Çete-Mafya İlişkileri
Çete Nedir?: Çete, yasa dışı işler yapmak veya şiddet içeren davranışlarda bulunmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk, arkadaş grubu ya da aile. Bu tür çeteler, gangster veya katil üyelerden oluşabilir.
Mafya Nedir?: Mafya yasa dışı işlerle uğraşan, zor kullanarak birtakım gizli çıkarlar sağlayan, çoğunlukla gizli ve hiyerarşik bir teşkilatlanmaya dayalı örgüt ya da bu örgütün mensubu kişiler anlamına gelir
Çeteler ve mafyalar her zaman roleplayin en büyük parçaları olmuştur. Ne yazık ki çete-mafya ilişkileri günümüz öncesinde ve günümüzde yanlış anlaşılabiliyor. Bunların en basit örneği üye sayısını göz önünde bulunduran çeteler. Herkesin unuttuğu bir nokta var. Çeteler gruplarla çalışır, Mafya ise devletlerle. Bu demek oluyor ki sokaklarda her ne kadar güçlü olursanız olun, hayatta kalabilmeniz için bir mafya yapılanmasına bağlanmak zorundasınız. Bu yüzden oluşturduğunuz birliklerde bu ve bunun gibi durumları mutlaka ekibinizle değerlendirin.
(https://www.upload.ee/image/10652933/1.jpg)
Crips
1960’lı yıllarda Los Angeles şehrinin güney merkezi yoksulluk ve şiddetle kuşatılmıştı. 1965’teki Watts Ayaklanması şehre silinmeyecek bir iz bıraktı ve tüm genç nesil öfke ve umutsuzluk hâlini yaşadı. Bunlar arasında kaos döngüsüne sıkışmış iki genç adam vardı: Stanley “Tookie” Williams ve Raymond Washington. Crips çetesinin kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de kesin olan Williams ve Washington’ın, ikisi de henüz 20’li yaşlarına varmadan önce 1969’da tanışmış olduklarıdır. Bu gençlerin ikisi de sokak dövüşlerine ilgiliydi ve bu konudaki korkutucu şöhretleri Los Angeles’ın tüm güney merkezine yayılmıştı.Washington, Güney Merkezde etkin “Baby Avenues” adındaki bir çeteye üyeydi. Williams ise kendi boyutunu ve kuvvetini etrafındakileri korkutmak için kullanan bir vücut geliştirici olarak heybetli bir figürdü. Bu ikisi “Cribs (Beşikler)” adında bir çete oluşturmak için güçlerini birleştirdiler. Bu ismi, gruptaki genç üyelerin yaşını yansıtmak için seçtiler. “Cribs” ismi daha sonra “Crips” şekline dönüştü ki bu da “Cripples (Sakatlar)” kelimesinin kısaltılmış hâliydi. Çünkü çetenin üyeleri kendi sosyal statülerini yüksek göstermek amacıyla baston taşıdılar. Washington’ın Crips üyelerini arttırmak için basit bir taktiği vardı. Riske girecek, diğer komşu çetelerin bölgelerine gidip onların üyelerine “Ya bana katıl, ya da düşmanım ol” diyecekti. Pek çok genç Washington’a katıldı fakat pek çoğu da bunu reddetdi. Bu da Los Angeles’ta çete savaşlarının başlamasına neden oldu. 1970’lerin başlarında Los Angeles’ta sokak çeteleri zaten kurulmuş hâldeydi, fakat Crips’in yükselmesi çok hızlı oldu. Crip grupları tüm Los Angeles’ta teşkilatlandı. Çok yakında rakip çetelerle de savaşmaya başlayacaklardı, özellikle de 1972 civarında kurulan “Bloods” ile. Crips çetesi başlangıçta sadece üç gruptu: Raymond Washington liderliğindeki Doğu Yakası Crip’leri, Stanley Williams liderliğindeki Batı Yakası Crip’leri ve Compton Crips. Çete büyüdükçe Williams and Washington güney merkezinde küçük bir çete olarak hayal ettikleri bu grubun üzerindeki kontrolü kaybettiklerini farkettiler. Williams başlangıçtaki amacının tüm sözde komşu çetelere hitap etmek olduğunu hatırladı: “Düşünmüştüm ki tüm bu yağmacı komşu çetelerin hepsini temizleyebilirim. Fakat tamamen yanılmışım. En sonunda kendi yarattığımız bir canavarla karşı karşıya kaldık.” Washington 1974’te soygundan ceza aldı ve hapse girdi. Çetenin sorumluluğunu ise Williams’a emanet etti. Washington 5 yıl sonra serbest kaldığında kurucusu olduğu çetenin ne hale geldiğini görüp şok oldu ve hayal kırıklığına uğradı. Washington’ın dışarı çıktığı zamana kadar Crip ve Blood çeteleri arasındaki kavgalarda yumruğun yerini artık silah almıştı ve genç çete üyeleri kendi itibarlarını inşa etmek için git gide daha vahşi şiddet eylemlerine başvurmaya başlamışlardı. 28 Şubat 1979’da Williams ve üç suç ortağı uyuşturucu etkisindeyken bir market soydular. Soygun esnasında Williams gece vardiyasındaki bir çalışanı vurarak öldürdü. İki haftadan az bir süre sonra Williams güney merkezdeki bir motele yaptığı soygun sırasında üç kişiyi daha öldürdü ve 100 dolar cukkaladı. Tookie Williams en sonunda dört cinayetten suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi. 1979 Ağustos’unda 25 yaşındaki Raymond Washington, Los Angeles’ta arabadan açılan bir ateş sonucu vuruldu. Sonraki yıllarda hapishaneden çıktı ve öldürülmeden önce Crip ve Blood çetelerini uzlaştırmaya çalışacağını söyledi. Washington her zaman silah şiddetine karşı oldu ama çete üzerindeki kontrolü kaybetti. Washington’un öldürülmesinden sonra Crips çetesinin her iki üyesi de resmin dışında kalmış oldu. Çete şiddeti ve etkinliği 1980’lerde Los Angeles’ta ve tüm ülke çapında patlama yaşadı. 80’lerin kokain salgını yalnızca Crips’in yükselişine ve üye sayılarının artmasına yol açtı. Crips’in şiddet yöntemleri uyuşturucunun sokaklara hâkim olduğu yıllar içerisinde tırmanışa geçti. 90’larda Williams kendi geçmişini kınadı ve kendini rehabilite edilmiş bir adam olarak tanımladı. Geçmişteki suçları ve Amerika tarihindeki en beter sokak çetelerinden birini kurmasından dolayı pişmanlıklarını ifade etti. Williams ayrıca gençleri çetelerin tehlikelerine karşı uyarmak için bir de kitap yazdı. Bu kitap Nobel Barış Ödülü’ne edebiyatı alanında aday bile oldu. Onun kendini iyi yönde değiştirdiğini savunan eylemcilerin ağlayışlarının ortasında Tookie Williams, 13 Aralık 2005’te idam edildi; fakat onun kurduğu sokak çetesi 30.000’den fazla üyesiyle tüm ABD geneline yayıldı. Ölümünden iki hafta önce kendisiyle yapılan bir röportajda Williams “Hayatındaki en büyük pişmanlığın nedir?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Crips çetesini yaratmak. Buna her şeyden fazla pişmanım.”
(https://www.upload.ee/image/10653022/9c3bab2e42f5d0cdb7563b1405109e66.jpg)
Bloods
Bloood çetesi ilk başta Crips çetesine karşı rekabet etmek için kuruldu. Bloods ve Crips savaşının kökeni 70'lere dayanır. Zamanında Crips'in üye sayısı Bloods'unkinden 3'e 1 oranda fazlaydı. Aralarındaki bu sayısal farka rağmen Bloods çetesi Crips'e karşı giderek şiddetli olmuştur. The Pirus Blood'un kurucularından olarak kabul edilir. Kokainin yükselişi sırasında çetenin odağı uyuşturucuya kaymıştır. Bloods kümeleri biririnden bağımsız çalışır ve şu an hemen hemen her ülkede bir Bloods kümesi vardır. Doğu Yakası'ndaki Blood kümelerinin Rikers Adası kökenli bir çete olan Birleşmiş Blood Cemiyeti ile bağlantısı olduğu sık sık görülür. Birleşmiş Blood Cemiyeti, ya da daha basitçe Bloods, 1993'te bazen C73 olarak da adlandırılan Rikers Adası'ndaki GMDC'nin (George Mochen Tutukevi) New York hapis sistemi ile değişmesiyle şekillenmiştir. GMDC tutukevi kalanından sorunlu mahkûmları ayırmak için kullanılmıştır. Bu zamanlarda, The Latin Kings NYC'nin en yaygın ve organize çetesiydi. Çoğunluğu İspanyol olan The Latin Kings, genelde Afroamerikalıları hedef almıştır. Bu Afroamerikalılar kendilerini savunmak için Birleşmiş Blood Cemiyeti'ni kurdu. Birleşmiş Blood Cemiyeti aslında bir hapishane çetesiydi ve Los Angeles'taki Bloods sokak çetesinin bir benzerini taklit etmişlerdi. Bu son oluşturulan hapishane çetesinin bazı liderleri bir zaman sonra kendi mahallelerinde orijinal Bloods kümelerini kurmuştur. Doğu Yakası'ndaki Blood kümelerinin Rikers Adası kökenli bir çete olan Birleşmiş Blood Cemiyeti ile bağlantısı olduğu sık sık görülür. Birleşmiş Blood Cemiyeti, ya da daha basitçe Bloods, 1993'te bazen C73 olarak da adlandırılan Rikers Adası'ndaki GMDC'nin (George Mochen Tutukevi) New York hapis sistemi ile değişmesiyle şekillenmiştir. GMDC tutukevi kalanından sorunlu mahkûmları ayırmak için kullanılmıştır. Bu zamanlarda, The Latin Kings NYC'nin en yaygın ve organize çetesiydi. Çoğunluğu İspanyol olan The Latin Kings, genelde Afroamerikalıları hedef almıştır. Bu Afroamerikalılar kendilerini savunmak için Birleşmiş Blood Cemiyeti'ni kurdu. Birleşmiş Blood Cemiyeti aslında bir hapishane çetesiydi ve Los Angeles'taki Bloods sokak çetesinin bir benzerini taklit etmişlerdi. Bu son oluşturulan hapishane çetesinin bazı liderleri bir zaman sonra kendi mahallelerinde orijinal Bloods kümelerini kurmuştur.