SILAS B. SAVIĆ
Silas Savic hayatının ilk ışıklarını 30 Eylül 2000'de Sırbistan'ın Novi Pazar şehrinde karşıladı. Çocukluk yılları, erken kaybolan babasının ve onu tek başına büyütmek zorunda kalan annesinin gölgesinde geçti. Ailesinin maddi durumu oldukça kısıtlıydı, bu da Silas'ı yaşıtlarından farklı olarak, erken yaşta kendi hayatının sorumluluğunu üstlenmeye itti. Zorluklar karşısında güçlü durmayı bir refleks haline getirmiş, gereksiz konuşmalar yerine sessizliği ve gözlemlemeyi tercih eden, kendi kurallarına bağlı, disiplinli bir gençti.
Okul hayatı boyunca Silas, gençlik coşkusundan ve eğlence arayışlarından uzak durdu. Onun ilgisi, arkadaşlarının aksine, düzeni korumakta, belirlenen hedeflere ulaşmakta ve fiziki kondisyonunu sürekli geliştirmekteydi. Liseden mezun olduktan sonra kısa bir süre yerel bir kafede çalıştı, ancak sıradan bir hayat sürme fikri onu tatmin etmiyordu. Bu dönemde, ülkesinin askeri gücüne olan ilgisi giderek bir saplantıya dönüştü. Hayatını bir amaca adamak ve sınırlarını test etmek istiyordu. Bu derinleşen arzu, onu 2019 yılında Sırp Silahlı Kuvvetleri'ne gönüllü olarak katılmaya yöneltti. Fiziki ve mental kondisyonunu en üst seviyeye çıkarmak için kendini hazırladı; bu, onun hayatındaki ilk büyük dönüm noktasıydı. Silas'ın sarsılmaz iradesi ve disiplini, onu hızla seçkin bir birliğe, 1. Gorska Brigade'a taşıdı. Bu tugaydaki dağ eğitimleri, Silas için tam anlamıyla hem bedensel hem de ruhsal bir dayanıklılık sınavıydı. Dağların sert, acımasız ortamı onun yeni evi oldu. Sert rüzgarların estiği karlı vadiler, uykusuz geçirilen nöbet geceleri, açlık ve dondurucu soğuk; bunlar artık onun günlük rutininin parçalarıydı.Son görevinde, dağların acımasızlığının zirvesinde, bir silah arkadaşının artık dayanamayıp tabancasını şakağına dayayarak hayatına son vermesine dehşetle şahitlik etti. O anın dehşeti Silas'ın zihnini paramparça etti. Operasyondan sağ çıkmayı başardı, ancak karargâha ulaştığında görev silahını masaya bırakmaktan başka bir şey düşünmedi. Ardından, ruhunu teslim etmek istercesine, arkasına bakmadan bindiği ilk uçakla o çileden ve dağlardan uzaklaştı.(https://i.hizliresim.com/fjsg5u5.png)
28 Ekim 2022, Operation Grmeč
Askerliği bıraktıktan sonra sivil hayata dönüş, dağların sertliğinden daha zorlayıcı oldu. Silas’ın zihni, sadece yitirdiği silah arkadaşının görüntüsüyle değil, kendi elleriyle sonlandırdığı hayatların yankılarıyla da doluydu. Cep telefonunun galerisinde saklı kalan, düşman öldürürken çekilmiş birkaç kısa video, onun geçmişindeki karanlık ve zorunlu şiddetin canlı bir kanıtıydı. Kararlılıkla inşa ettiği duvarlar yıkılmış, ruhu kaybolmuştu. Bir süre göçebe gibi yaşadı, amacı ve yönü olmayan bir hayata zor adapte olmaya çalıştı. Silas, hayatına devam edebilmek için yeni bir yola girmesi gerektiğini biliyordu. Amacı artık bir komando değil, koruyucu olmaktı. Kendisinden çalınan disiplini ve düzeni, kanun ve düzenin en katı olduğu yerde bulacağına inandı. O video kayıtlarının ağırlığını hafifletmek, geçmişteki zorunlu şiddeti artık meşru bir güce çevirmek istiyordu. Bu yeni başlangıç, vicdanındaki sesi susturma ve bir daha kimsenin o çaresiz sona sürüklenmemesini sağlama yeminiydi.