1
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
OWEN HAINES — BOLUM I: ŞANSINI DÖNDÜR
Owen Haines, 1996'nın bir Vice City akşamında Glen Park'taki kenar mahallesinden hallice bir dairede doğdu. Boktan bir aile ve sorunlu bir çevreye sahip olan Haines'in babası eski bir sabıka kaydı potansiyeli iken annesi de sıradan bir ev kadınıydı. Çocuk yaşından itibaren kavga, gürültü ve huzursuzluğun içinde büyüyen Haines'in babası henüz kırk beşindeyken bir fuhuş operasyonunda bilezikleri yerken annesi de olan biteni kaldıramadı ve Owen'ı kendi kaderi ile baş başa bıraktı. Lakin, kısa süre içerisinde devlet devreye girdi ve çarklar arasında dönmeye başladı.
Ne de olsa sistem Haines ve onun gibileri zaten biliyordu; Üzerine fazla umut bağlanmayacak baş belası mıknatısı çocuk örneğinden fazlası değildi. Henüz sekiz yaşında bir yurt odasında başka bir çocuk ile kavga edip kendi burnunu patlattığından beri kafasını bu tür işlere daha çok yoruyordu. Yine de o gece Owen yurt yönetimi tarafından cezalandırılmadı ve paçayı yırttı. Oradaki çocukların hepsi neyle mücadele ettiğini biliyordu fakat büyükler buna o kadar fazla kafa yormuyordu. Owen'da bunu erken yaşta görenlerden oldu ve hayatına bağladığı anlamları erken yaşta sildi. Yıllar geldi geçti, hepsi birbirini kovaladı ve yurt odasının yeni adı ev oldu. Ev, kısa süre sonra kendini sokaklara bıraktı ve Owen ise en sonunda kendini tanımayı öğrendi. Belki Tanrı'nın hoşnutsuz çocuklarından birisi olmasa da şansını döndürebileceği ucundan kıyısından dahi olsa belli olabilirdi. Annesinin sürpriz dönüşü sonrası yetimhane macerası kısa süren Haines, o günlerde ise sıkı dostu, sır küpü ve ev arkadaşı John Ronsfield ile tanıştı.
John, Owen'a nazaran sessiz bir çocuktu. O konuşmazdı fakat hep tetik davranırdı. Onun suskunluğu ise Owen'ı ilk başta rahatsız etmişti çünkü adamımız ne yapacağını bilemediği zamanlar genellikle sorunlarını kavga ederek çözerdi. Yetimhaneden ayrılmadan birkaç gün evvel John ile yetimhanede masa tenisi oynarken Haines bir celallenme ile raketini masada parçaladı ve John'un gözlerine derince baktı. John, ne korkmuştu ne de raketin kırıldığı için kızgındı. Melül bir ifade ile ona baktı ve "Bir daha raketi kırarsan masa tenisi oynayamaz hale geliriz." dedi. Kulağa bir o kadar saçma gelse de işin icabında mantıklı da sayılırdı, bu küçük diyalog ise iki karakterin mantalitesini ortaya çıkaran unsurdu.
"John, pragmatik bir çocuktu. Owen ise duyguları ile hareket ederdi."
Bu sayede ikili birbirini tamamladı. John, Owen'a mantıklı düşünmeyi öğretti. Owen'da ona kendini korumayı, diş göstermeyi ve hırçınlığı. En nihayetinde ikisi bir arada yetimhaneden ayrıldılar ve sokaklarındaki yeni yaşantılarına başladılar. John, başarısız bir polis memuru olarak kendine küçük bir sayfa açarken Owen, şu anda 2025'in Haziran ayı itibari ile VCPD'de bir polis memuru olarak çalışıyor.
Şu an tekdüze bir hayatları olsa da hikayeleri ve nereden geldikleri belli.
“Onlar aynı fırtınada ıslanmış çocuklardı, farklı gemilerde de olsalar günün sonunda hep aynı limanı ararlar. Bu, onları ikiden bire indiren tek şeydir.”
John için bu bir metafordu. Owen içinse bir yemin.