İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Caine

Sayfa: [1] 2
1


bu sefer tekbaşınaordu olarak değil.
stronger than diyet.

2
Bayram bitti, yakında geliyoruz. asian tribute.

3
tekbasinaordu
o nicki kullanmayı bırakalı 4 sene oldu...

4
Not
Karakter seviyelerinin yetersizliğinden, bir yandan da alışılagelmiş oluşum açma mekaniğinden (tanıtımı aç, sıfır karakter gelişimi göstererek yapılanma/organizasyon rolü yap) bıkkınlık duyduğumuzdan karakter tanıtımı kategorisinden başlama kararı aldık. Projeye dahil olmak isteyenler özel mesaj veya profilimde bulunan discord hesabım aracılığıyla iletişime geçebilir.

İlk ileti yapılan roller ile düzenlenip çeşitlenecektir.

5
Göç
Amerika'ya birinci nesil (Issei) olarak kabul edilen ilk Japon göçmenlerin 1800'lerin ortasında (1869-1880) Kaliforniya'ya göç ettiği; Hawaii'deki şeker kamışı tarlalarında ve Kaliforniya çiftliklerinde çalıştığı belgelere kayıt edildiği görülmüştür.

1900 ABD nüfus sayımına göre Amerika'da 24.326 Japon'un yaşadığı, bu nüfusun sadece 410'unun kadın olduğu açıklanmıştır. Takvimler 1910'u gösterdiğinde ise bu sayı 72.157'a çıkmıştır.

Yeni yasalar, ABD'de artan Asya karşıtı duyguları yansıtıyordu. Bunların arasında, Japonya'dan göçü azaltmayı amaçlayan 1907 Centilmenler Anlaşması da vardı. Centilmenler Anlaşmasına rağmen Kaliforniya eyaletinde gerek doğum gerek göç ile Japon popülasyonu artış gösterdi ve Japon karşıtı topluluklar anlaşmanın ihlal edildiğini öne sürdü. Devamında; 1913'te, California Yabancı Arazi Yasası, Japonya'dan gelen birinci neslin arazi sahibi olmasını yasakladı. Japon göçmenlerin önünü kesme çabaları ise 1924 Göç Yasası ile 1952'ye kadar başarılı oldu. Yasa yıllık göç edebilecek birey sayısını 100 ile sınırlamaktaydı.

Kısıtlama sürecinde ikinci nesil tarafından iş yerleri, budist tapınakları ve Japon kiliseleri açılmaya başlandı. Japon-Amerikan bireylerin Kaliforniya eyaletinde geçen zaman ile artışı ile 1930'da Japon göçmenlerin haklarını koruyup adaletsizliklerden savunmak için Japanese American Citizens League (JACL) kuruldu.

Yakuza
Yakuza tarihinin 1603 - 1868 arasındaki Tokugawa Şogunluğu döneminde iki farklı gruptan evrimleşerek günümüze kadar geldiği çoğunluk tarafından kabul edilen bir düşüncedir. Gruplardan ilki Yashi ya da Tekiya olarak adlandırılan tüccarlardır. Bahsi geçen tüccarlar köyden köye gezerek festival ve pazarlarda düşük kalitede mallar satarak geçiniyorlardı. Feodal dönem Japonya'sında ise sosyal statünün en alt katmanında bulunmaktaydılar. Geçen zamanla yaptıkları satışa ek olarak koruma ve güvenlik işlerine girişerek para almaya, yasadışı işlere yatırım yapmaya başlamışlardır. İkinci grup ise Bakuto olarak geçen kumarbazardır. Tokugawa dönemindeki kumara karşı gösterilen sert tutuma rağmen kart, zar oyunları ile bahisler yapmış, kumarlar düzenlemişlerdir. Kumar ile başladıkları işlerini tefecilik ve diğer illegal işlere doğru geliştirerek, vücutlarına renkli dövmeler yapmaları ile Yakuza'nın hem kültürel, hem de faaliyetsel olarak temellerine büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır.

Yakuza, zirvedeyken Japon medyasında büyük bir varlık gösterdi ve uluslararası alanda faaliyet gösterdi. 1960'ların başlarında zirvedeyken, polis Yakuza'nın 200.000'den fazla üyesi olduğunu tahmin ediyordu. Bununla birlikte bu sayı değişen pazar fırsatlarına ve Japonya'daki Yakuza üyeliğinin büyümesini engelleyen çeşitli yasal ve sosyal gelişmelere atfedilen bir düşüşle büyük ölçüde düştü.

Yubitsume
Yapılanmanın üyesi sadece özür dilemenin yetmediği bir hata yaptığında; bir sehpa/masanın üstüne beyaz bir bez parçası koyulur, seçilen elin serçe parmağının boğumu ip ile sıkıca sarılır, kesmeye hazır hale getirilir ve eskin bir bıçak ile kesilirdi. Beyaz bez parçası ile sarılır ve Oyabun'a hediye anlamında götürülürdü. Günümüzde yapılmamaktadır ve sebebinin Yakuza'nın daha az "göze batma" arzusunda oluşu olduğu düşünülüyor. Günümüzde yerine mali cezalar ve örgütten atılma görülmekte.

Yakuza Hiyerarşisi



Amerika'da Yakuza
Japon suç yapılanmaları Amerika'da çoğunluk olarak Hawaii eyaletinde, Los Angeles şehrinde ve San Francisco'nun Bay Area bölgesinde; devamında Seattle, Las Vegas, Arizona, Virginia, Chicago, ve New York şehrinde varlıklarını göstermiştir. Yapılanmaların Hawaii'yi Amerika'ya metamfetamin, Japonya'ya ateşli silah kaçakçılığı yapmak için istasyon olarak kullandığı bilinmekte. Asyalı turist ve asyalı Amerika vatandaşların çoğunluğu sayesinde yerel popülasyonun arasına rahatlıkla karışabilmekteler. Ek olarak lokal çeteler ile çalışıp asyalı turistleri kumarheneler ve genelevlere yönlendirdikleri de bilgi dahilinde.



Örgütlerin Kaliforniya'da Kore-Amerikan çeteleri ve Çin-Amerikan yapılanmaları (Triad) ile iş birliği yaptıkları görülmüştür. Vietnam kökenli çeteleri ayakçı olarak kullanmak için ittifak yaptıkları da biliniyor. Sebebi ise gerektiğinde olabildiğince şiddetli/vahşi olma potansiyeline sahip olmaları -ki bu sayede 1980'ler ve 1990'ların başlarında yaptırdıkları shoot-out ve haneye tecavüzler ile hem kendi hem de Vietnam kökenli çetelerin potansiyelini gördüler.

FBI Japon suç yapılanmalarının kara para aklamak için çeşitli yöntemlere sahip olduğundan şüpheleniyor.



Alıntı yapılan: United States Department of Justice
Yakuza; Asya, Avrupa ve Amerika'da iştirakleri olan, son derece organize, ulusötesi suç ailelerinden oluşan bir ağdır ve silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, dolandırıcılık ve kara para aklama gibi çeşitli suç faaliyetlerinde bulunur.


Alıntı yapılan: Los Angeles Times
FBI'ın Los Angeles ofisinde sorumlu özel ajan yardımcısı Thomas R. Parker, "Asya organize suç grupları eski La Cosa Nostra'dan pek farklı değil" dedi. "Haraçla uğraşıyorlar, meşru işlere, kumara, uyuşturucuya sızıyorlar. Hızlı, kolay para kazanmanın bir yolu varsa; bunun içine giriyorlar. ”

6
Asyalı çeteler hakkındaki ilk soruşturmaların çoğu medyadan geldi ve ortaya çıkışlarını ve özelliklerini sansasyonel hale getiren gazetecilik hesapları oldu. Sonuç olarak, Asyalı çetelerin ilk kavramları ve tasvirleri genellikle yanlış ve abartılıydı. Asyalı çeteler tartışmalı bir şekilde çetelerin ve çetelerin yalnızca küçük bir yüzdesini oluştursa da faaliyetler, farklı incelemelerin değeri bulunmakta çünkü "onlar" çete katılımlarına çeşitli ve kültürel motivasyonlar getirmek, "saldırganlığın anlamı" gibi düşünce yapıları ve benzeri inançlar, davranışlar; aile algısında bir çete yapılanması, dahilinde çeteyi "ün", "statü" veyahut şeref kazanma arenası olarak görme gibi tutarlı, tipik veyahut kimi görüşlere göre atipik özellikler ile öne çıktı. Ek olarak, çoğu çete ırkı aşan evrensel faktörlerden etkilense de çete deneyimi benzersiz ve o ırk grubuna özgüdür. Bu nedenle Asyalı çeteleri inceleyebilmek için Asya kültürünün, tarihi geleneklerinin kattığı etkiyi ve oluşturduğu faktörleri araştırıp keşfetmek hayati bir önem taşımaktadır.

 

Çeteler yirminci yüzyılın başından beri üzerinde durulmuş, araştırılmaya devam edilen bir husus olmasına rağmen araştırmacılar ve ceza adalet kurumları arasında bir "çete" tanımı konusunda fikir birliği sağlanamamıştır. Lakin, "çete" tanımı ile sıklıkla ilişkilendirilen genel unsurlar ve özellikler vardır.

İlk ve en yaygın olarak kabul edilen tanım, "çete" bir grup olmalıdır. Üstelik bazı ajanslar belirli bir üye sayısı limiti belirlemektedir. İkincil olarak çeteler genellikle duvar yazıları, el işaretleri, belirli kıyafet ve renk kodları ile ilişkilendirilir. Üçüncüsü, çeteler genellikle belirli bir kalıcılık düzeyine ulaşmış bir grup olarak tanımlanır; başka bir deyişle, çetenin uzun bir süredir var olması gerekir. Bu, oluşan ve hızla ayrılan ergen arkadaşlık grupları arasında ayrım yapmaya yardımcı olur. Dördüncüsü, çetelerin genellikle "sokak yönelimi"ni somutlaştırdığı anlaşılır. Bu genellikle çete tanımlı bölge/bölge şeklini alır. Ancak, bazı çetelerin, özellikle Asyalı çetelerin genellikle bölge talep etmemesi nedeniyle bu unsur hakkında bazı tartışmalar olduğu belirtilmiştir. Çetenin son unsuru, suç faaliyetlerine dahil olmaktır. Bu son unsur, çeteleri benzersiz kılar çünkü önceki tüm unsurları karşılayan gruplar tasarlamak mümkündür.

 

İlk olarak, çetelerin bir suç yönelimi taahhüdü vardır. İkincisi, çetenin kendini tanıması vardır, yani çete kendini diğer gruplardan farklı kolektif bir birim olarak görür. Bu, çete jargonu, giyim, işaretler ve renklerin gösterilmesiyle ifade edilebilir. Son olarak çete, okul öğretmenleri, kolluk kuvvetleri ve ebeveynler gibi toplumun kesimlerinden olumsuz tepkiler alır. Dahası, bu son bileşen, etiketle ilgili değil, daha çok "grubun buna rıza göstermesi, kabul etmesi ve nihayetinde bundan duyduğu gurur" ile ilgilidir. Topluluk bir ayna görevi görür: Üyeler ona bakar ve çete karakterlerini görür”

 

Asyalı Amerikalılar, düşük suç faaliyet oranları nedeniyle ceza adaleti araştırması için en az çalışılan ırksal gruptur. Bununla birlikte, resmi istatistikler yanıltıcı olabilir çünkü farklı Asya etnik gruplarının kendilerini hukuk sistemine dahil etme derecesini tam olarak göstermezler. Diğer ırk gruplarına kıyasla sınırlı araştırma yapılmış olsa da, araştırmalar Asyalı Amerikalı gençlerin ceza adaleti sisteminde artan bir varlık haline geldiğini göstermiştir. Resmi istatistikler, çocukların tutuklanma oranlarının 1980 ve 2012 yılları arasında en önemli şekilde Asyalı gençler için düştüğünü gösteriyor (yani, beyazlar için %44 ve siyahlar için %21 ile karşılaştırıldığında %59 düşüş) Lakin, bu oldukça yanıltıcıdır. Geniş Asya kategorisi içindeki etnik gruplara dayalı suç oranlarını incelendiğinde, tüm Asya etnik gruplarının düşük oranlı suçlular olmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmacılar, California gençliğiyle ilgili çalışmalarında Çinli gençlerin en düşük suç işleme düzeylerini bildirdiklerini, ardından Vietnamlı gençlerin, Laosluların, Korelilerin ve Kamboçyalıların izlediğini bulmuştur. Başka bir deyişle, Güneydoğu Asyalı gençler daha fazla suçlu faaliyetler bildirilmiştir. Dahası, bazı Güneydoğu Asyalılar siyahlardan, beyazlardan ve Hispaniklerden bile daha fazla suça karışmışlardır. Örneğin, Alameda County, California'da Samoalı ve Vietnamlı gençlerin tutuklanma oranı beyazların, Hispaniklerin ve diğer tüm Asyalı etnik grupların tutuklanma oranlarından çok daha fazladır.

 

Asya Kökenli Çeteler
Azınlık stereotipi, göçmenlik ve genel suçluluk modelinin birleşimi, Asyalı çeteleri anlamak için bağlam sağlar. Irk ve etnisitenin çeteleri anlamada önemli bir rol oynadığı kabul edilmiş olsa da, Asya çeteleri hakkında gerçekten çok az araştırma yapılmıştır. Ek olarak, Asyalı çeteler - özellikle Çinli çeteler - birkaç on yıldır var olsalar da, bilgilerimizin çoğu kolluk kuvvetleri ve gazetecilik hesaplarından geliyor. Bu, Asyalı çetelerin yanlış algılanmasına ve bunların organize suçla (ör. Triadlar ve Yakuza) bağlantılarına izin vermiştir.

 

Asyalı çetelerin algıları, Asyalıların homojen bir grup olarak yanlış tasvir edilmesiyle daha da şiddetleniyor. Her etnik grubun kendi tarihi, dini, dili ve kültürü vardır ve bu da Asyalı çetelerdeki çeşitliliğe katkıda bulunmaktadır. Etnik gruba bağlı olarak çete, grup uyumu, diller, kültür ve sosyoekonomik durum açısından farklılık gösterebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde Çinli, Japon, Koreli, Vietnamlı, Kamboçyalı, Mien, Hmong, Filipinli, Samoalı, Tongalı ve Hawaili çeteler gibi çeşitli Asya çeteleri vardır. Bu nedenle, tüm Asyalı çetelerin Çinli olduğuna dair yaygın inanışın aksine, diğer etnik grupları da içerecek şekilde genişlemişlerdir.

 

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Asyalı çetelerin ilk keşifleri, öncelikle Kaliforniya ve New York'ta yapılmıştır. Bunun nedeni, çoğu Asyalı nüfusun bu eyaletlere yerleşmiş olmasıdır. Araştırmacılar, San Francisco, California'daki Asyalı çetelerin gelişimini belgelediklerinde çeşitli çetelerden mevcut ve eski Asyalı çete üyeleriyle 73 yüz yüze görüşme yaptı: Wah Ching, Suey Sing, Hop Sing, Asian Invasion, Eddy Boys, Chinese Playground Boys ve Ping Boys ve 1960'larda büyük bir Çin göçü akını olduğunda Asyalı çetelerin oluştuğunu buldular. Bu göçmenler, sosyal hizmetlerin olmaması, meşru fırsatların olmaması ve diğer etnik grupların düşmanlığı nedeniyle sorunları kendi başlarına çözmek zorunda kaldılar.

 

Ek olarak, Asyalı çeteler genellikle vekil aileler ve gençlerin kültür çatışmalarından kaynaklanan streslerini atmaları için bir alan olarak hizmet etti. Kültür çatışmaları, hem Asya hem de Amerika kökenli marjinalleşme deneyimlerinden kaynaklandı. Başka bir deyişle, ne gerçek Amerikalılar olarak kabul edildiler ne de tamamen Asyalı olarak kabul edildiler. Böylece Asyalı çeteler, bir kimlik duygusu ve bağ kurarak bu çifte marjinalleşmeye bir uzlaşma sağladı. Ancak daha yakın bir zamanda, Güney Kaliforniya'daki çok az sayıda Asyalı çete üyesinin bir çeteye katılma nedeni olarak kültürel kaygılarını dile getirdiğini tespit edildi. Bu nedenle, kültürleşme ve asimilasyon nedeniyle, Asyalı çete üyeliğini açıklamada kültürel çatışmaların daha az belirgin hale gelmesi olabilitesi saptandı.

 

Çete Yapısı ve Özellikleri
Asya çete literatüründe, bu çetelerin yapısı, hiyerarşisi ve üyelik özelliklerine ilişkin bazı araştırmalar yapılmıştır. Bu özellikler, bilim adamları arasında bu konuda fikir birliği olmamasına rağmen, bölge diğer ırk çetelerine benzemektedir. Örneğin, Ghost Shadows (1970'lerin başından 1990'ların ortalarına kadar New York'un Çin Mahallesi'nde öne çıkan bir Çinli Amerikan sokak çetesi) araştırmasında, Jankowski'nin yatay/komisyon tipi çete anlayışına benzer şekilde (beyaz, siyah ve Hispanik çetelere dayalı) tepede dört veya beş lideri vardı. Buna karşılık, Jankowski'nin ilham kaynaklı tip çete kavramına benzer şekilde, diğer çetelerin yalnızca bir veya iki lideri vardı. (Çete organizasyon yapısına üç model: Dikey/Hiyerarşik, Yatay/Komisyon tipi, ilham kaynaklı model) Ek olarak, Asyalı çeteler, diğer etnik çeteler gibi esas olarak erkeklerden oluşuyordu ve Asyalı çetelerin etnik olarak daha karışık hale geldiğine dair kanıtlar olmasına rağmen, Asyalı olmayan çete üyelerini işe alma eğiliminde değiller.

 

Özetle, Asyalı çetelerdeki yapı ve hiyerarşi, çeteden çeteye bir dereceye kadar yapısal farklılıklar göstermekle birlikte, siyahi ve Hispanik çetelere benzemektedir. Örneğin Chicago'daki Asyalı çetelerin "bir çeteden diğerine kolaylıkla geçiş yapan" bireysel çete üyeleriyle akıcı üyeliğe sahip olduğunu tespit edilmiştir. Çete içi çatışmalarla birleşen akıcı üyelik nedeniyle, Asyalı çetelerin grup uyumu oldukça zayıftır.

 

Asyalı çetelerle ilgili en dikkate değer ayrım, bölge eksikliğidir. Çoğu araştırma, Asyalı çeteler için bölgenin göreceli olarak önemsiz olduğunu vurgulamıştır. Bu, çetenin topluluğa karışma ve resmi yetkililer tarafından fark edilmeden var olma arzusundan kaynaklanabilir. Asyalı çeteler tipik olarak bölge talep etmese de, park yerleri, bilardo salonları ve marketler gibi sık sık toplandıkları ve diğer çetelerin kaçındığı alanlara sahiptirler. Öte yandan araştırmacılar, bazı Asyalı çetelerin bölge talep ettiğini de kaydetti. Bazı araştırmacılar çeteler arası çatışma ve şiddetin ikinci en çok belirtilen nedeninin bölgesel anlaşmazlıklardan kaynaklandığını belirtti. Bölgeleri, çetenin bağlı olduğu yakındaki maşaları çevreleyen ticari alanları içeriyordu. Çinli çeteler, işletmelerin gasp edilmesi yoluyla belirli bölgeler üzerinde kontrollerini sağlayabildiler. Bazı eski Çinli çete üyeleri, 1960'lar ve 1970'lerde San Francisco'daki çete şiddetinin bölgesel anlaşmazlıklardan kaynaklandığını belirtti. İncelemelerde, çoğu araştırma, bölgenin Çinli çeteler dışında Asyalı çeteler için önemli bir bileşen ve endişe kaynağı olmadığını buldu.

 

Asyalı Çeteler ile Diğer Irksal Çeteler Arasındaki Farklar
Asyalı çeteler ile Asyalı olmayan çeteler arasında çeşitli benzerlikler olmasına rağmen, mevcut literatür onların da benzersiz özellikler ve farklılıklar sergilediğini göstermektedir. Bunlar, çete oluşumu, çatışma, bölgesellik, odak kaygısı, akışkanlık ve suç faaliyetleri teorilerini içerir. Araştırmacılar San Diego merkezli araştırmasında, Asyalı çetelerin (özellikle Güneydoğu Asyalı), diğer çetelerle etnik ve ırklar arası çatışmalar yaşamaları açısından benzersiz olduğunu buldu. Bu, çete çatışmalarının çoğunun ırk içi ve etnik grup içi olduğu düşünüldüğünde benzersizdir. bazı Asyalı çetelerin geleneksel sokak çetesi anlayışından o kadar farklı olduğu kaydedildi ki, bazı araştırmacılar bunların çete olmadıklarını öne sürdüler. Örneğin Vietnam çeteleri genellikle siyah ve Hispanik sokak çetelerinin geleneksel kalıplarına uymaz. Çoğunlukla, bölge talep etmezler, belirli bir giyim tarzını benimserler ve bazen bir çete isimleri bile yoktur. Ek olarak, araştırmacılar Güneydoğu Asya çeteleri arasında, sık sık ziyaret edilen bölgelere ve yerlere sahip olmalarına rağmen, sınırları belirlenmiş alanların eksikliğine dikkat çekti. Ancak çetelerin yoğun olduğu bölgelerde bile birçok çete üyesi kışkırtılmadıkça hiçbir şeye başlamayacağını belirtti. Bu da mahallenize veya mahallenize sahip çıkma ve koruma anlayışına ters düşmektedir. Ek olarak, Asyalı çeteler, birçok siyah ve Hispanik çete gibi mekansal olarak sınırlı değildir. Başka bir deyişle, çok farklı yerleşim düzenlerine sahipler, bu da Asyalı çeteleri sokak alt kültürüyle sınırlandırmamaktadır.

 

Asyalı çetelerin odak kaygısı öncelikle parayı üretmek ve kontrol etmek olmuştur. Girişimcidirler ve ceza adaleti sistemini anlamamaları ve kullanmamaları nedeniyle kendi etnik topluluklarını mağdur ettikleri için çok pragmatiktirler. Ek olarak, siyah ve Hispanik meslektaşlarının aksine, kolluk kuvvetlerinin müdahalesini engellemek için genellikle gizli ve sadıktırlar. Yasadışı faaliyetlerine dikkat çekmekten kaçınmak için nadiren kavga eder, uyuşturucu ticareti yapar ve el işaretleri kullanırlar. Ayrıca, Asyalı çete üyeleri (en azından Chicago'da) genellikle çete üyeliğini kabul etmezler, kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilmekten kaçınmak için genellikle kişisel adlarını ve çetenin adını değiştirirler. Gelir elde etme konusundaki bu endişe nedeniyle, Asyalı çeteler resmi tespitleri azaltmak için bir uygulama sistemi geliştirmişlerdir. Dahası, Asyalı çetelerin sürekli değişen üyeleriyle çok akıcı üyelikleri vardır, bu da çeteye sızmayı zorlaştırmaktadır.

7
ASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIES

ASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIESASIANSTORIES

8
Irezumi
Irezumi (入れ墨, (入墨 veya bazen 刺青 olarak da yazılır) Japonca bir kelimedir ve İngilizcede Japonya'ya has dövme stilini tanımlamak için kullanılır. MÖ 300 ile MS 300 arasında ortaya çıktığı belirlenmiştir. Döneminde sosyal statünün sembolü olmasına rağmen sonraki yüzyıllarda anlamını yitirip insanların işlediği suçlar için ceza olarak kullanılmaya başlandı. Günümüzde gördüğümüz Irezumi mevcut halini elde etmeye 17. yüzyılda başladı. 19. yüzyılın sonlarında Japon hükümeti tarafından yasa dışı hale getirildi lakin suçlular ve yabancılar arasında hala popüler durumdaydı. 1948'de suç yapılanmaları ile ilişkili durumda olmasına rağmen yeniden yasallaştırıldı.

Irezumi'de Mitolojik Canlıların Dövmeleri ve Anlamları

Ryu Tattoo

Ryu, elementleri insanların yararına manipüle etme yeteneklerinden dolayı derin bir kutsama, bilgelik ve gücün sembolüdür.

Tengu Tattoo

Tengu, bir yōkai biçimidir (doğaüstü yaratıklar veya hayaletler). Genellikle yıkım ve savaş temalarıyla ilişkilendirilirler. Günümüzde en yaygın olarak 'insansı' olarak tasvir edilse de, bir noktada yırtıcı kuş şeklini aldıkları, dolayısıyla şeytani yaratıkların atalarının gagalarından evrimleşen uzun burunları olduğu düşünülüyordu. Tengular genellikle öfkeli görünürler ve militan sembolizmlerini ortaya çıkarmak için sıklıkla kırmızıya boyanırlar.

Kirin Tattoo

Kirin, Japon folklorunun hayali yaratıklarındandır ve onun nadir görünümü bilge bir liderin veya hükümdarın vefatına işaret eder. Ölüm çağrışımları hüzünlü gibi görünse de durum böyle değil. Kirin iyi bir alâmet olarak görülür ve yas sürecinin yansıtıcı süreciyle elde edilebilecek daha iyi bir yarın anlamına gelir.

Karajishi Tattoo

Genellikle "Canavarların Kralı" olarak anılan Karajishi veya "koruyucu aslanlar", geleneksel Japon folklorunun bir başka popüler görüntüsüdür. Bu aslana benzeyen mitolojik yaratıkların heykelleri, geleneksel olarak kötü ruhları kovmak için sarayların ve tapınakların girişlerine yerleştirilmiştir, bu nedenle cesaret ve koruyuculuk sembolüdür.

Koi Tattoo

Bu balıklar Japonya'ya özgüdür ve çok uzun zamandır Japon sanat kültürünün bir parçası olmuştur. Çok sayıda şeyin simgesidirler, ancak olağanüstü ömürleri göz önüne alındığında; en çok uzun ömür, sebat ve hayatın izlerinin üstesinden gelmekle ilişkilendirilirler.

Hou-ou Tattoo

Japonya'da, Hou-ou veya anka kuşu, imparatorluk hanesinin simgesidir. Bu efsanevi kuş, sadakat, ateş, adalet, itaat ve güneş gibi bir dizi başka şeyi temsil eder. İlginçtir ki, bu ateşli kuş, hem barış zamanlarında cennetten inen hem de toprakta çekişme olduğunda astral meskenine kaçan bir uyum ve uyumsuzluk figürüdür. Bu nedenle, ister daha iyi zamanlar, ister daha kötü zamanlar olsun, yeni dönemlerin bir amblemi olarak görülüyor. İrezumi'de genellikle, özellikle uzun boyunlu ve yılan gibi pullara sahip kuş fizyolojisine ve tavus kuşu kuyruğu tüylerine sahip olarak tasvir edilirler.

Oni Tattoo

Oni, Japon sanatının şeytanları ve şeytanlarıdır. Genellikle büyük ölçüde insansı eksi pençeleri, dişleri, boynuzları ve genellikle canlı renkli derileri olarak tasvir edilirler. Oni, sıklıkla peştemal giyen ve katana ve kanabō gibi devasa, çivili sopalar gibi silahlar kullanan olarak tasvir edilir. Bu küçük şeytanlar felaket, hastalık ve insanlığı rahatsız eden diğer şeylerin habercisidir.

Namakubi Tattoo

Namakubi dövmeleri, yalnızca bu hayatın geçiciliğini hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda Japonya tarihinin birçok büyük savaşçısına ve samuraylarına bir saygı duruşu niteliğindedir. Genellikle kan lekeleriyle kaplı olan diğer ayrıntılar hançer, ip ve okları içerebilir. Bu görüntülerin kökleri, ciddi savaşların yapıldığı ve genellikle Hari Kari olarak adlandırılan Seppuku da dahil olmak üzere birçok onurlu ritüelin uygulandığı feodal Japonya tarihindedir. Hem intihar töreni hem de ölüm cezası olarak kullanılan Seppuku, kendi kendini deşmeyi ve ardından kafasını kesmeyi içeriyordu. Namakubi dövmeleri, onurlu eylemlerin, saygının, cesaretin ve korkunun üstesinden gelmenin tüyler ürpertici bir hatırlatıcısıdır.

9
Göç
Amerika'ya birinci nesil (Issei) olarak kabul edilen ilk Japon göçmenlerin 1800'lerin ortasında (1869-1880) Kaliforniya'ya göç ettiği; Hawaii'deki şeker kamışı tarlalarında ve Kaliforniya çiftliklerinde çalıştığı belgelere kayıt edildiği görülmüştür.

1900 ABD nüfus sayımına göre Amerika'da 24.326 Japon'un yaşadığı, bu nüfusun sadece 410'unun kadın olduğu açıklanmıştır. Takvimler 1910'u gösterdiğinde ise bu sayı 72.157'a çıkmıştır.

Yeni yasalar, ABD'de artan Asya karşıtı duyguları yansıtıyordu. Bunların arasında, Japonya'dan göçü azaltmayı amaçlayan 1907 Centilmenler Anlaşması da vardı. Centilmenler Anlaşmasına rağmen Kaliforniya eyaletinde gerek doğum gerek göç ile Japon popülasyonu artış gösterdi ve Japon karşıtı topluluklar anlaşmanın ihlal edildiğini öne sürdü. Devamında; 1913'te, California Yabancı Arazi Yasası, Japonya'dan gelen birinci neslin arazi sahibi olmasını yasakladı. Japon göçmenlerin önünü kesme çabaları ise 1924 Göç Yasası ile 1952'ye kadar başarılı oldu. Yasa yıllık göç edebilecek birey sayısını 100 ile sınırlamaktaydı.

Kısıtlama sürecinde ikinci nesil tarafından iş yerleri, budist tapınakları ve Japon kiliseleri açılmaya başlandı. Japon-Amerikan bireylerin Kaliforniya eyaletinde geçen zaman ile artışı ile 1930'da Japon göçmenlerin haklarını koruyup adaletsizliklerden savunmak için Japanese American Citizens League (JACL) kuruldu.

Yakuza
Yakuza tarihinin 1603 - 1868 arasındaki Tokugawa Şogunluğu döneminde iki farklı gruptan evrimleşerek günümüze kadar geldiği çoğunluk tarafından kabul edilen bir düşüncedir. Gruplardan ilki Yashi ya da Tekiya olarak adlandırılan tüccarlardır. Bahsi geçen tüccarlar köyden köye gezerek festival ve pazarlarda düşük kalitede mallar satarak geçiniyorlardı. Feodal dönem Japonya'sında ise sosyal statünün en alt katmanında bulunmaktaydılar. Geçen zamanla yaptıkları satışa ek olarak koruma ve güvenlik işlerine girişerek para almaya, yasadışı işlere yatırım yapmaya başlamışlardır. İkinci grup ise Bakuto olarak geçen kumarbazardır. Tokugawa dönemindeki kumara karşı gösterilen sert tutuma rağmen kart, zar oyunları ile bahisler yapmış, kumarlar düzenlemişlerdir. Kumar ile başladıkları işlerini tefecilik ve diğer illegal işlere doğru geliştirerek, vücutlarına renkli dövmeler yapmaları ile Yakuza'nın hem kültürel, hem de faaliyetsel olarak temellerine büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır.

Yakuza, zirvedeyken Japon medyasında büyük bir varlık gösterdi ve uluslararası alanda faaliyet gösterdi. 1960'ların başlarında zirvedeyken, polis Yakuza'nın 200.000'den fazla üyesi olduğunu tahmin ediyordu. Bununla birlikte bu sayı değişen pazar fırsatlarına ve Japonya'daki Yakuza üyeliğinin büyümesini engelleyen çeşitli yasal ve sosyal gelişmelere atfedilen bir düşüşle büyük ölçüde düştü.

Yubitsume
Yapılanmanın üyesi sadece özür dilemenin yetmediği bir hata yaptığında; bir sehpa/masanın üstüne beyaz bir bez parçası koyulur, seçilen elin serçe parmağının boğumu ip ile sıkıca sarılır, kesmeye hazır hale getirilir ve eskin bir bıçak ile kesilirdi. Beyaz bez parçası ile sarılır ve Oyabun'a hediye anlamında götürülürdü. Günümüzde yapılmamaktadır ve sebebinin Yakuza'nın daha az "göze batma" arzusunda oluşu olduğu düşünülüyor. Günümüzde yerine mali cezalar ve örgütten atılma görülmekte.

Yakuza Hiyerarşisi



Amerika'da Yakuza
Japon suç yapılanmaları Amerika'da çoğunluk olarak Hawaii eyaletinde, Los Angeles şehrinde ve San Francisco'nun Bay Area bölgesinde; devamında Seattle, Las Vegas, Arizona, Virginia, Chicago, ve New York şehrinde varlıklarını göstermiştir. Yapılanmaların Hawaii'yi Amerika'ya metamfetamin, Japonya'ya ateşli silah kaçakçılığı yapmak için istasyon olarak kullandığı bilinmekte. Asyalı turist ve asyalı Amerika vatandaşların çoğunluğu sayesinde yerel popülasyonun arasına rahatlıkla karışabilmekteler. Ek olarak lokal çeteler ile çalışıp asyalı turistleri kumarheneler ve genelevlere yönlendirdikleri de bilgi dahilinde.



Örgütlerin Kaliforniya'da Kore-Amerikan çeteleri ve Çin-Amerikan yapılanmaları (Triad) ile iş birliği yaptıkları görülmüştür. Vietnam kökenli çeteleri ayakçı olarak kullanmak için ittifak yaptıkları da biliniyor. Sebebi ise gerektiğinde olabildiğince şiddetli/vahşi olma potansiyeline sahip olmaları -ki bu sayede 1980'ler ve 1990'ların başlarında yaptırdıkları shoot-out ve haneye tecavüzler ile hem kendi hem de Vietnam kökenli çetelerin potansiyelini gördüler.

FBI Japon suç yapılanmalarının kara para aklamak için çeşitli yöntemlere sahip olduğundan şüpheleniyor.



Alıntı yapılan: United States Department of Justice
Yakuza; Asya, Avrupa ve Amerika'da iştirakleri olan, son derece organize, ulusötesi suç ailelerinden oluşan bir ağdır ve silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, dolandırıcılık ve kara para aklama gibi çeşitli suç faaliyetlerinde bulunur.


Alıntı yapılan: Los Angeles Times
FBI'ın Los Angeles ofisinde sorumlu özel ajan yardımcısı Thomas R. Parker, "Asya organize suç grupları eski La Cosa Nostra'dan pek farklı değil" dedi. "Haraçla uğraşıyorlar, meşru işlere, kumara, uyuşturucuya sızıyorlar. Hızlı, kolay para kazanmanın bir yolu varsa; bunun içine giriyorlar. ”

10
Rehberler / ASYALI ÇETELER
« : 10.12.2023 21:08 »
Asyalı çeteler hakkındaki ilk soruşturmaların çoğu medyadan geldi ve ortaya çıkışlarını ve özelliklerini sansasyonel hale getiren gazetecilik hesapları oldu. Sonuç olarak, Asyalı çetelerin ilk kavramları ve tasvirleri genellikle yanlış ve abartılıydı. Asyalı çeteler tartışmalı bir şekilde çetelerin ve çetelerin yalnızca küçük bir yüzdesini oluştursa da faaliyetler, farklı incelemelerin değeri bulunmakta çünkü "onlar" çete katılımlarına çeşitli ve kültürel motivasyonlar getirmek, "saldırganlığın anlamı" gibi düşünce yapıları ve benzeri inançlar, davranışlar; aile algısında bir çete yapılanması, dahilinde çeteyi "ün", "statü" veyahut şeref kazanma arenası olarak görme gibi tutarlı, tipik veyahut kimi görüşlere göre atipik özellikler ile öne çıktı. Ek olarak, çoğu çete ırkı aşan evrensel faktörlerden etkilense de çete deneyimi benzersiz ve o ırk grubuna özgüdür. Bu nedenle Asyalı çeteleri inceleyebilmek için Asya kültürünün, tarihi geleneklerinin kattığı etkiyi ve oluşturduğu faktörleri araştırıp keşfetmek hayati bir önem taşımaktadır.

 

Çeteler yirminci yüzyılın başından beri üzerinde durulmuş, araştırılmaya devam edilen bir husus olmasına rağmen araştırmacılar ve ceza adalet kurumları arasında bir "çete" tanımı konusunda fikir birliği sağlanamamıştır. Lakin, "çete" tanımı ile sıklıkla ilişkilendirilen genel unsurlar ve özellikler vardır.

İlk ve en yaygın olarak kabul edilen tanım, "çete" bir grup olmalıdır. Üstelik bazı ajanslar belirli bir üye sayısı limiti belirlemektedir. İkincil olarak çeteler genellikle duvar yazıları, el işaretleri, belirli kıyafet ve renk kodları ile ilişkilendirilir. Üçüncüsü, çeteler genellikle belirli bir kalıcılık düzeyine ulaşmış bir grup olarak tanımlanır; başka bir deyişle, çetenin uzun bir süredir var olması gerekir. Bu, oluşan ve hızla ayrılan ergen arkadaşlık grupları arasında ayrım yapmaya yardımcı olur. Dördüncüsü, çetelerin genellikle "sokak yönelimi"ni somutlaştırdığı anlaşılır. Bu genellikle çete tanımlı bölge/bölge şeklini alır. Ancak, bazı çetelerin, özellikle Asyalı çetelerin genellikle bölge talep etmemesi nedeniyle bu unsur hakkında bazı tartışmalar olduğu belirtilmiştir. Çetenin son unsuru, suç faaliyetlerine dahil olmaktır. Bu son unsur, çeteleri benzersiz kılar çünkü önceki tüm unsurları karşılayan gruplar tasarlamak mümkündür.

 

İlk olarak, çetelerin bir suç yönelimi taahhüdü vardır. İkincisi, çetenin kendini tanıması vardır, yani çete kendini diğer gruplardan farklı kolektif bir birim olarak görür. Bu, çete jargonu, giyim, işaretler ve renklerin gösterilmesiyle ifade edilebilir. Son olarak çete, okul öğretmenleri, kolluk kuvvetleri ve ebeveynler gibi toplumun kesimlerinden olumsuz tepkiler alır. Dahası, bu son bileşen, etiketle ilgili değil, daha çok "grubun buna rıza göstermesi, kabul etmesi ve nihayetinde bundan duyduğu gurur" ile ilgilidir. Topluluk bir ayna görevi görür: Üyeler ona bakar ve çete karakterlerini görür”

 

Asyalı Amerikalılar, düşük suç faaliyet oranları nedeniyle ceza adaleti araştırması için en az çalışılan ırksal gruptur. Bununla birlikte, resmi istatistikler yanıltıcı olabilir çünkü farklı Asya etnik gruplarının kendilerini hukuk sistemine dahil etme derecesini tam olarak göstermezler. Diğer ırk gruplarına kıyasla sınırlı araştırma yapılmış olsa da, araştırmalar Asyalı Amerikalı gençlerin ceza adaleti sisteminde artan bir varlık haline geldiğini göstermiştir. Resmi istatistikler, çocukların tutuklanma oranlarının 1980 ve 2012 yılları arasında en önemli şekilde Asyalı gençler için düştüğünü gösteriyor (yani, beyazlar için %44 ve siyahlar için %21 ile karşılaştırıldığında %59 düşüş) Lakin, bu oldukça yanıltıcıdır. Geniş Asya kategorisi içindeki etnik gruplara dayalı suç oranlarını incelendiğinde, tüm Asya etnik gruplarının düşük oranlı suçlular olmadığı ortaya çıkıyor. Araştırmacılar, California gençliğiyle ilgili çalışmalarında Çinli gençlerin en düşük suç işleme düzeylerini bildirdiklerini, ardından Vietnamlı gençlerin, Laosluların, Korelilerin ve Kamboçyalıların izlediğini bulmuştur. Başka bir deyişle, Güneydoğu Asyalı gençler daha fazla suçlu faaliyetler bildirilmiştir. Dahası, bazı Güneydoğu Asyalılar siyahlardan, beyazlardan ve Hispaniklerden bile daha fazla suça karışmışlardır. Örneğin, Alameda County, California'da Samoalı ve Vietnamlı gençlerin tutuklanma oranı beyazların, Hispaniklerin ve diğer tüm Asyalı etnik grupların tutuklanma oranlarından çok daha fazladır.

 

Asya Kökenli Çeteler
Azınlık stereotipi, göçmenlik ve genel suçluluk modelinin birleşimi, Asyalı çeteleri anlamak için bağlam sağlar. Irk ve etnisitenin çeteleri anlamada önemli bir rol oynadığı kabul edilmiş olsa da, Asya çeteleri hakkında gerçekten çok az araştırma yapılmıştır. Ek olarak, Asyalı çeteler - özellikle Çinli çeteler - birkaç on yıldır var olsalar da, bilgilerimizin çoğu kolluk kuvvetleri ve gazetecilik hesaplarından geliyor. Bu, Asyalı çetelerin yanlış algılanmasına ve bunların organize suçla (ör. Triadlar ve Yakuza) bağlantılarına izin vermiştir.

 

Asyalı çetelerin algıları, Asyalıların homojen bir grup olarak yanlış tasvir edilmesiyle daha da şiddetleniyor. Her etnik grubun kendi tarihi, dini, dili ve kültürü vardır ve bu da Asyalı çetelerdeki çeşitliliğe katkıda bulunmaktadır. Etnik gruba bağlı olarak çete, grup uyumu, diller, kültür ve sosyoekonomik durum açısından farklılık gösterebilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde Çinli, Japon, Koreli, Vietnamlı, Kamboçyalı, Mien, Hmong, Filipinli, Samoalı, Tongalı ve Hawaili çeteler gibi çeşitli Asya çeteleri vardır. Bu nedenle, tüm Asyalı çetelerin Çinli olduğuna dair yaygın inanışın aksine, diğer etnik grupları da içerecek şekilde genişlemişlerdir.

 

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Asyalı çetelerin ilk keşifleri, öncelikle Kaliforniya ve New York'ta yapılmıştır. Bunun nedeni, çoğu Asyalı nüfusun bu eyaletlere yerleşmiş olmasıdır. Araştırmacılar, San Francisco, California'daki Asyalı çetelerin gelişimini belgelediklerinde çeşitli çetelerden mevcut ve eski Asyalı çete üyeleriyle 73 yüz yüze görüşme yaptı: Wah Ching, Suey Sing, Hop Sing, Asian Invasion, Eddy Boys, Chinese Playground Boys ve Ping Boys ve 1960'larda büyük bir Çin göçü akını olduğunda Asyalı çetelerin oluştuğunu buldular. Bu göçmenler, sosyal hizmetlerin olmaması, meşru fırsatların olmaması ve diğer etnik grupların düşmanlığı nedeniyle sorunları kendi başlarına çözmek zorunda kaldılar.

 

Ek olarak, Asyalı çeteler genellikle vekil aileler ve gençlerin kültür çatışmalarından kaynaklanan streslerini atmaları için bir alan olarak hizmet etti. Kültür çatışmaları, hem Asya hem de Amerika kökenli marjinalleşme deneyimlerinden kaynaklandı. Başka bir deyişle, ne gerçek Amerikalılar olarak kabul edildiler ne de tamamen Asyalı olarak kabul edildiler. Böylece Asyalı çeteler, bir kimlik duygusu ve bağ kurarak bu çifte marjinalleşmeye bir uzlaşma sağladı. Ancak daha yakın bir zamanda, Güney Kaliforniya'daki çok az sayıda Asyalı çete üyesinin bir çeteye katılma nedeni olarak kültürel kaygılarını dile getirdiğini tespit edildi. Bu nedenle, kültürleşme ve asimilasyon nedeniyle, Asyalı çete üyeliğini açıklamada kültürel çatışmaların daha az belirgin hale gelmesi olabilitesi saptandı.

 

Çete Yapısı ve Özellikleri
Asya çete literatüründe, bu çetelerin yapısı, hiyerarşisi ve üyelik özelliklerine ilişkin bazı araştırmalar yapılmıştır. Bu özellikler, bilim adamları arasında bu konuda fikir birliği olmamasına rağmen, bölge diğer ırk çetelerine benzemektedir. Örneğin, Ghost Shadows (1970'lerin başından 1990'ların ortalarına kadar New York'un Çin Mahallesi'nde öne çıkan bir Çinli Amerikan sokak çetesi) araştırmasında, Jankowski'nin yatay/komisyon tipi çete anlayışına benzer şekilde (beyaz, siyah ve Hispanik çetelere dayalı) tepede dört veya beş lideri vardı. Buna karşılık, Jankowski'nin ilham kaynaklı tip çete kavramına benzer şekilde, diğer çetelerin yalnızca bir veya iki lideri vardı. (Çete organizasyon yapısına üç model: Dikey/Hiyerarşik, Yatay/Komisyon tipi, ilham kaynaklı model) Ek olarak, Asyalı çeteler, diğer etnik çeteler gibi esas olarak erkeklerden oluşuyordu ve Asyalı çetelerin etnik olarak daha karışık hale geldiğine dair kanıtlar olmasına rağmen, Asyalı olmayan çete üyelerini işe alma eğiliminde değiller.

 

Özetle, Asyalı çetelerdeki yapı ve hiyerarşi, çeteden çeteye bir dereceye kadar yapısal farklılıklar göstermekle birlikte, siyahi ve Hispanik çetelere benzemektedir. Örneğin Chicago'daki Asyalı çetelerin "bir çeteden diğerine kolaylıkla geçiş yapan" bireysel çete üyeleriyle akıcı üyeliğe sahip olduğunu tespit edilmiştir. Çete içi çatışmalarla birleşen akıcı üyelik nedeniyle, Asyalı çetelerin grup uyumu oldukça zayıftır.

 

Asyalı çetelerle ilgili en dikkate değer ayrım, bölge eksikliğidir. Çoğu araştırma, Asyalı çeteler için bölgenin göreceli olarak önemsiz olduğunu vurgulamıştır. Bu, çetenin topluluğa karışma ve resmi yetkililer tarafından fark edilmeden var olma arzusundan kaynaklanabilir. Asyalı çeteler tipik olarak bölge talep etmese de, park yerleri, bilardo salonları ve marketler gibi sık sık toplandıkları ve diğer çetelerin kaçındığı alanlara sahiptirler. Öte yandan araştırmacılar, bazı Asyalı çetelerin bölge talep ettiğini de kaydetti. Bazı araştırmacılar çeteler arası çatışma ve şiddetin ikinci en çok belirtilen nedeninin bölgesel anlaşmazlıklardan kaynaklandığını belirtti. Bölgeleri, çetenin bağlı olduğu yakındaki maşaları çevreleyen ticari alanları içeriyordu. Çinli çeteler, işletmelerin gasp edilmesi yoluyla belirli bölgeler üzerinde kontrollerini sağlayabildiler. Bazı eski Çinli çete üyeleri, 1960'lar ve 1970'lerde San Francisco'daki çete şiddetinin bölgesel anlaşmazlıklardan kaynaklandığını belirtti. İncelemelerde, çoğu araştırma, bölgenin Çinli çeteler dışında Asyalı çeteler için önemli bir bileşen ve endişe kaynağı olmadığını buldu.

 

Asyalı Çeteler ile Diğer Irksal Çeteler Arasındaki Farklar
Asyalı çeteler ile Asyalı olmayan çeteler arasında çeşitli benzerlikler olmasına rağmen, mevcut literatür onların da benzersiz özellikler ve farklılıklar sergilediğini göstermektedir. Bunlar, çete oluşumu, çatışma, bölgesellik, odak kaygısı, akışkanlık ve suç faaliyetleri teorilerini içerir. Araştırmacılar San Diego merkezli araştırmasında, Asyalı çetelerin (özellikle Güneydoğu Asyalı), diğer çetelerle etnik ve ırklar arası çatışmalar yaşamaları açısından benzersiz olduğunu buldu. Bu, çete çatışmalarının çoğunun ırk içi ve etnik grup içi olduğu düşünüldüğünde benzersizdir. bazı Asyalı çetelerin geleneksel sokak çetesi anlayışından o kadar farklı olduğu kaydedildi ki, bazı araştırmacılar bunların çete olmadıklarını öne sürdüler. Örneğin Vietnam çeteleri genellikle siyah ve Hispanik sokak çetelerinin geleneksel kalıplarına uymaz. Çoğunlukla, bölge talep etmezler, belirli bir giyim tarzını benimserler ve bazen bir çete isimleri bile yoktur. Ek olarak, araştırmacılar Güneydoğu Asya çeteleri arasında, sık sık ziyaret edilen bölgelere ve yerlere sahip olmalarına rağmen, sınırları belirlenmiş alanların eksikliğine dikkat çekti. Ancak çetelerin yoğun olduğu bölgelerde bile birçok çete üyesi kışkırtılmadıkça hiçbir şeye başlamayacağını belirtti. Bu da mahallenize veya mahallenize sahip çıkma ve koruma anlayışına ters düşmektedir. Ek olarak, Asyalı çeteler, birçok siyah ve Hispanik çete gibi mekansal olarak sınırlı değildir. Başka bir deyişle, çok farklı yerleşim düzenlerine sahipler, bu da Asyalı çeteleri sokak alt kültürüyle sınırlandırmamaktadır.

 

Asyalı çetelerin odak kaygısı öncelikle parayı üretmek ve kontrol etmek olmuştur. Girişimcidirler ve ceza adaleti sistemini anlamamaları ve kullanmamaları nedeniyle kendi etnik topluluklarını mağdur ettikleri için çok pragmatiktirler. Ek olarak, siyah ve Hispanik meslektaşlarının aksine, kolluk kuvvetlerinin müdahalesini engellemek için genellikle gizli ve sadıktırlar. Yasadışı faaliyetlerine dikkat çekmekten kaçınmak için nadiren kavga eder, uyuşturucu ticareti yapar ve el işaretleri kullanırlar. Ayrıca, Asyalı çete üyeleri (en azından Chicago'da) genellikle çete üyeliğini kabul etmezler, kolluk kuvvetleri tarafından tespit edilmekten kaçınmak için genellikle kişisel adlarını ve çetenin adını değiştirirler. Gelir elde etme konusundaki bu endişe nedeniyle, Asyalı çeteler resmi tespitleri azaltmak için bir uygulama sistemi geliştirmişlerdir. Dahası, Asyalı çetelerin sürekli değişen üyeleriyle çok akıcı üyelikleri vardır, bu da çeteye sızmayı zorlaştırmaktadır.

Sayfa: [1] 2