| (https://i.hizliresim.com/hph8vfn.jpg) (https://hizliresim.com/hph8vfn) | Matthew Dzhabrailov, 22 yaşında, kökleri iki farklı kültüre uzanan bir ailenin çocuğu olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin Florida eyaletinde dünyaya geldi. Annesi Floridalı, sakin ve topluluk odaklı bir Amerikan ailesinden geliyordu; babası ise Rusya’nın doğusundaki Vladivostok şehrinde yetişmiş, disiplinli ve derin manevi değerlere sahip bir Rus’tu. Matthew doğduğunda babası hâlen Rusya’daydı. Uzun yıllar Vladivostok’ta dini eğitim almış, kilise bünyesinde görev yapmış ve papazlık yolunda ilerlemişti. Aileyi bir araya getirme kararı, hem inanç hem de gelecek kaygısıyla şekillendi. Matthew’un doğumundan bir süre sonra babası Rusya’dan ayrılarak Florida’ya taşındı. Bu, onun için yalnızca coğrafi bir değişim değil; kültürel, sosyal ve dilsel olarak da köklü bir dönüşümdü. Florida’ya yerleştikten sonra, küçük ama aktif bir kilisede papaz olarak görev almaya başladı. Cemaatin büyük kısmı Amerikalıydı; ancak zamanla Rus, Doğu Avrupalı ve göçmen topluluklara da hitap eden bir dini figür hâline geldi. Babasının bu görevi, Matthew’un çocukluğunu doğrudan etkiledi. Kilise, onun için yalnızca bir ibadet yeri değil; insanların dertlerini paylaştığı, farklı hayat hikâyelerinin kesiştiği bir sosyal alan oldu. Matthew, annesinin Amerikan yaşam tarzı ile babasının Rus disiplinini ve manevi yaklaşımını bir arada deneyimleyerek büyüdü. Evde iki farklı kültür vardı: biri açık sözlü, bireysel ve pratik; diğeri daha içe dönük, geleneksel ve sabırlı. Bu denge, onun karakterini erken yaşta şekillendirdi. Hem İngilizce hem Rusça’ya kulak aşinalığı kazandı; inanç, kimlik ve aidiyet kavramlarını yaşıtlarından daha erken sorgulamaya başladı. Bugün Matthew, annesinin memleketi olan Florida’da yaşamını sürdürmektedir. Kendisini Amerikalı olarak tanımlasa da, Rus köklerinin hayatındaki yerini inkâr etmez. Babasının kilisedeki görevi, ona sorumluluk bilinci ve insanlarla bağ kurma yeteneği kazandırmıştır. İki farklı dünyanın arasında büyümüş olmak, Matthew’u tek bir kimliğe sıkışmayan; esnek, gözlemci ve derin düşünen bir birey hâline getirmiştir. Onun hikâyesi, göçün, inancın ve kültürler arası yaşamın bir insanın karakterini nasıl şekillendirdiğinin sessiz ama güçlü bir örneğidir. Matthew, ailesinin gölgesinde kalmadan kendi yolunu çizme isteğini her zaman içinde taşıdı. Babasının cemaat içinde saygı gören bir papaz olması, ondan da örnek bir hayat sürmesi beklentisini doğuruyordu. Bu beklenti Matthew’u baskı altına almaktan çok, daha dikkatli ve ölçülü bir birey olmaya yöneltti; attığı her adımda hem kendini hem ailesini temsil ettiğinin bilinciyle hareket etti. Zamanla, babasının anlattığı Vladivostok hikâyeleri Matthew’un zihninde uzak ama etkileyici bir dünya kurdu. Hiç yaşamadığı bu şehir, onun için sert iklimlerin, disiplinli hayatların ve güçlü dayanıklılığın sembolü hâline geldi. Florida’nın güneşli ve rahat atmosferiyle bu anlatılar arasındaki tezat, Matthew’un bakış açısını derinleştirdi ve farklı koşullarda ayakta kalabilmenin değerini anlamasını sağladı. Bugün Matthew, geçmişiyle barışık ama geleceğine odaklı bir gençtir. Nereden geldiğini unutmadan, kim olmak istediğine karar vermeye çalışmaktadır. Annesinin kök salmış Amerikan yaşamı ile babasının göç ve inanç temelli hayatı arasında kurduğu denge, onun karakterinin en belirgin yönlerinden biri olarak şekillenmeye devam etmektedir. |