(https://www.upload.ee/image/10929379/r13.jpg)
Soldan sağa: Aleksandr Puşkin, Nikolay Gogol ve Mihail Lermontov.
I. Bölüm: Rusya'nın kimlik bunalımı
Rus Çarı I. Petro -ya da bizim bildiğimiz adıyla Deli Petro-, yaptığı Avrupa seyahatlerinde gördüğü balolara hayran kalır. Fransızca "baller" (dans etmek) kökeninden gelen baloyu, kendi ülkesine aşılamaya karar verir. Başlangıçta belirli kurallar çerçevesinde yapılan balo zamanla yozlaşır. Rus halkı, özellikle soyluları bu eğlenceye hemencecik kendini kaptırır. Bu, toplumda büyük bir ahlaki çöküntüye sebebiyet verir. Tam da böyle bir ortamda büyüyen Puşkin, Yevgeni Onegin adlı eserinde bu baloların kokuşmuşluğundan bahseder. Bu sadece onunla kalmaz, hemen hemen 19. yüzyıldaki tüm Rus edebiyatçıları baloları gerek ulu orta yererek, gerekse eserlerinde uzun uzadıya anlatarak, insanların gözüne sokarak hicvetmiştir.
Rusya, tarih boyu Batı dünyası için bir bilinmezdi. Nitekim 19. yüzyılda Napolyon, 20. yüzyılda da Hitler onu işgal edemedi. Savaşlarının başarıya ulaşamaması Rusya'ya bir "işgal edilemez ülke" imajı kazandırdı. Bu ülkenin insanları kendi yağında kavruluyordu. Tabii ki de bu burjuva ve soylu sınıfı için geçerli değildi. Onlar Avrupa seyahatlerine çıkar, farklı kültürleri tanırlar ve Fransızca bilirlerdi. Bütün bunlar, ileride 1917 yılındaki Bolşevik ihtilalinin temelini hazırlayacaktı.
1861'de Rusya'da köylü serfliği kaldırılmıştır. O zamana kadar köylüler, bağlı oldukları topraklarda efendileri için yaşayan, okuma yazma bile bilmeyen, bir hastalığa yakalanınca kocakarı ilaçlarıyla tedavi olmaya çalışan, uzun lafın kısası cahil insanlardı. Bu insanlar için "mujik" (herifçik) tabiri kullanılırdı. Maksim Gorki'nin aynı ismi taşıyan kitabında özgürlüklerine kavuştuktan sonra da köylülerin pek değişmediği, fakat aydın sınıfın onları kazanmak istediği görülmektedir.
Özetle, Rusya İmparatorluğu oradaydı, bir parçaydı ama uzun zaman, kendine bir kimlik aradı. Bu konuda dönemin üç başarılı kaleminin görüşleri ise kısaca şu yöndeydi: Dostoyevski Rus toplumunun batı özentiliğini bırakıp özüne dönmesini, Tolstoy dine ve felsefi meselelere yönelinmesini, Turgenyev ise Rus halkından bir halt olmayacağı için batılı reformlar yapılması gerektiğini düşünüyordu.
II. Bölüm: Rusya'nın dönüm noktaları
Rus Prensliklerinin birleşerek Moskova Knezliği'nin bir ulus-devlet olarak kurulması, günümüzde 60 farklı etnik grubun yaşadığı Rusya Federasyonunun ortaya çıkmasında en önemli etkendir.
I. Petro'nun reformları sayesinde, II. Katerina döneminde Rus aydınlanması başlamıştır. Bu dönemde Rusya, kendini batılı bir devlet olarak görmeye başlamıştır. (1857'de yayınlanan İvan Gonçarov romanı Oblomov'da Rusların batılı bir toplum olmadığı, onlardan farklı oldukları anlatılmak istenenler arasındaydı. Doğu-Batı çatışması, bizlere Oblomov ve Ştolts üstünden verilmişti.)
Mart 1917. Bolşevik ihtilali ile Romanov hanedanının devrilmesi sadece Rusya için değil, tüm dünya için bir dönüm noktası oldu. 1799'da Fransız ihtilali ile başlayan çağ, kapandı. Devrimin ardından, Rusya'da iç savaş patlak verdi. Çar destekçisi eski subaylar, amansız komünist muhalifleri olan Kazaklar, dindarlar Don nehri civarında toplandı. 4 bin kişilik gönüllü ordusu, bir anda koca bir Beyaz Ordu'ya dönüştü. Kızıllar ve Beyazların girdiği amansız mücadeleyi 1922'de Kızıl ordu kazandı. Bu esnada sayıları 1 milyona yakın Çar destekçisi Rus, Osmanlı İmparatorluğu, Amerika ve çeşitli Avrupa ülkelerine iltica etti. Biz Türkler onları "Beyaz Ruslar" olarak biliyoruz. 1920'lerde İstanbul, -özellikle de Beyoğlu- adeta bir küçük Rusya oldu.
(https://www.upload.ee/image/10932846/images__1_.jpg)
Pavel Ryzhenko'nun Çar'ın süvarileri adlı tablosu. Kazak süvariler, yenilen Çarlarının arkasından ağlıyorlar.
1941-1945. Büyük Vatanseverlik Savaşında SSCB 26 milyona yakın insan kaybetti. 9 Mayıs, Zafer günü olarak Rusya'da hala kutlanmaktadır.
1991 yılında ise SSCB dağıldı. Bir çok insan, eski rütbeli SSCB askerleri işsiz kaldı. Ülkedeki enflasyon, zor ekonomik şartlar gibi durumlar insanların göç etmesine sebebiyet verdi.
III. Bölüm: Rus mutfağı
Rus mutfağı, bizimkine nazaran pek zengin değildir. Yemeklerinde baharat kullanmazlar. Bol bol lahana turşusu, Ukrayna mutfağı kökenli Borş çorbası, konserve salatalar, hafif alkollü ve alkolsüz seçenekleri olan bir içecek olan kvas ve krem peynir kıvamındaki Sbetana bazı belli başlı ürünlerden sayılabilir.
IV. Bölüm: Rus dili
Oyunda gördüğüm en büyük yanlış, Rusça konuşurken adeta İngilizce bir metinden tercüme edilmiş ve başına (Rusça): yazılmış gibi konuşulmasıdır. Rus rolü yapmak için Rusça öğrenmek akıl karı iş değildir ama Rusların kelimelerini, atasözleri ve deyimlerini kullanmak önemlidir. Bunları anlamanın en iyi ve an basit yolu da Rus edebiyatına ait kitapları okumaktır. Aşağıda vereceğim örnekler, belli başlı atasözleri ve deyimlerdir.
Deyimler:
Rus deyimleri, bizlerin deyimleriyle oldukça benzerlik gösterir.
Sinekten fil yapmak: Abartmak. "Tamam arkadaşım, neyse paran veririz. Sineği fil yaptın."
Beyaz karga: Görünüşü, düşünceleri ve hareketleri farklı kişiler için kullanılır. "Şu pantolona bakın, bir beyaz karga geçiyor!"
Mavi kan: Yüksek sosyal mevkili insanları belirtmek için kullanılır. "Onun kanı mavi akar. Belediye reisinin oğludur."
Kafasında rüzgar: Bizde de kullanılan bir deyim. Düşünceli olmak anlamında. "Kafasında rüzgarlar esip gürlüyordu."
Burun asmak: Başarısızlığa üzülmek. "Ödülü alamadığı için herkese burun asıp durdu."
Sarı basın: Ucuz ve sansasyonel haberler yapan basın. "Sarı basına kulak mı asıyorsun bakayım?"
Göze toz kaçırmak: Kendi durumunu farklı şekilde yansıtıp ya da görmezden gelip, kendini ve etrafını kandırmak anlamına kullanılır. "Gözüne toz kaçırıp duruyor, beş kuruş parası yok."
Dilinin ucunda olmak: Hatırlamak üzere olmak. "Adresi dilimin ucunda, bekle."
Taşları yerine oturtmak: Tüm detayları düzenlemek. "Gel, şu evrak işinde taşları yerine oturtalım."
Aralarından su sızmamak: Çok iyi arkadaşları nitelendirmek için kullanılır. "Simon ve Nikolay'ın arasından su sızmaz."
Çene çalmak: Çok konuşmak. "Sabahtan beri çene çalıyorsun arkadaşım!"
Yabancılık çekmek: Konforsuz ve rahatsız hissetmek. "O toplantıda yabancılık çektim."
Çocukluğa düşmek: Çocukça davranmak. "Kusura bakma, Olga. Çocukluğa düştüm, lütfen affet beni."
Yedinci gökyüzünde olmak: Çok mutlu olmak. "Teklifi kabul edildiğinde yedinci gökyüzüne çıktı."
Bulutlar arasında uçmak: Gerçek olmayacak hayaller kurmak. "Oblomov, tüm gün bulutlar arasında uçtu durdu."
Birini manastırın altına götürmek: Birini zor duruma sokmak. "O, tüm alacaklarını manastırın altına götürdü."
Yolda rastlanmaz: Çok zor bulunan. "Böyle maaşlı işe yolda rastlanmaz."
Pençeleri göstermek: Agresif davranmak. "Boris, pençelerini adama gösterdi."
Atasözleri:
Çirkin kadın yoktur, az votka vardır.
Islak adam yağmurdan korkmaz.
Tüccar babanın oğlu çapkınsa torunu da dilenci olur.
Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma.
Savaşa giderken 1, denize girerken 2, evlenirken 3 defa düşün.
Dikkatsiz insan, ormanda yürür de yakılacak odun görmez.
Kitap Önerileri:
Aşağıda vereceğim kitaplar gerek kültürü anlamakta yardımcı olabilecek gerek rollerinizde alıntı yapabileceğiniz kitaplardır.
Alekandr Puşkin: Yevgeni Onegin, Dubrovski, Yüzbaşının Kızı
Nikolay Gogol: Petersburg Öyküleri, Ölü Canlar, Taras Bulba
İvan Turgenyev: Babalar ve Oğullar
İvan Gonçarov: Yamaç, Oblomov
Fyodor Dostoyevski: Suç ve Ceza, Ecciniler, Beyaz Geceler, Yeraltından Notlar, Kumarbaz
Lev Tolstoy: İvan İlyiç'in Ölümü, Savaş ve Barış, Kreutzer Sonat, Diriliş
Maksim Gorki: Mujik, Ana, Benim Üniversitelerim
Mihail Bulgakov: Genç Bir Doktorun Anıları, Usta ve Margarita
Vory V Zakone
Yasal hırsızlar, 1917 isyanından sonra hayatta kalmaya çalışan birkaç eşkiya tarafından oluşturuldu. Bu gruplar kısa zaman sonra toplama kamplarına kapatıldı.
Bu kamplardaki zor çalışma şartlarından dolayı, eşkiya gruplarının liderleri kendilerinin ve arkadaşlarının işlerini kolaylaştırmaya karar verdiler. Sadece kendilerine ait bir kanun oluşturdular. Bir insana hayatı karşılığında özgürlük verecek bir kanun.
Bu eşkiya liderlerinin kanunları sebebiyle çalışmayı bıraktığını gören bir sürü insan da onların izinden gitti ve çalışmayı bıraktı. Zamanla bu çoğu toplama kampına yayıldı ve ünlendi. Yazının devamında günümüz vor dünyasını anlatacağım.
Vor kanunları
Eski ve uzun olduğundan dolayı özetleyeceğim:
*Kimsenin önünde eğilip bükülmeyeceksin.
BU Vor olmanın en önemli noktasıdır. Vor olduğunda, kendinin patronusundur. Kimse sana ne yapacağını söyleyemez, kimse. Ve eğer denerlerse onlara ağzının payını verirsin. Sen artık seçkin bir suç örgütünün üyesisin, diğerlerine ne kadar yüksekte olduğunu göstermen gerek.
*Vorlar aileye sahip olamazlar- yanlış!!!
Eskiden Vorların Vor olurken aileleriyle tüm bağlantılarını kesmesi istenirmiş ve evlenmeleri yasakmış. Fakat şimdi çoğu evli, bu kural artık geçerli değil.
*Devletle muhattap/arkadaş olma.
Basit. Devletle işbirliği yapmayacaksın. Fakat bu demek değildir ki, sana kar getirecek bir anlaşmayı reddetmek zorundasın... en azından bu günlerde, fakat onlara yardım etmek kesinlikle yasaktır.
*Sözünü tut.
Birine ihanet etmek veya sözünü verdiğin bir işi batırmak ÇOK büyük bir hakarettir.. Çoğu insan bu kanunu kırdıktan sonra kendilerini öldürürler.
Vorlar çok ilginç bir şekilde işlerini düzenlerler. Kendilerine para getirecek her türlü işi, HER türlü işi yaparlar. Sınırları yoktur. Bir bölgeyi kontrol ediyorsan bu bölgeden kazanabileceğin maksimum parayı kazanmaya bakarsın.
Brigadier altındaki tüm rütbeler gözden çıkarılabilecek pozisyondadır. Bu demek oluyor ki; her türlü kirli işi yapmaya gönderilebilirsin. Bir İtalyan mobsterin insider olması saygılı bir pozisyon olabilir, ama Boyevik olmak değildir. Eğer dört kişiyi bir çatışmaya göndereceksen, (öleceklerinden emin olduğun halde) yine de Boyevik'i gönderirsin.
Bilmeniz gereken bir diğer şey de sorunlarla nasıl ilgileneceğinizdir.
Örnek olarak, iki grup bir şeyleri tartışmak istiyorlar. Tartışmak istedikleri şey dostça bir şeyse, oturup yemek yerler ve konuşurlar.
Eğer dostça değilse, bir Strelka düzenlerler. Strelka silahlı 25-30 kişilik iki grubun karşı karşıya geldiği olaydır. Karşı karşıya gelip beklerler, sorun sahipleri ortaya çıkıp konuşurlar. Anlaşırlarsa ayrılırlar. Anlaşamazlarsa birbirlerini vururlar.
Bir Vor'a saygısızlık yapmak sizi ölüme kadar götürebilir. Sorunlarını çözebildiğin ve korkulduğun kadar güçlüsündür, eğer kendi sorunlarını çözemiyorsan; hiçbir şeysin.
Bu tür organizasyonlarda suçluların işlerini kendilerinin hallettiklerini görürüz. Eğer birisi size saygısızlık yaptıysa, bunun hakkını verecek olan kişi siz olmalısınız. Bunu halletmesi için "Tony ve ekibi"ni göndermezsiniz, kendi ekibinizle gidip halledersiniz.
Vorlar genellikle diğer Vorlar ile iş yapmayı severler. Tabii ki zorunlu değildir. Günümüzde, Vorlar modern suç örgütleriyle de iş yaparlar. Fakat Rus olmayan biriyle iş birliği yapmak genellikle ikinci seçenektir.
(https://cdn.discordapp.com/attachments/796491249112055850/798985228488015882/sa-mp-002.png)(https://cdn.discordapp.com/attachments/796491249112055850/798993462568550450/dmitri4.png)
(https://cdn.discordapp.com/attachments/796491249112055850/798985260485836857/sa-mp-007.png)