| Cory Williams Cory Williams 1985 yılında Vice şehrine bağlı Dillimore kasabasında doğdu. Çocukluğu narenciye bahçelerinde, toprak yollar arasında geçti. Ailesi yıllardır kasabada bilinen, çiftçilikle geçimini sağlayan bir aileydi. Hemen hemen bütün akrabaları ya tarlalarda ya da kasabanın çevresinde arazilerdeydi. Williams ailesi bu yüzden Dillimore’da hem güçlü hem de saygı gören bir aile olarak tanındı. Cory’nin babası Jaden, sert yapısıyla ve arazi kavgalarındaki otoritesiyle biliniyordu. Çoğu zaman kimin nerede hak iddia edeceğine o karar verirdi. Cory küçüklüğünden beri bu kavgaların gölgesinde büyüdü. Daha genç yaşlarda bile kimin toprağına girileceğini, kiminle nasıl konuşulacağını öğrenmişti. Yıllar geçtikçe Cory, Dillimore’un düzenine uyum sağladı ama aynı zamanda kendi yolunu da çizmeye başladı. Toprak kavgalarında daha ön planda yer aldı, aile adına tartışmalara girdi, zamanla yumruğunu ve adını kasaba içinde duyurdu. Bu kavgalar sayesinde hem çevresinde korkulan hem de ciddiye alınan birine dönüştü. Zamanla Cory sadece çiftçilikle yetinmedi. Ufak arazilerinden birini şaraplık üzüm yetiştirmek için kullandı, tahta barakların içinde şarap yapmaya başladı. İlk başlarda kendi içmek için yaptığı şarap, kısa sürede kasabada talep görmeye başladı. Birkaç şişe satışıyla başlayan bu iş, zamanla ufak çaplı bir kaçak şarap ticaretine dönüştü. Kasaba halkı dışarıdan pahalı şarap almak yerine Cory’nin ürettiklerine yöneldi. Bu iş onun hem kasada hem de nüfuzda daha da yükselmesini sağladı. Ama Cory’nin hayatını değiştiren olaylardan biri, kasabanın eski taş kilisesinde gerçekleşti. Bir gün tesadüfen yolu kiliseye düştüğünde, orada Bishop adında farklı bir adamla tanıştı. Bishop, dışarıdan bakıldığında sıradan bir dindar gibi görünse de, aslında Cory’nin hayatında yeni bir dönemin başlangıcı olacaktı. O günden sonra Cory’nin kasabadaki işleri sadece toprak ve şarapla sınırlı kalmayacaktı. | (https://i.hizliresim.com/fvdy8sc.png) |
| (https://i.hizliresim.com/59k2b2g.png) | Maximilian "Max" Crowe Maximilian Crowe, 1970 yılında Louisiana'nın Shreveport şehrinde doğdu. İngiliz kökenli bir aileden gelen Max, çocukluğunu bataklıklarla çevrili küçük bir kasabada, alkol ve dindarlığın iç içe geçtiği bir evde geçirdi. Babası otoriter, şiddete eğilimli ve koyu bir dindardo. Onun disiplin anlayışı İncil'den ve kemer tokasından ibaretti. Annesi ise suskun, dua ederek her şeye boyun eğen bir kadındı. Max, daha küçük yaşlarda Tanrı korkusunu, cehennem tehdidini ve günahın ağırlığını öğrenmişti. Çocukluk yılları kilisede geçen saatler ve babasının sarhoş öfkesinden kaçmaya çalışmakla geçti. On altı yaşında direksiyon başına geçti. Kamyon şoförlüğü, ona hem özgürlük hem yalnızlık getirdi. Yolların kenarındaki motellerde geçen geceler, ucuz içkiler ve kısa süreli arkadaşlıklar hayatının parçası oldu. Ancak yıllar içinde yük taşımacılığında yaptığı usulsüzlükler, sahte sigorta işleri ve ufak tefek dolandırıcılıklar başına bela açtı. Ehliyetini kaybedince bütün düzeni çöktü. O noktada Max'in hayatı, sadece bir içki şişesi ve İncil sayfaları arasında sıkışıp kaldı. 1990 yılında Max, hayatına yeni bir yön vermek ve içindeki boşluğu doldurmak için Louisiana'yı terk etti. Yolunu Vice'a düşürdü ve Dillimore kasabasına göç etti. Kasabanın eteklerindeki eski kiliseye girdiğinde, orada Pastor Bishop ile tanıştı. Bishop'un sözleri Max için babasının tokadından daha sert, ama aynı zamanda aradığı rehberlik kadar teselli vericiydi. O an Max, hayatını Tanrı'ya ve Bishop'un yoluna adamaya karar verdi. Cory Williams ile tanışması ise daha sıradan bir şekilde oldu. Dillimore'da iş ararken Cory'nin çiftliğinde gündelik işlere girdi. Hayvanlarla uğraşmak, toprağı sürmek ve tütün tarlasında çalışmak Max'in hem taşralı geçmişini hatırlattı hem de kendisini kasabanın bir parçası haline getirdi. Cory'nin kaba saba ama güçlü karakteri, Max'in sadakat duygusunu pekiştirdi. Bugün Maximilian Crowe, Dillimore halkı için sıradan bir işsiz göçmen gibi görünse de aslında tarikatın sessiz ve fanatik bir neferidir. Gündüzleri Cory'nin çiftliğinde alın teri döker, geceleri Bishop'un vaazlarında diz çöker. İçindeki öfkeyi Tanrı'nın adaletiyle meşrulaştırır, içkisini günah çıkarmayla dengelemeye çalışır. Onun için artık yol yoktur, yalnızca inanç vardır. Ve Dillimore'da kurulan bu yeni kardeşlik, Max'in hayatındaki tek aile haline gelmiştir. |
| Pastor Bishop Koresh (gerçek adıyla Dwight Elmore) 30 Ocak 1980 tarihinde Wisconsin eyaletinin Maplewood Beldesinde bulunan bir çiftlik evinde hayata gözlerini açmıştır. İlerleyen yaşlarında eğitimini ailesi evde vermiş, koyu Hristiyan bir ailenin çocuğu olduğu için çocukluğu boyunca Hristiyan öğretileriyle yetişmiştir. Küçüklüğünü ailesinin yanında geçiren Bishop, 2008 tarihinde kilise Papazından Rahiplik eğitimi alıp Marquette Üniversitesinde Din Görevliliği ve İncil araştırmaları alanlarında eğitim almıştır. Üniversiteden mezun olan Bishop Maplewood'da bulunan Baptiz kilisesinde Rahip olmuş, civarda yaşayan vatandaşların gönlünü kazanıp ikna yeteneğinden faydalanarak zamanla kasaba halkı arasında tanınan bir figür haline gelmiştir. Bu popülerliği konum sahibi siyasi figürler ve Orta Amerikalı arsa zenginlerinin dikkatini çektiği için legal illegal bağlantılar kurmasını sağlamıştır. Zamanla Bishop'un dine aşırı bağlılığı onu farklı düşüncelere sokmuştur. Paranoyak ve takıntılı kişiliği bu düşüncelerle birleştiğinde onu çok tehlikeli ve sağı solu belli olmayan bir hale sokmuştur. Dışarıdan bunu insanlara belli etmemek için çabalamaktadır. Rahipliği sırasında dinin tarihini öğrenmek amacıyla Antik Babil ve Sümer yazıtlarını araştırır ve yazıtların maddelerini benimsemiştir. Antik Babil ve Sümer yazıtlarını araştırma takıntısı, onu dünyanın sonunun yaklaşmaya başladığının düşüncesine kendini inandırmaya itmiştir. | (https://i.hizliresim.com/2ltp67v.png) |
Bu oluşum, üçlünün bir araya gelmesiyle dallanıp zamanla bir suç örgütü haline gelecektir. Dolayısıyla tanıtım, devamında oluşturduğumuz roller doğrultusunda şekillenecek. Üçlünün Vice City’de gerçekleştirdikleri ilk illegal faaliyet birlikte yapılmıştır; Cory ise hâlihazırda illegal işlere bulaşmış ve bu yolda ilerleyen bir karakterdir.
Hiyerarşi
Head of Arms
Grubun tüm illegal aktivitelerini yöneten rütbedir. Apostle ve Sheep’leri kontrol eder. Pastor ile ortak karar alarak Member veya Follower rütbesindeki üyeleri doğrudan illegal rollere atayabilir. Organizasyonun para akışından sorumludur.
Pastor
Grup içindeki tüm aktivitelerden haberdardır ancak daha çok legal kısımdan sorumludur. Din tüccarlığı yaparak insanları ikna eder ve gruba yeni üyeler toplar. Apostle ve Sheep’lere genellikle müdahale etmez, daha çok Member ve Follower’lara emir verir. Para akışında sorun yaşanırsa Head of Arms ile birlikte karar alıp illegal aktiviteler planlar.
Apostle
Grubun uzun süredir içinde bulunan, illegal aktivitelerden sorumlu askeri tabakadır. Cory’nin emirleri doğrultusunda hareket ederler. Sheep’lerin görevlerinde başarısız olması durumunda müdahale edip düzeni sağlama hakları vardır. Bu rütbe, mafyadaki “associate” benzeri bir işleyişe sahiptir.
Sheep
Gruba katılalı uzun süre olmuş, güven kazanmış üyelerin bulunduğu tabakadır. Hood bölgesinde güvenliği sağlar, Member’ları kontrol altında tutar. İllegal işlerin gizliliğinden sorumludurlar. Bizzat illegal faaliyetlere katılmazlar, fakat gruba ait ürünlerin, malzemelerin ve imalathanelerin gizli tutulması bu rütbenin sorumluluğundadır.
Member
Gruba yeni katılmış ve kabul görmüş dindar vatandaşlardır. Kilisede ve bahçede Pastor’un istekleri doğrultusunda çalışırlar, toplulukla birlikte yaşamaya başlarlar. Gruba bağlılıkları yeterli görülürse, Sheep’lerin onayıyla ve ailenin ortak kararıyla rütbeleri yükseltilerek illegal aktivitelerde yer almaya hak kazanırlar.
Follower
Gruba yeni dahil olmuş, rahiple iletişim kuran ve düzenli olarak kiliseyi ziyaret eden dindar vatandaşlardır. Henüz hood bölgesinden haberdar değildirler. Kendini gruba adadığına kanaat getirilirse, Pastor’un onayıyla Member olmaya hak kazanırlar.
Rednecklerin Illegal İşleri İçin Kısa Rehber
1. Kaçak İçki Üretimi (Moonshine)
- Ormanın derinliklerinde, kimsenin kolay kolay bulamayacağı eski bir baraka ya da ahır bul.
- Mısır, şeker, maya gibi malzemeleri topla.
- Damıtma makinen kurup gece gündüz çalıştır, ama polis baskınına karşı dikkatli ol.
- Ürettiğin içkileri şişele, gizli yerlere sakla.
- Kamyonetle müşterilere götür, sakın acele etme, sabır önemli.
2. Araç Hırsızlığı
- Çalabileceğin kamyon, traktör veya SUV gibi araçları önceden iyi keşfet.
- Aracı çaldıktan sonra tamir edebileceğin güvenli bir yer ayarla.
- Bazı araçları parça parça satmak da işe yarar.
- Planlı ve hızlı hareket et, yakalanmamak her şeyden önemli.
3. Kumar ve Bahis
- Gizli mekanlarda poker, domuz koşusu veya dövüş bahisleri düzenle.
- Grup içinde sıkı disiplin kur, müşterilerle ilişkini iyi tut.
- Bu iş iyi para getirir ama polis baskını ihtimali her zaman var, hazırlıklı ol.
4. Kaçak Avcılık
- Florida’nın ormanlarında koruma altındaki hayvanları (mesela timsah, kuş) avla.
- Avlanma yerlerini iyi seç, karaborsaya satmak için hazırlık yap.
- Doğayı iyi tanı, ama çoğu zaman kuralları kendin koyarsın.
Vice'ın Narenciye Bahçeleri
"Güneş doğar doğmaz başlarız işe, narenciye kokusu her yere yayılır."
Florida’da narenciye işi baya eski bir iş. Portakal, greyfurt, mandalina… bunlar burada bol bol yetişir.
Bizim bahçelerde ağaçlar sık sık, meyve dallarda dolu dolu. Sabahın köründe kalkarız, yürürüz aralarında, meyveyi toplarız.
Kolay iş değil bu; böcekler, hastalıklar peşimizi bırakmaz, güneş de yakar fena halde. Ter içinde kalırız çoğu zaman.
Ama sonunda meyve verince her şeye değer.
Narenciye işinde sadece meyveyi toplamak yok. Toprakla uğraşmak, sulamak, zararlılarla savaşmak lazım.
Yağmur azsa sulamak için suyu bulmak zor oluyor. Bazen fırtına çıkıyor, ağaçları zorluyor. Ama biz yılmıyoruz, bu iş böyle.
Buradan çıkan portakallar Amerika’nın dört bir yanına gider, hatta bazısı yurt dışına. Buradaki herkes bilir ki portakal sadece bir meyve değil,
yılların emek ve sabrının sonucudur.
Dillimore’un Üzümleri
Dillimore öyle bereketli bir yer olmasa da, toprağa tutunmayı bilirsen illa ki bir şey çıkar. Ben de yıllardır uğraşırım. Bahçede domates, mısır, fasulye derken bir de işin içine üzüm girdi. Herkes “burada üzüm yetişmez” dedi ama inat ettim. Florida’da yetişen muscadine üzümünden birkaç kök getirdim, ektim toprağa.
Kolay olmadı tabii. Yazın sıcağı kavurur, yağmur bazen hiç yağmaz, bazen de fırtına çıkar dalları kırar. Ama sabırla uğraşınca kök tuttu, dallar uzadı, taneler kararmaya başladı. Muscadine öyle her yerde bulunmaz, kabuğu kalındır ama tadı da başkadır. İşte o tanelerden şarap yapmayı öğrendim.
Önce ufak tefek denemelerdi, bidonlarda, evin arkasında. Sonra iş biraz büyüdü, kavga dövüş toprak derken, üzüm bağları Dillimore’da adım adım arttı. Çoğu kişi mısırdan, buğdaydan geçinmeye çalışırken ben üzümden şarap yapıp gizli gizli satar oldum.
Böylelikle Dillimore sadece mısır tarlasıyla değil, bir de muscadine şaraplarıyla anılır oldu.
ne zaman başlıyonuzne zaman lazım