Konu: Friedhelm Hermann  (Okunma sayısı 163 defa)

0 Üye0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

#0 - 17.06.2025 11:45
                                                                 

Episode 1: Küller Arasında

Friedhelm Hermann, Los Santos’a ayak bastığında, liman çevresindeki işçiler bile fark etmişti bu adamda bir gariplik olduğunu. Takım elbisesi pırıl pırıldı ama gözleri... Gözleri karanlığın ta kendisiydi. O gözlere bakan herkes ya başını eğdi ya da yolu değiştirdi. Çünkü Friedhelm’in nereden geldiğini bilenler, onun öyle kolay konuşmadığını da bilirdi.

Alman disipliniyle büyümüştü ama damarlarında İtalyan ateşi vardı. Gençliğinde Köln'de silah kaçakçılığı yapmış, ardından Napoli’de mafya bağlantılarına karışmıştı. O yıllar boyunca tek bir şey öğrendi: Hayatta kalmak istiyorsan, ya sessiz kalacaksın ya da herkes susana kadar konuşacaksın. Friedhelm ikincisini seçti.

Los Santos’a geliş nedeni bir tatil değildi. Berlin'de ihanetin bedeli ağırdı; en yakın dostu Marco, kendisine kurulan bir pusu sırasında ölmüştü. Bu pusu, Friedhelm’in içindeki tüm insanlığı söküp aldı. Artık sadece tek bir amacı vardı: iz sürecek, adaleti kendi yöntemleriyle dağıtacaktı.

Rodeo'da beyaz Bentley’siyle dolaşırken, onu tanımayanlar “yeni zengin” sandı. Ama arabanın bagajındaki susturuculu silah, kolundaki Rolex’in altında yatan tetikçi geçmişi ve suskunluğunun ardındaki öfke, onun kim olduğunu anlamaya yetiyordu. Yanına yaklaşan herkes, onun dostu mu yoksa hedefi mi olduğunu en geç üç gün içinde öğreniyordu.

Gece çöktüğünde, Friedhelm en çok köhne barlarda vakit geçirirdi. Duvarlara yaslanıp sigarasından bir nefes alır, ardından içeri girenlerin yüzlerine bakardı. Sadece göz temasıyla yargılayan bir adamdı. Onunla konuşmak, yaşamakla ölmek arasında bir seçim yapmaktı.

Friedhelm, adaletin adını çoktan silmişti zihninden. Şimdi onun kitabında sadece sadakat, ihanet ve intikam vardı.
« Son Düzenleme: 17.06.2025 11:48 DomConstantino »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 17.06.2025 11:46
Episode 2: Ateşle Sınanmak

Los Santos’un gece yarısı sessizliğinde, bir motor sesi yankılandı. Friedhelm Hermann, Bentley’sinden indiğinde şehir nefesini tuttu. Siyah eldivenleri, gümüş çakmağı ve soğuk bakışlarıyla yürümeye başladı. Bu gece plan belliydi: Doğu Yakası’ndaki depo baskını.

Bu depo, eski ortağı Silvano’nun kontrolündeydi. Silvano bir zamanlar Friedhelm’le aynı masada oturur, aynı şarap şişesini paylaşırdı. Ama para kokusu, dostlukları küle çevirmişti. Silvano, Napoli’deki pusunun ardındaki isimdi. Friedhelm bunu öğrendiği anda kararını vermişti: affetmek, onun kitabında hiç yazmamıştı.

Depoya vardığında hiçbir söz söylemedi. Adamlarıyla göz teması bile kurmadı. Saatine baktı, tam 00:00. İşaret buydu.

İlk kurşun sessizliği böldü.

Friedhelm’in ekibi içeri sızarken, o dışarıda sigarasını yaktı. İçeriden bağırışlar, ardından patlama sesi geldi. Bir adam koşarak çıkmaya çalıştı, ama Friedhelm sadece bir adım attı ve susturuculu tabancasıyla tek kurşun sıktı. Adam yere yığıldı.

Sabah olduğunda, depo küle dönmüştü. İçeridekilerden kimse sağ çıkamadı. Polisler geldiğinde ise sadece bir iz vardı: Bentley’nin lastik izi ve duvara kazınmış tek kelime.

“Betrayal.”
(İhanet)

Friedhelm o gün, sadece bir düşmanını değil, geçmişinin bir parçasını da toprağa gömmüştü. Ve artık biliyordu… Bu şehirde yer edinmek istiyorsa, sadece geçmişiyle değil, gelecek planlarıyla da savaşmalıydı.
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 17.06.2025 11:46
Rezerve...
« Son Düzenleme: 17.06.2025 14:20 DomConstantino »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 17.06.2025 11:57
Başarılar. :sampanya:
« Son Düzenleme: 17.06.2025 15:20 YuSuF4406 »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#4 - 17.06.2025 11:57
Episode 3: Kurşunun Hatırası

Saat sabah 06:44. Los Santos hâlâ uykudaydı. Ama Friedhelm Hermann’ın uykusu, geceyle birlikte toprağa gömülmüştü. Sol omzuna saplanan kurşunun acısı geçmişti, ama izleri hâlâ içindeydi. O kurşun yalnızca tenini yırtmamıştı… İçindeki sabrı da parçalamıştı.

Ancelotti...

Bir zamanlar onunla aynı sofrada oturur, birlikte iş bölüşürlerdi. Friedhelm, Pedrotti’nin emriyle çok kez Ancelotti’yi korumuş, hatta bir gece onu ölümden çekip almıştı. Ama ihanetin kimin ne yaptığıyla ilgisi yoktu. Kurşun, arkasından geldiğinde, Friedhelm’in gözünün önüne tek bir isim gelmişti: Ancelotti.

Pedrotti sessizdi bu sabah. Friedhelm’i odasına çağırdı, oturdu, sadece bir cümle kurdu:

“Temizle şu defteri.”

O cümle yeterliydi.

Bentley yeniden sokaklardaydı. Arka koltukta susturuculu tabanca, bagajda iki dolu şarjör. Friedhelm bu sefer tek başınaydı. Bu bir iş değil, emir de değildi. Bu intikamdı.

Ancelotti’nin mekanı belliydi. New Jersey’de gölgelerin içinde kalan eski bir dökümhane. Kameralar bozuk, güvenlik gevşek. Çünkü Ancelotti, Friedhelm’in hâlâ o eski dostlukları taşıdığını sanıyordu. İşte asıl hata buydu.

Gecenin ortasında dökümhaneye tek başına girdi Friedhelm. İçeride beş adam vardı. Üçü sessizce düşürüldü. Diğer ikisi kaçmaya çalıştı ama nafile… Bir tanesi, Friedhelm’in gözüne bile bakamadı.

Ve o an… Ancelotti.

Karşı karşıya geldiler. Silahlar havadaydı ama söz daha keskindi.

— “Bunu sen istedin, Ancelotti.”

— “Sadece işti Friedhelm, kişisel değildi.”

Friedhelm gülümsedi. Kısa, keskin, soğuk bir gülümseme.

— “O kurşun kişiseldi. Bu da öyle.”

Tek kurşun. Alnın ortası. Dökümhanede yankılanan ses, sadece metalin değil, sadakatin de çöktüğünü gösteriyordu.
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#5 - 17.06.2025 12:09
Episode 3: Kurşunun Hatırası

Saat sabah 06:44. Los Santos hâlâ uykudaydı. Ama Friedhelm Hermann’ın uykusu, geceyle birlikte toprağa gömülmüştü. Sol omzuna saplanan kurşunun acısı geçmişti, ama izleri hâlâ içindeydi. O kurşun yalnızca tenini yırtmamıştı… İçindeki sabrı da parçalamıştı.

Ancelotti...

Bir zamanlar onunla aynı sofrada oturur, birlikte iş bölüşürlerdi. Friedhelm, Pedrotti’nin emriyle çok kez Ancelotti’yi korumuş, hatta bir gece onu ölümden çekip almıştı. Ama ihanetin kimin ne yaptığıyla ilgisi yoktu. Kurşun, arkasından geldiğinde, Friedhelm’in gözünün önüne tek bir isim gelmişti: Ancelotti.

Pedrotti sessizdi bu sabah. Friedhelm’i odasına çağırdı, oturdu, sadece bir cümle kurdu:

“Temizle şu defteri.”

O cümle yeterliydi.

Bentley yeniden sokaklardaydı. Arka koltukta susturuculu tabanca, bagajda iki dolu şarjör. Friedhelm bu sefer tek başınaydı. Bu bir iş değil, emir de değildi. Bu intikamdı.

Ancelotti’nin mekanı belliydi. New Jersey’de gölgelerin içinde kalan eski bir dökümhane. Kameralar bozuk, güvenlik gevşek. Çünkü Ancelotti, Friedhelm’in hâlâ o eski dostlukları taşıdığını sanıyordu. İşte asıl hata buydu.

Gecenin ortasında dökümhaneye tek başına girdi Friedhelm. İçeride beş adam vardı. Üçü sessizce düşürüldü. Diğer ikisi kaçmaya çalıştı ama nafile… Bir tanesi, Friedhelm’in gözüne bile bakamadı.

Ve o an… Ancelotti.

Karşı karşıya geldiler. Silahlar havadaydı ama söz daha keskindi.

— “Bunu sen istedin, Ancelotti.”

— “Sadece işti Friedhelm, kişisel değildi.”

Friedhelm gülümsedi. Kısa, keskin, soğuk bir gülümseme.

— “O kurşun kişiseldi. Bu da öyle.”

Tek kurşun. Alnın ortası. Dökümhanede yankılanan ses, sadece metalin değil, sadakatin de çöktüğünü gösteriyordu.

Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#6 - 17.06.2025 13:46
Başarılar.  :sampanya:
« Son Düzenleme: 17.06.2025 18:33 Kastamonulum37 »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok