| (https://i.imgyukle.com/2020/11/21/TifPhQ.png) | Kevin Kavanagh 1996 yılı haziran ayı, öğle güneşi Dublin insanının alnının çatına vururken ki sıradan işçi konuşmaları. "-Akşam PUB'a gidiyoruz değil mi?" Sikeyim, hergün içerek nereye kadar gidebiliyorlardı ki. Kevin bu konuşmaların sıradanlaştığı, viskinin ve biranın masadan ayrılmadığı, komşuluğun hat safada devam ettiği Dublin'de dünyaya geldi. Ağır sigara kokusundan arınamayan bir babaya, şefkatli bir anneye sahipti. Peki ya ablası, aah evet onun bir ablası var. Ablası tam bir kitap kurdu, kimseyle konuşmayan asosyal birisi. Tam anlamıyla Kevin'in aksi kişiliğe sahip. Kevin ablasının ondan nefret ettiğini düşünüyor, haylaz herif herkesi kendi gibi götünde kurt olacağını sanıyor. Ailenin son çocuğu neticede hem gözde, sorumluluklardan uzak. Belki de bu yüzden bu kadar vurdumduymazdır? Kavanagh ailesi, sokaktaki insanlara Kavanagh dendiğinde insanların aklına ayyaş bir baba, sessiz bir aile bir de haylaz bir sokak çocuğu gelir. Kevin ailenin neşesiydi aslında, o olmasa evde ses çıkmazdı. Belki de komşuları Bayan Luggen Kavanagh ailesinden bu kadar nefret etmezdi? sikerler, o kadın paronayak herifin tekiydi. Haraketli, zevkli geçen bir çocukluğun ardından vurgun gibi gelen lise. Siktiğimin ergenleri, her boku dert ediyorlar Kevin'e hak veriyorum. Kevin liseye geldiğinde ailesi ondan beklentili değildi, zaten onlar da en az Kevin kadar gamsızdı. ablası oldukça başarılıydı, ailesini hiç aramıyorları. Çünkü ğretmenleri ondan memnundu. Kevin liseye başladığında okuldaki insanlarla iletişim kurmakta sıkıntı çekmedi. Zaten Nerdeyse hepsini tanıyordu, tanımadıkları da parası olan çocuklardı. Kevin'in oturduğu sokağa gelmeyecek adamlar. Kevin'in liseden arkadaşı "Beathan Brennan" zaman geçtikçe dostu Beathan ile yaptığı faaliyetlerin suçu da arttı. Beathan Kevin'i kötü yola soktu demeyeceğim, Kevin çocukluğundan yatkındı bir boklar yemeye. İlk başta okulda sigara satmakla başladı bu iki arkadaş, zaten çevreleri genişti bu boku satmak onlar için zor değildi. Bu şekilde paralarını kazandıktan sonra, para kazanmak onlar için bir bağımlılık olmuştu. Paranın köpeği olmuşlardı. Kevin'in ailesine gelen, şikayet ve uzaklaştırma mektuplarından artık bir dağ olur derecedeydi. Annesini bu yüzden az ağlatmadı hergele. Babası her geçen gün daha kötü oluyordu, kendini kaldıracak bile gücü olmuyordu eve gelmediği günler gittikçe artıyordu. Ablası üniversite için Almanya'ya taşındı, Almanya'da eğitimine devam etti. Kevin ile parası bitmediği sürece görüşmezler. Lise hayatını çöp ettikten sonra hiçbir üniversite onu almıyordu, işlediği suçlardan onu kimsenin almaması normaldi. Hayatı boyunca köle gibi çalışmaktansa yeraltı dünyasında hayatını ilerletmekte kararlıydı. Gayrimeşru hayatının ilk adımlarını atmaya başlıyordu. Arkadaşlarıyla beraber bir soygun planı yaptılar, Dublin'de bir market soygunuydu. Dört kişilerdi, soygunun olduğu sırada marketteki adam çocuklara silah çıkartıp ateş etti. Henüz on sekiz yaşındaki çocuklardı amına koyayım, glock çıkartmak nedir? çıkarttığı silah ile aralarından arkadaşına mermi isabet etti. Ardından geriye kalan üçü adama ateş edip orada öldürdüler ve kaçmayı denediler. Üç farklı noktaya dağılan arkadaşlardan en şanssızı Kevin di. Bir evin bahçesinden geçerken kapana kısıldı, ardından polise ihbar edilmesiyle kırmızı mavi ışıkları gördü. Kapana kısılmıştı, 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. arkadaşlarının ismini hiçbir zaman vermedi, altı yıl travmatik bir şekilde geçirdiği hapishane hayatı boyunca soygunda kurtulan arkadaşları ona ulaşmadı. Bu durum ve hapishanede yaşadıkları Kevin'i kötü etkiledi, Kevin hapisteyken babasına deli teşhisi koyuldu. Annesi ise kardeşi ile yaşamaya başladı. Annesine çok mahçup olan Kevin, hapisten çıkınca hapiste ona iyi bakan Beathan'ın yanına Vice şehrine annesiyle taşındı. |
(https://i.resimyukle.xyz/zLxLze.png)