Sayfayı Yazdır - Özgürlüğün Sesi Dergisi 5. Sayı

Vice Dünyası => Şehir Hayatı => Şehir Hayatı Arşiv => Konuyu başlatan: OrionLudus - 22.11.2020 12:13

Başlık: Özgürlüğün Sesi Dergisi 5. Sayı
Gönderen: OrionLudus - 22.11.2020 12:13

(https://i.hizliresim.com/SV3kMu.jpg) (https://hizliresim.com/SV3kMu)

İnanç dediğin yalnızca bir kelime
Aşk da öyle
Anarşizm de
Ama bazen bir kelime değil mi
Dünyayı teslim alan
Bütün görkemiyle

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1.
Bugün dergimizin ilk sayfasında bir polis şiddeti olayını anlatacağız. Leon isimli dostumuz, yaşadığı polis şiddetini bize anlattı. Olay şöyle gerçekleşiyor, nişanlısının evine giden yoldaşımız orada Tommy isimli bir polis memurunun şiddetine uğradı. Bizim vergilerimizle beline koyulan tabancasının kabzasıyla yoldaşımıza saldırmıştır. Yoldaşımız hastaneye gidip bu konuyla ilgili darp raporu aldı. Sonrasında bir şikayet oluşturdu fakat faşist polis bununla kalmadı ve tehditlerine başladı. Şikayeti çekmesi için çalıştığı yere ve kendisine durmadan baskı uyguladı. Yoldaşımız bu olayı bir kaç arkadaşına haberleştirmek istedi ve olay haberleşti. Ve söylediklerine göre bu iki haberci arkadaş bu olay yüzünden tutuklandı, haber kaldırıldı ve şüpheli bir şekilde hayatlarını kaybettiler. Ardından şikayette kapatılmış. Telefonlarla tehdite devam edilmiş. Bir polis memuru koruması gereken vatandaşına bunları yapmış.
Şimdi soruyorum size yoldaşlarım. Bir polis memuru bu haklara nerden sahip oluyor? Nasıl bir vatandaşı darp edebiliyor? Nasıl koruması gereken birini yaralayabiliyor. Bunları yapmasına rağmen nasıl cezalandırılmıyor? Bunları biraz düşünün. Sesimizi çıkartmadığımız her gün bunlar güçlenecek. Bu sistem bu kanlı çark her sustuğumuz zaman gücüne güç katacak. O yüzden susmayın dostlarım. Bu yoldaşımıza vurulan her kabza bize vurulmuş demektir. Her yumruk bize atılmış demektir. Bu yüzden o yumrukları geri göndereceğiz. Bize vurulan her yumruğa karşılık bizde bir yumruk atacağız ve sonunda bu sistemi yokedeceğiz! Bizimleyseniz SESİNİZİ ÇIKARMAKTAN KORKMAYIN!

-Archie Lawson

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

2.
Tarih: 4 Şubat 1999
Yer: New York
Olay: Amadou Bailo Diallo bu ismi hatırladınız mı? Diallo'ya 4 polis memurunun 41 el ettiği ateşin 19'unun isabet etmesi sonucu hayatını kaybetmişti. Peki neden? Sırf siyahi diye.Dört polis memuru, 4 Şubat 1999 günü bir kişiyi, tecavüzcü sanarak kapana kıstırdılar. Oysa kıstırdıkları kişi, olayla hiçbir ilişkisi olmayan Amadou Diallo adlı bir Gineliydi. Şaşıran Diallo, polisin ‘‘Teslim ol’’ çağrısı karşısında elini cebine götürmek istedi. Amadou'nun kendilerine silah doğrultacağını sanan dört polis memuru, o anda silahlarını ateşledi. Üzerinde silaha dair hiçbir şey olmayan Diallo polis terörüne kurban gitti. Şimdi günümüze gelelim iki bin yirmiye insanlar renklerine göre ayırılıyor ve bu yüzden polisler tarafından cinayetler işleniyor. En yakın örneği George Floyd onunda tek suçu siyahi olmaktı ve o da polis cinayetine kurban gitti. Irkçılık bir görüş değil hastalıktır! Ne olacak böyle? İnsanları renklerine göre ayırıp öldürecek miyiz? Bu sikik düşünceye artık dur demek gerekiyor. Sokaklara çıkıp eylemlere yapacağız, yürüyüşler düzenleceğiz ve sizde buna katılacaksınız. Eğer sessiz kalmaya devam edersek sıra sana,bana, bize gelecek sadece haberlerde kırk beş saniye ismimiz geçecek ve unutulacağız. Susma sustukça sıra sana gelecek!

-Hugo Friedemann

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

3.
“Otoritenin olduğu yerde, özgürlük yoktur.”
Özgürlük düşlediğini eylemektir ama düşlediğin gerçekten özgürlük değilse, hiçbir eylediğin seni özgür kılamaz. Düşüncelerini, eylemlerini şimdi şu anda hayata geçirmektir. İktidarı ve iktidarlı ilişkileri yok etmektir. Paylaşma ve dayanışmayla, toplumsal devrimle özgürlük gerçekleştirilir. Ertelenen ve belli bir süre sonra kazanılan bir ideal değildir özgürlük. Yaşamlarımızın her alanında kendini var eder.
Özgürlük düşlediğini eylemekten ibaret değildir, düşlediğini eylerken bir başkamızın da özgürlüğünü önemsemektir. Benim özgürlüğüm senin özgürlüğündür, senin özgürlüğün bizim özgürlüğümüzdür. Bu özgürlüğün gerçekleşebilmesinin birbirimize duyduğumuz sorumlulukla ilişkili olduğunu gösterir. Bu ilişki kolektif bir uyumdur, özgürlüğün gerçekleşebilmesinin koşuludur.
Özgürlüğümüz için kavga ederiz. Yalnızca “ben”in değil, “bizim” özgürlüğümüz için. Ancak beraber düşündüklerimizi beraber eylersek bu kavgayı kazanabiliriz; yani özgürlüğümüzü.
Özgürlüğümüz için bir olmaya değil, birlikte olmaya ihtiyacımız var. Düşlediğimizi eyleyebilmek için, bizim gibi düşlediğini eyleyenlere ihtiyacımız var. Özgürlük hepimizin özgürlüğüyle doğrudan ilişkilidir. Örgütlenmekten uzaklaşırsan, özgürlüğünden de uzaklaşmış olursun.
Anarşizm, bireyin özgürlüğünün toplumun özgürlüğünden, toplumun özgürlüğünün bireyin özgürlüğünden bağımsız olamayacağını savunur.
Özgürlük, İktidar ve İktidarlı Tüm İlişkilerin Ortadan Kaldırılmasıyla Yaratılır.
İktidar, bir ezen ezilen ilişkisinde açığa çıkar. Ezene itaat etmeye zorlanan ezilen, hiçbir zaman özgür değildir. Özgürlüğün karşısındaki bu ilişkiyi ortadan kaldırmak için iktidarı ortadan kaldırmak gerekir. Bu da ancak iktidarsız ilişkilerle, bir ezilen ve ezenin ortaya çıkmadığı ilişkilerle sağlanır.

-Kropotkin Nazdravja

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

4.
Özgürlük, adalet, hak ve hukuk! Bu kavramlar kulağa ne kadar güzel geliyor öyle değil mi? Yoldaşlarım, bu kavramları uygulayıcısı ve savunucusu kimler hiç düşündünüz mü? Polisler mi? Devlet mi? Hayır değiller sadece öyle olduklarına inanmamızı istiyorlar. Peki inanıyor muyuz? Hayır inanmıyor ve haykırıyoruz! Siz bir avuç yalancı adi ve düzenbaz adamsınız! Peki neden? Halkın özgür olduğunu söylersiniz kendi fikirlerini yazan insanları gözaltına alır hapise atar insanlık suçu işlersiniz. Adaleti hak ve hukuku gözettiğinizi iddia edersiniz ama gerçek suçluyu koruyup mazlumları ezersiniz. Emma Goldman diyor ki: ''Yarım düzine yumurta çaldığım için hapishaneye kapatıldım. Milyonları soyan bakanlar onurlandırılıyorlar." Bunun bir çok örneğini gerçek hayatta görmekte mümkün. Düzeni sağlayacak insanların bu şekilde hareket ediyor olmaları bir çoğumuzun canını yakıyor yoldaşlar. Size büyüdüğüm sokakta yaşanan bir hikayeyi anlatmak istiyorum. Komşumuz Anton, karısı ve iki çocuğuyla birlikte düzenin alt basamaklarında yaşamaya mahkum edilmiş otoritenin gözünde paçavra olmaktan ileriye gidememiş bir adamdı. Bir gün çalıştığı fabrikada bir yangın çıktı ve yangından Anton sorumlu tutuldu. Dava açıldı aylarca süren tutuklu yargılamanın ardından kundaklama suçu ile hapise atıldı. Bu süreçte Anton'un ailesine ne oldu peki? Karısı iş bulamadığı için fahişelik yapmak zorunda kaldı. Çocuklarına bu şekilde baktı çocukları ise 18 yaşlarına gelmeden çoktan çeşitli suçlara bulaştılar. Birisi 16 yaşında bir çeteye yapılan polis baskınında öldü cesedi saklandı bu olay medyaya yansımadı. Diğer çocuk ise henüz 17 yaşında hırsızlıktan hüküm giydi. Hikayenin sonu nasıl bitti peki? Antonun masumluğu hapiste geçirdiği 15 yılın ardından ortaya çıktı. Evet bir aile bu şekilde basit bir hatadan dolayı yok oldu. Hükümet bu konu hakkında ne bir özür diledi ne de Anton'a maddi manevi destekte bulundu. Peki bu hükümet hiç mi işe yaramıyor? Halkı değilde kimi koruyor bunlar? Elit insanları, parası olan burjuvaları, soyluları ve yöneticileri koruyor. İnsanların başına tüm dertleri açan, bu benim ve senin mülkiyetidir. Önce hırsızlığa neden olmuş; sonra da hırsızlık yapanları asmak için yasaların çıkarılmasına yol açmıştır. İnsanları kötülüğe teşvik etmekte, sonra da bu kötülük nedeniyle onları öldürmektedir.

-Tyler Cooper

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

5.
Özgürlük için Anarşizm
Özgürleşmemizi engelleyecek, şekil değiştirmiş her otoriteye isyanımızı haykırmak için; iktidarların olmadığı, devletlerin yönetmediği, uygarlığın yeryüzünü talan etmediği, kadınların, çocukların öldürülmediği; ırk, dil, din, aile, kimlik vb. otoritelerin vücutlarımızda bir virüs gibi gezinmediği; özgür insanların özgürce yaşayacakları bir kültürü, bir geleneği büyütmek için; paylaşma ve dayanışmanın uyumuyla yaşamak, birimizin bir başkasının yerine kararlar vermemesi, yapmamız gerekenleri bize bir başkasının söylememesi, yaşamlarımızı özgürce yaşamak için; her şeyin değişeceği, belirsiz gelecekteki bir günü beklemektense yüreğimizde taşıdığımız, düşüncelerimizdeki, düşlerimizdeki yaşamları, her an devrim yaparak yaratmak için; iktidarsız, otoritesiz, mülkiyetsiz, paylaşma ve dayanışmayla dolu özgür bir dünya için; yani Özgürlük için Anarşizm!

-Kropotkin Nazdravja

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

6.
Yazıma başlarken belirtmek isterim ki bu bir çağrıdır. Dostlarım,yoldaşlarım bu düzen bu ekonomi bize hak mıdır sorarım size! Başımızdaki lanet köpek bize kemim muamelesi bile yapmıyor! Bugün yoldaşlarım, bugün bir sokakta bir adam dövülüyor! Peki neden? Çünkü o adam iktidara baş kaldırıcı sözler söylemişti! Yoldaşlarım biz susturulanların sesi olacağız! Biz bu yolda ölenlerin ruhu olacağız! Önderimiz bakuninin yapamadıklarını bile biz yapacağız! Vergiye,iktidara,her şeye hayır!! Halk kendi kendini yönetecek! Bizler vandal değiliz, bizler devrim yolundaki genç fidanlarız. Sözlerime son verirken size bir yoldaşımızdan birkaç söz söylemek istiyorum
“Sınıfların olmadığı, zenginin de, fakirin de bulunmadığı bir yerde, devlete, yoksulu ezen, zengini koruyan siyasi güce de gerek yoktur.

-Boris Dolgoff

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

7.
Seçimler yaklaşıyor dostlarım önümüzdeki süreçte politikacıların umrunda bile olmayan proletarya sınıfına şirin görünmek için yapacakları küçük "iyilikler"e hazır olun. Mesela vergi indirimine gidilebilir. Nerdeyse nefes aldığımız için bizden kesilen ücret üzerinde bir indirim yapacaklar ve sonra buna bir lutüf diyecekler. Oylarımızı aldıktan sonra vergiler yine katlanacak ve yaptıkları indirimi fazlasıyla çıkartacaklar. Şehirimizdeki Starfish adasındaki menkul fiyatları yarı yarıya düşürüldü. Bu kimin yararına? Emin olun bu dergiyi okuyanların yararına değil dostlarım. Bu az önce saydığım para babalarının yararına bir hareket. O sikik adadaki bir malikanenin fiyatı kaç getto mahalle sakininin bir aylık gelirine eşit biliyor musunuz? ÇOK FAZLA! Her şey bir yana bu hareketin asıl sebebi şehrin zengin kesimlerinden oy olmak. Unutmayın yoldaşlar oy vermek bir şeyleri değiştirseydi yasaklanırdı.

-Tyler Cooper

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

8.
Evet haklısın: Yasa hırsızlığı yasaklıyor.
Senden bir şey çalacak olursam bir polisi arayabilir ve beni tutuklatabilirsin. Yasa hırsızı cezalandıracak ve devlet çalınan mülkü sana -mümkünse- iade edecek, çünkü yasa hırsızlığı yasaklıyor. Yasa kimsenin rızan olmadan senden bir şey almaya hakkı olmadığını söylüyor.
Ama işverenin senin ürettiğini senden alıyor. Emeğin ürettiği tüm servet, kapitalistler tarafından alınır ve onların mülkü olarak tutulur.
Yasa, işvereninin senden hiçbir şey çalmadığını söylüyor, çünkü bu senin rızanla yapılıyor. Patronun için belirli bir ücret karşılığında çalışmayı kabul ettin, o ise ürettiğin her şeye sahip olmayı kabul etti. Buna razı olduğun için, yasa onun senden hiçbir şey çalmadığını söylüyor. Ama gerçekten rıza gösterdin mi?
Bir otostopçu silahını kafana dayarsa eşyalarını ona verirsin. Evet, “rıza” gösterirsin, bunu yaparsın çünkü yardıma muhtaçsın, çünkü onun silahı sana başka şans bırakmaz.
Bir işveren için çalışmaya mecbur değil misin? Tıpkı otostopçunun silahı gibi sana başka şans bırakmaz. Yaşamak zorundasın, eşin ve çocukların da öyle. Kendin için çalışamazsın; kapitalist endüstriyel sistem altında bir işveren için çalışmalısın. Burada fabrikalar, makineler ve aletler, işveren sınıfa aittir ve sen çalışıp yaşamak için kendini o sınıfa kiralamak zorundasın. Ne üzerinde çalışırsan çalış, işverenin kim olursa olsun, hepsi aynı kapıya çıkar: Onun için çalışmalısın. Yardıma muhtaçsın. Mecbursun.
Bu şekilde tüm işçi sınıfı, kapitalist sınıf için çalışmaya mecbur bırakılır. Bu şekilde işçiler ürettikleri tüm servetten vazgeçmeye zorlanır. İşverenler bu serveti kârları olarak korurken işçi sadece yaşamaya devam edebilecek kadar bir maaş alır, böylece işvereni için daha fazla servet üretmeye devam edebilir. Bu hile değil midir, soygun değil midir?,

-Archie Lawson

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

SOKAKLARA BİZİ DESTEKLEMENİZ İÇİN ASABİLECEĞİNİZ POSTER SAYFALARI

1

Spoiler: Göster

Selam olsun size sayın yoldaşlar,
Size bu haftaki sayımızda güzel bir haber vermek istiyoruz.Biz beş arkadaşın(Tyler,Kropotkin,Archie,Boris,Hugo) baştan beri hayali olan bir Anarchy Bar fikrini gerçekleştirmiş bulunmaktayız.Bizim dergilerimizi takip eden ve yaptığımız işleri takdir eden bir yaşlı yardımsever dostumuz bize mekanını devretti. Kendisi artık bu mekana bakamadığını ve köyüne dönmek istediğini bize söyledi.Bu haberi Archie bize getirdiği zaman çok sevindik açıkçası. Mekanımızın özelliği Vice şehrinin tek özgür ruhlu ve anarşist barı olması. Barımızı bir kaç gün önce faaliyete geçirdik. Genellikle geceleri açıyoruz barımızı. Eğer bu basık şehrin stresini biraz da atmak istiyorsanız bizi tercih edebilirsiniz. Size rus votkası ikram edebiliriz. Ayrıca dergimiz hakkında bilgi almak istiyorsanız barımızı ziyaret edebilirsiniz. Hepinizi barımıza Burnout enerji içecekleriyle hazırlanan spesiyalimizi tadmaya bekleriz. Anarşi sizinle olsun..
Anarchy Bar
@East Vice Kapı no: 440

Başlık: Ynt: Özgürlüğün Sesi Dergisi 5. Sayı
Gönderen: OrionLudus - 22.11.2020 12:14

6.sayı 29.11.2020
Eski sayılarımız:
1.sayı
https://www.vice-rp.com/forum/index.php?topic=91894.0
2.sayı
https://www.vice-rp.com/forum/index.php?topic=92296.0
3.sayı
https://www.vice-rp.com/forum/index.php?topic=92707.0
4. sayı
https://www.vice-rp.com/forum/index.php?topic=93185.0

(İC)

Kod: [Seç]

[left][img width=885 height=153]https://www.upload.ee/image/12437214/646.png[/img][/left]
[b]Rumuz:[/b]
[b]Yorum:[/b]

Başlık: Ynt: Özgürlüğün Sesi Dergisi 5. Sayı
Gönderen: cante - 22.11.2020 12:18