thorpe, bir gece yarısı koğuşta horuldayan pis kokulu gürûhun kendisine eşlik ettiği koğuştaki yatağında bunları düşünmekteydi. İyi bir aday, iyi bir stajyer memur nasıl olurdu? Şüphesiz, itaatkâr olmalıydı, ve prosedürleri eksiksiz yerine getirmeliydi. Aktif, örnek bir vatandaş olmalıydı. Bunları düşünürken, yarınki eğitimin imtihandan önceki son gün olduğunu düşünerek örtüsünü çene hizâsında çekiştirdi. Uyumalı, vücudunu ve zihnini dinlendirmeliydi. Gözlerini kapatırken bir bok çuvalı diye düşündü, diğerlerinden daha kıymetli bir bok çuvalı olmak gerek.

Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#9 - 05.11.2023 03:45
K&A
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok