and LOST SOUL'S
Tim Lazson, şehirde ki eski arkadaşları ile anılarını tazeleyeceği o özel garaj için şehirde çok fazla anı birliktirdikleri bölgeyi sahiplenir. Şehirde geçirdikleri uzun yıllardan sonra, şehrin tanınan simaları haline gelen bu dört kafadar yeni bir serüven için yola çıkar. Şehirde yaşamaya devam eden Tim Lazson'un daveti üzerine şehre tekrar taşınan Vinnie Dark, Jason Crawford ve Andrew Lennon pistlerden silinmeye yüz tutan lastik izlerini tekrar bırakmak üzere şehre dönüş yaparlar. Şehirde olmadıkları dönem hakkında Tim Lazson ile fikir alışverişi yaparak kısa sürede tekrar adapte olurlar ve şehrin dinamiklerini kavrarlar. Yasa dışı işlerden oldu olası haz etmeyen Tim Lazson, garaj ve diğer tüm işletmeler ile ilgilenirken diğer arkadaşları da onun yarım kalan işlerini tamamlamak üzere güçlü bir yapı oluştururlar. Eli silah tutan bu üç dost, araçlar konusunda usta oldukları kadar şehrin karanlık yüzünü de iyi tanıyan adamlardır .Olası bir örgütlenme de taraf olacak eski/yeni dostlara sahip olan bu ekip kısa sürede elinde ki bu tecrübe kozunu kullanmaya başlayacak gibi görülmektedir. Aynı zamanda şehrin iki yakasında da faaliyet göstermeye gayret edecektir.

Signature kültür olarak Amerikan kültürünü yansıtan bir yarış grubudur. Klasik Amerikan araçlarının yanı sıra modern araçlarla harmanlanmış bir kültürü olan Signature sadece yarış etkinliklerinde değil çeşitli illegal etkinliklerde de kendini göstermektedir. Şehrin en gözde konumu olan Market Caddesini kendine yer edinen ve bu bölgede bir çok mekana sahip olan Signature şehirde söz sahibi olmak üzere kendini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmaktadır. Her bir bireyinin birbirinden farklı tecrübe alt yapısı olan bu kültürün temeli 1890'lara dayanmaktadır.

Amerika'daki Japon yarış kültürü, Japonya'nın motor sporlarına olan ilgisi ve etkisiyle şekillenmiş ve özellikle 1990'lar ve 2000'lerde büyük bir popülerlik kazanmıştır. Japon markalarının otomobil endüstrisindeki gücü ve Japonya'nın yarış kültüründeki etkisi, Amerika'daki yarış sahnesinde önemli bir yer tutmaktadır. Japon markaları, özellikle Toyota, Honda, Nissan, Mazda ve Subaru, Amerika'da hızla popülerleşmiş ve yarış dünyasında kendilerine sağlam bir yer edinmiştir. Bu markaların ürettiği araçlar, performansları ve modifikasyona açık yapılarıyla tanınır. Bu araçlar, sokak yarışlarından resmi yarışlara kadar geniş bir yelpazede kullanılmıştır. 1990'ların sonlarından itibaren, Japon otomobilleri Amerika'da sokak yarışlarının önemli bir parçası haline geldi. Fast & Furious (Hızlı ve Öfkeli) film serisi, Japon otomobillerinin sokak yarışlarında popülerleşmesini hızlandırmış ve bu kültürün dünya çapında yayılmasına yardımcı olmuştur. Nissan Skyline GT-R, Toyota Supra, Mitsubishi Lancer Evolution ve Mazda RX-7 gibi araçlar, sokak yarışlarının vazgeçilmez modelleri olmuştur. Japonya'nın drift (yanlama) yarışları, Amerika'da büyük bir popülerlik kazanmıştır. Drift, araçların kontrollü bir şekilde kaydırılmasıyla yapılan bir yarış türüdür ve Japonya'dan gelen bu kültür, Formula Drift gibi organizasyonlarla Amerika'da geniş kitlelere ulaşmıştır. Drift kültürü, özellikle Japon araçlarının hızla modifiye edilmesi, özel süspansiyon sistemleri ve turboşarjlı motorlar gibi öğeleriyle dikkat çeker. Amerika'da "JDM" (Japanese Domestic Market) kültürü de büyük bir yer tutar. Bu, Japonya'da üretilen ve yalnızca yerel pazar için tasarlanan araçların Amerika'da popülerlik kazanmasıdır. JDM araçları, orijinal Japon araç modifikasyonları ve performans parçalarıyla tanınır. Bu araçların Amerika'ya ithalatı, modifikasyon ve özel parçalarla ilgili büyük bir pazar oluşturmuştur. Japon otomobilleri, modifikasyona son derece yatkın araçlar olarak bilinir. Amerika'daki Japon yarış kültürünün önemli bir parçası da tuning (modifikasyon) kültürüdür. Bu kültür, araçların performansını artırmak, estetiklerini değiştirmek ve sürüş deneyimini geliştirmek amacıyla yapılan birçok modifikasyonu içerir. Body kits, turbo kitleri, süspansiyon sistemleri ve ayarlar, bu kültürün önemli unsurlarıdır.

Bölgedeki yoğun rekabetin ve şehirde giderek artan baskının ardından Signature içinde de farklı kopuşlar yaşanmaya başlamıştı. Bir süre boyunca birlikte hareket eden çekirdek ekip, garajda toplanan genç üyelerle yakın ilişkiler kurmuş, onlara yarış kültürünü, araç disiplinini ve sokak aklını öğretmişti. Ancak zamanla bazı gençler, kendi yollarını çizmek ve sahne alarak para kazanabilecekleri başka şehirlere yönelmek istediklerini dile getirdi. Garajın kurucu ekibinden olan Lost Soul’s tarafı, bu gidişatın kaçınılmaz olduğunu bilse de, grubun dağılması kimse için kolay olmadı. Yine de herkes, şehrin yükünü çekmiş bu gençlerin geleceğine güvendi; çünkü yetenekleri onları nereye giderlerse gitsin zirveye taşıyacak nitelikteydi. Geriye kalan ekip ise artık geçmişten çok, yaşayabilecekleri bir hayata odaklanmak zorundaydı. Bu süreçte Signature’ın rakipleri boş durmuyordu. Şehrin bazı bölgelerinde etkinlik gösteren gruplar, yarışların ortasına dalarak etkinlikleri sabote ediyor, garajlara baskın düzenleyerek Signature’ın şehirdeki gücünü kırmaya çalışıyordu. Lost Soul’s ekibi her ne kadar illegal işlerden uzak durmayı tercih eden bir yapıya sahip olsa da araçların gücü ve yılların tecrübesi onları zaman zaman çatışmanın içine sürüklüyordu. Tam bu kargaşa döneminde ekibe yeni bir genç daha dahil oldu. Şehre Florida’dan gelen bu nispeten tecrübesiz fakat istekli sürücü kısa sürede gerek yarışlardaki performansı, gerekse sahadaki cesaretiyle göz doldurdu. Signature’ın eski üyelerinin de dikkatinden kaçmayan bu durum, grubun yeniden yapılanışı için umut ışığı oldu. Genç sürücü, ekibe hem taze bir enerji getirmiş hem de Signature’ın kaybettiği bazı bağları yeniden güçlendirmeye başlamıştı.

Lost Soul’s ekibi Vice City’ye adım attığında yeni bir başlangıcın kapısı aralanmıştı. Ancak bu yeni şehir, beraberinde zorunlu ayrılıkları da getirdi. Vinnie, Jason ve Andrew, Vice City’ye henüz vakit ayıramadan gelen çağrıya kulak verip Los Santos’taki işlerine geri dönmek zorunda kaldılar. Ekip onları yolcu ederken herkes bunun geçici bir karar olmadığını biliyordu. Neyse ki Lost Soul’s boşluğu uzun süre hissetmedi. Amerika'nın çeşitli eyaletlerine dağılmış sokak yarışçılarından Marcus ve Jaxon, ekibin Vice City’deki yeniden yapılanma sürecine katılmak için kapılarını çaldı. Marcus’un stratejik sürüş kabiliyeti ve Jaxon’un ticari bağlantısı, ekibi hızla toparladı. İkili kısa sürede Lost Soul’s’un yeni ritmine uyum sağlayarak yarış pistlerinde ekibe taze bir güç getirecekti.
Böylece Lost Soul’s, eski dostlarının mirasını taşıyarak, yeni sürücüleriyle Vice City’nin yarış sahnesine yeniden hükmetmeye hazır hâle geldi. Bu şehir artık sadece bir kaçış değil, yeni bir efsanenin doğduğu pistti.