(https://i.hizliresim.com/sbr4p3w.png) (https://hizliresim.com/sbr4p3w)
Hikaye ve kültür
Angel Pine, Florida’nın kuzeybatısında, 1990 yılında kurulan, sık çam ormanlarının gölgesinde yer alan, ilk bakışta huzurlu ve mütevazı bir kasaba olarak tanımlanabilirdi. Ancak bu görünüş sadece bir masaldı. Kasaba, dış dünyadan kopuk yapısı ve kendi içine dönük toplumu ile yalnızca "kendi insanlarını" kabul eden, dışa tamamen kapalı bir kültüre sahipti. Burada yaşayanlar, yabancılara ve özellikle göçmenlere karşı katı bir tavır sergilerdi. Aslında, Angel Pine’a göçmen olarak gelen hiç kimse bir daha görülmemişti. Bu kasaba, geçmişte bu "sorunları" kökünden çözmüş ve bu düzeni devam ettirmek için kimsenin sormaya cesaret edemediği kuralları benimsemişti.
Billy Garth, Angel Pine’da doğmuş, bu kasabanın nefes alan bir temsili gibiydi. Geniş bir çiftliğe sahip olan Billy, yalnızca mal varlığıyla değil, kasaba üzerinde kurduğu otoriteyle de tanınıyordu. Billy, kasabanın değişmez lideri olarak sadece ideolojik bir figür değil, aynı zamanda Angel Pine’ın kendi içine dönük yapısının mimarıydı. Yıllar boyunca kasabayı "temiz" tutmak adına aldığı sert önlemler, burada yaşayan herkesin hayatını şekillendirmişti. Kimse Billy’ye karşı gelmeyi düşünmez, onun otoritesini sorgulama cüretini göstermezdi. Kasabalılar için Billy’nin sözü kanun gibiydi; onun "değerleri" Angel Pine’ın ruhunu oluşturuyordu.
Billy’nin en yakınındaki isimlerden biri, kasabanın diğer güçlü figürü Darrel Lloyd’du. Darrel, Billy ile aynı idealleri paylaşan ve onun sağ kolu olarak hareket eden biriydi. Darrel, kasabanın "temizlik operasyonlarını" yürüten, sert ve acımasız biri olarak tanınırdı. Fiziksel olarak iri yapısı, derin sesi ve her zaman yanında taşıdığı eski tüfeği ile kasabanın "gölge lideri" gibi bir imaj çiziyordu. Darrel, Billy’nin planlarını uygulamakla kalmaz, aynı zamanda kendi inisiyatifleriyle de kasabanın kontrolünü sağlardı. Onun sert mizacı ve tavizsiz yaklaşımı, kasabalılar arasında hem korku hem de saygı uyandırıyordu.
(https://i.hizliresim.com/21o0kx0.png) (https://hizliresim.com/21o0kx0)
Angel Pine, aynı zamanda tipik bir redneck ve hillybilly kasabasının da tüm izlerini taşırdı. Yerel halk, topraklarına ve yaşam tarzlarına sıkı sıkıya bağlıydı. Çoğu kasabalı, kasabada ve çevresinde avlanmak, balık tutmak ve yerel olarak üretilen yiyecekleri tüketmek gibi günlük işlerle uğraşırdı. Kasaba, tütün tarlaları, mısır ekili alanlar ve eski usul çiftliklerle doluydu. Tarlaların birçoğunda çalışan kasabalıların elleri sertleşmiş, ceketlerinin yakaları kirlenmiş ve eski çizme tabanları toprağa derinlemesine basıyordu. Hayvanlar ve makinelerle çalışan insanlar, sabahın erken saatlerinde işlerine koyulurlar, işin sonunda ise kasaba meydanında bir araya gelip bira içer, kasaba üzerine keskin sohbetler yaparlardı.
Halk
Kasabada yaşayanların büyük bir çoğunluğu sert mizaçlı, içine kapanık ve yeniliklere tamamen kapalı bireylerden oluşuyordu. Angel Pine’da büyüyen herkes, küçük yaşlardan itibaren "kasabanın kutsal değerlerini" öğrenerek yetişirdi. Bu değerler, yabancı düşmanlığı ve kendi "ırklarının" üstünlüğüne olan inançla derinlemesine iç içe geçmişti. Yerel halk birbirine sıkı sıkıya bağlıydı, ancak bir o kadar da başkalarına karşı düşmanca bir tavır içindeydi. Burada "güleryüzlü bir komşuluk" kavramı bile yoktu; kasabalılar bile birbirine mesafeli ve kuşkuyla yaklaşırdı. Angel Pine’da, samimiyet değil, sertlik ve tavizsiz bir disiplin hakimdi.
(https://i.hizliresim.com/l8dl3yx.png) (https://hizliresim.com/l8dl3yx)
Kasabanın meydanı, Angel Pine’ın ruhunun bir yansıması gibiydi. Meydanda asılı olan eski bayraklar ve duvarlara kazınmış tehditkâr yazılar, kasabanın dış dünyaya ne kadar kapalı olduğunu açıkça gösteriyordu. "Burası bizim topraklarımız, yabancılar giremez!" gibi mesajlar, meydanı çevreleyen her yapıda görülebilirdi. En dikkat çekici yerlerden biri, kasabanın yerel barı olan "Pine’s End Tavern" idi. Bu bar, sadece yerel halkın kabul edildiği bir sığınaktı. Kapıya asılmış bir tabela, açıkça "Yabancılar giremez" ibaresini taşıyordu. Barın içindeki atmosfer, Billy’nin ideolojisini benimsemiş olan kasabalıların toplandığı, sert sohbetlerin yapıldığı bir yerdi. Burada, kasabanın geleceği ve alınması gereken önlemler tartışılırdı.
Kasaba halkı genelde aksi ve sert mizaçlarıyla tanınırdı. Burada yaşayan yaşlı bir kadın olan Mrs. Wilma, kasabanın "yaşayan tarih kitaplarından" biriydi. Ancak Wilma’nın kimseyle konuşmaya niyeti yoktu; o, yabancılara karşı şiddetli bir nefret besleyen, kendi evinin penceresinden insanları gözetlemeyi seven biri olarak biliniyordu. Kasabanın bakkalı Roy, her daim suratsız bir ifadeyle, gelen müşterilere kaba davranırdı. Roy, dışarıdan birinin kasabaya girmeye çalıştığını gördüğünde, bunu Billy’ye haber vermeyi bir görev bilirdi. Kasabanın diğer sakinleri de bu özelliklerden sapmazdı: burada herkes bir yabancıyı görünce onu potansiyel bir tehdit olarak algılardı.
Billy’nin çiftliği, Angel Pine’ın adeta kalbiydi. Geniş araziler, dikenli tellerle çevrilmiş koruma alanları ve içinde her zaman hazır bekleyen adamlardan oluşan bir ekip bulunurdu. Çiftlik, yalnızca Billy’nin evi değil, aynı zamanda kasabanın yönetim merkeziydi. Her hafta düzenlenen toplantılarda Billy, kasaba halkını toplar ve "Angel Pine’ın geleceği" konusundaki planlarını açıklardı. Bu toplantılarda herkes sessizce Billy’yi dinlerdi; itiraz etmek ya da sorgulamak gibi bir fikir kimsenin aklına bile gelmezdi. Billy’nin söyledikleri kasabanın geleceği için kutsal bir emir gibiydi. Darrel Lloyd ise bu toplantılarda Billy’nin hemen yanında yer alır ve tartışılan planların uygulanmasında kilit bir rol oynardı.
Kasabadaki ekonomik düzen de bu dışa kapalılık anlayışıyla uyumlu şekilde gelişmişti. Angel Pine’da para kazanma yöntemleri, kasabanın izole yapısını yansıtır şekilde oldukça ilginç ve benzersizdi. Billy’nin çiftliği, kasabanın en büyük gelir kaynaklarından biriydi. Hayvancılık, özellikle sığır ve domuz yetiştiriciliği, kasabanın ekonomik omurgasını oluşturuyordu. Ancak Billy, yalnızca et ticaretiyle değil, aynı zamanda daha az bilinen ancak oldukça karlı olan bir "egzotik hayvan ticareti" ağına da sahipti. Çiftliğin arka tarafında, nadir bulunan bazı hayvanların bulunduğu bir barınak vardı. Bu hayvanlar, kasabaya asla yaklaşamayan dış dünya ile yapılan gizli anlaşmalar sayesinde, yüksek fiyatlarla satılırdı.
(https://i.hizliresim.com/jv1mleo.png) (https://hizliresim.com/jv1mleo)
Darrel Lloyd ise, bu ticari düzenin "gölgedeki" yüzüydü. Darrel, egzotik hayvan ticaretinin koordinasyonunu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yasa dışı silah ticareti gibi karanlık işlerin de yürütülmesine liderlik ederdi. Onun kararlı ve acımasız tavrı, bu işlerin sorunsuz şekilde işlemesini sağlardı. Kasaba halkı, Darrel’in karanlık bağlantılarından haberdar olsa da, kimse bu konuları açıkça konuşmaya cesaret edemezdi.
Kasaba halkı, ayrıca yasa dışı içki üretimi ve satışıyla da meşguldü. Kasabanın ormanlık alanlarının derinliklerinde kurulan gizli damıtım tesislerinde üretilen içkiler, "Angel’s Fire" adıyla biliniyordu. Bu içki, kasabalılar arasında bir gurur kaynağıydı ve dışarıdaki seçkin müşterilere yüksek fiyatlarla satılırdı. Ormandaki bu tesislerin yerini yalnızca birkaç kişi bilirdi, ve bu kişiler genellikle Billy’nin güvendiği adamlardan seçilirdi. Angel’s Fire, yalnızca ekonomik bir ürün değil, aynı zamanda kasabanın dış dünyaya olan meydan okumasının bir sembolüydü.
Bunun dışında, kasaba halkı eski tarz takas sistemini sürdürmekteydi. Burada yaşayanlar, para yerine ürün ve hizmet değiş tokuşu yapmayı tercih ederdi. Roy’un bakkalında, yerel halk kendi ürettikleri peynir, yumurta veya tüfek mermilerini bırakır ve ihtiyaç duydukları başka ürünlerle takas ederdi. Bu sistem, dış dünyanın ekonomik etkilerinden tamamen bağımsız bir düzen yaratmıştı.
Angel Pine’ın tarihindeki karanlık olaylar, eski mahkeme binasında sessiz bir şekilde yankılanıyordu. Bu bina, kasabanın geçmişte göçmenlere karşı açtığı davaların yapıldığı yerdi. Ancak bu davalar hiçbir zaman adil olmamıştı. Her davanın sonucu baştan belliydi: göçmenler ya suçlu bulunur ya da kasabayı terk etmek zorunda kalırdı. Çoğu zaman, bu mahkemelerde yargılanan kişilerin ortadan kaybolduğu duyulurdu. Bu bina artık terk edilmiş bir harabe olarak duruyor olsa da, kasabanın toplumsal hafızasında hala bir "uyarı" işlevi görüyordu.
Angel Pine’ın sık çam ormanları, kasabanın dış dünyadan ne kadar kopuk olduğunu daha da pekiştiriyordu. Ormanın derinlikleri, çoğu kasabalı için bir tür sınır hattıydı. Oraya gidenler geri dönemezdi. Bazı çocuklar, ormanda kaybolan insanların hikayelerini anlatırken birbirlerini korkuturlardı. Ancak yetişkinler, ormanın bir sınır olduğunu bilir ve buradan kasabaya yabancı kimselerin girişini engellediğini düşünürdü. Zaman zaman ormanda yeni kazılmış mezarlar ya da terk edilmiş araçlar bulunurdu. Ancak bu keşifler kasaba halkını endişelendirmezdi; bilakis, bu "düzenin işlediğinin" bir kanıtı olarak görülürdü.
Kasabanın kilisesi, dışarıdan huzur ve barış mesajı veriyor gibi görünse de, aslında Billy’nin ideolojisinin en güçlü araçlarından biriydi. Vaiz, her pazar günü "Tanrı’nın düzeni" konulu vaazlar verir ve kasabanın eylemlerini dini bir çerçeveye oturturdu. Kilisenin içindeki sessizlik, Billy’nin ideolojisine olan tam itaatin bir yansımasıydı.
İTAAT
kasabada Darrel ve Billy'den herkes genellikle korkar. kasaba onlara itaat etmek zorunda bırakılmış, itaat etmeyen ve bu düzeni bozmaya çalışanların birçok kez ortaya çıktığı görülmüş ancak bir süre sonra ortadan kaldırılmış, onlara ne olduğunu sadece Darrel, Billy ve tanrı biliyor. Tek bilinen şey genellikle bu tarz olaylar yaşandığında kasabadaki odunluğun arkasındaki kesimhaneden gece saatlerince çığlık ve testere gibi seslerin gelmesi.
(https://i.hizliresim.com/791zrsu.png) (https://hizliresim.com/791zrsu)
(https://i.hizliresim.com/rqslfka.png) (https://hizliresim.com/rqslfka)
Angel Pine, dışarıdan bakıldığında Amerikan taşrasının bir parçası gibi görünebilir, ancak bu kasabanın içine girdikçe huzur ve sakinlik algısı yerini korkuya ve karanlığa bırakırdı. Billy Garth’ın liderliğinde, Angel Pine yalnızca dış dünyadan izole edilmiş bir yer değil, aynı zamanda kendi "mükemmel düzenini" yaratmış bir topluluktu. Bu
düzen, herkesin suskunlukla kabul ettiği, korku ve nefretle örülü bir gerçekliğin ta kendisiydi.
:sampanya:
yönetimle konuştuk, şehir dışına ev ve işyeri açmıyorlar, buda haliyle yapacağımız rollerin önüne aşırı şekilde geçiyor. ve zaten angel pine'da üye çekmemiz çok çok zor. belki daha sonra yine redneck olarak daha yakın olan, işyeri ve ev açabileceğimiz bir kasabada oluşumu tekrar açarız. şahsen şu 2-3 günde bile cidden çok eğlendim.
K/A
:'( :o
alman kardeşlerden devam.
herhangi birşey için dcden ulaşabilirsiniz: slappern1gga