Vice Roleplay
Diğer => Genel Sohbet => Konuyu başlatan: trust no one - 28.12.2023 00:10
-
son günlerde kafamı kurcalayan bir konu,her türlü görüşe açık..
-
Okumak çok stresli bir şey insanda gelecek kaygısını artırıyor ben bunu gördüm. O nedenle eğer öğreneceğiniz meslek baba mesleği falansa meslek öğrenmek hayatta 1-0 önden başlatır insanı.
-
meslek + dil öğrenmek
okuyarak vaktini heba etme. gir bir sektöre ve oradan yürü. yanına da bir dil eklersen eğer yurtdışına kapağı atıp hayatını kurtarabilirsin.
-
ikisini aynı anda yapmak da mümkün...
2024 hedeflerimden biri hem radyo ve televizyon bölümünü üniversiteden okuyup (3. diplomam olacak, DGS ile beraber Halkla İlişkiler okumayı düşünüyorum, öyle olursa 4 olacak) hem de çok sağlam bir işte (büyük, yurtdışı menşeli kuruluşlar) çalışmak oldu bile.
zor değil, sadece bazı konfor alanlarını feda etmen gerekiyor
-
Günümüz türkiyesinde okumanın bir mantığı kalmadı. Tıp okumadığın sürece işin garanti değil. Türkiye’deki kaç insan okuduğu bölümle alakalı meslek sahibi? Beni 7 yıl öncesine ışınlasalar üniversite sınavına bile girmezdim, o strese hiç girmezdim. Ha elimde diplomam olsun hiç olmazsa kendini mezun göstereyim diyorsan açıktan osuruk bi bölüm bitir o da “diploma” sonuçta. Devrimci yukarıya yazmış dil + meslek seni kurtarır.
-
Yapılan tüm yorumları okuyarak yazıyorum. Mutlaka üniversite okumalısın. Neden mi? Çünkü ben eğer üniversite okumasaydım sevdiğim şeylerin farkına varamicaktım. Hayatın hengamesine kapılıp gidecektim. Şimdi son sınıfım. Ve sevdiğim işi de öğrenmeye başladım bile.
-
.
-
Meslek
-
birkaç tane üniversite dışında diğer üniversitelerin hepsi inan zaman kaybıdır.
kalifiye, global bir meslek sahibi olursan (tesisatçılık, inşaat ustalığı,hemşire, doktor vesaire) ve yanına dil eklersen dünyanın her yerinde iş bulursun ve ortalama üstü kazanırsın. türkiye'de bile çok güzel paralar kazanırsın. özetle meslek + dil...inan bu dediklerimi yaparsan ileride bana çok teşekkür edersin.
-
birkaç tane üniversite dışında diğer üniversitelerin hepsi inan zaman kaybıdır.
kalifiye, global bir meslek sahibi olursan (tesisatçılık, inşaat ustalığı,hemşire, doktor vesaire) ve yanına dil eklersen dünyanın her yerinde iş bulursun ve ortalama üstü kazanırsın. türkiye'de bile çok güzel paralar kazanırsın. özetle meslek + dil...inan bu dediklerimi yaparsan ileride bana çok teşekkür edersin.
Bu adama kesinlikle katılıyorum. Yabancı dil öğren ve meslek öğren.
Sana tavsiye edeceğim meslekler ise CNC, Kaynak, İnşaat, Mermer döşeme, tesisat, oto tamir.
Okuman gerken meslek tavsiyeleri ise: Doktorluk, elektrik müh. makine müh. ve bazı mühendislikler ((kendini geliştirirsen))
Kendimden örnek vereyim. Liseden 4 yıl bilişim + ünide 2 yıl bilgisayar programcılığı okumama rağmen bölümümden alakasız iş yapıyorum. Çünkü alanımda iş bulamadım ve kendimi geliştiremedim. Fabrikanın birinde makine bakımcısıyım. Makine mühendisliği mezunu iş arkadaşım da tecrübesi olmadığı ve kendini yeteri kadar geliştirmediği için benimle aynı işi yapmak zorunda kaldı.
Kendini geliştireceksen oku. Geliştirmeyeceksen meslek öğren. Fakat yabancı dili kendine şart koy okusan da okumasan da.
Ve son bir not: Gidip te dünya çabında geçerliliği olmayacak bölümleri okumanız vakit kaybından başka hiç birşey.
Öğretmenlik okumayın boşuna. Felsefe vesaire asla okumayın. Tarih mi? Boş bir bölüm.
İktisat mı? Maliye mi? Sana masabaşında asgari ücrete yakın para vermeyi teklif edecekleri için demir çelik fabrikasında 17bin civarı paraya çalışmak sana daha cazip gelecek.
İş sağlığı güvenliği mi? Arkadaşım o bölümden mezun ve tekstil boyahanesi mutfağında kimyasal hazırlamak ile fena sayılmayan paralar kazanıyor. İşletmenin İSG uzmanı ise bir kadın.
Laburatuar teknisyenliği mi? Genellikle laburatuarda kadınları çalıştırırlar. Bu bölümden mezun arkadaşım şu anda ramöz operatörü.
Kısacası gerçekçi olmazsanız 4 yılınız veya 2 yılınız boşuna gider.
-
İkisini de bir arada yapabilirsin. Üniversite okurken part time işlerle network edinip kariyerine artı olarak yazan birçok arkadaşım var. Eğitim konusundaysa iş tamamen senin özverinde ve ne kadar istediğinde bitiyor. Eğer sağlam bir üniversitenin önü açık bir bölümünde okuyacaksan okumanın vakit kaybı olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bugün her ticarete giren üçüncü gün altına BMW çekip dolaşmadığı için ben okumayayım demek alınabilecek bir risk değil. Yarın bir gün mesleğini de tutturamazsan niye okumadım diye dövünme sonra.
-
hayatın üzerinde olan beklentilerine göre değişir, eğer düzenli ve sabit bir iş istiyorsan okuman (ki bu senaryoda iş bulabilmen meçhul) daha mantıklı. eğer çalkantılı bir hayata kendini hazır hissediyorsan meslek öğrenmek daha mantıklı. çünkü mesleği öğrendiğin zaman kendini pazarlaman, gece-gündüz kavramının yok olmasına göz yumman gerek
-
Meslek öğren, garanti.
-
Ülkede genel olarak işçi kesimi de, okuyan mezun kesimi de değersizleştirildiği için günümüz Türkiye'sinde en güzel kazançlı meslek dinci olarak geçimini sağlayanlarındır :-\ Yani gerçekler bir yana elinde mesleğinin olması insana biraz daha fazla gelecek sunuyor
-
görüşleriniz için teşekkür ederim herkese..
meraklısına şöyle de bir video linki bırakıyorum;
&t=5s
-
görüşleriniz için teşekkür ederim herkese..
meraklısına şöyle de bir video linki bırakıyorum;
&t=5s
Evet, veriler doğrudur. Üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı çok fazla. Ayrıca liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gitmek istemeyen öğrencileride varsayarsak aslında milyonları buluyor bu rakam. Peki şöyle düşünecek olursak: Bu kadar fazla üniversiteyi bırakan varsa ve okula önem verilme derecesi bu kadar azalıyorsa şuan üniversite okumanın tam zamanı değil mi?
Ben üniersiteyi ciddi anlamda okumanın taraftarı değilim yanlış anlaşılmasın. Ben toplumu eğitimin verdiği istendik davranış biçimlerini kazanması taraftatarıyım. Biliyorsunuzki toplumumuz çok bilinçli bir toplum değil. Özellikle pandemi zamanı gördünüz, insanlar panik halinde ne yapacaklarını bilemediler. Kavga ettiler. Deprem zamanı ona keza...
Ben bir insanın kendisini tanımasının üniversite okumasından geçtiğini düşünüyorum. Niye mi? Mesela X kişini düşünelim ve Y kişisini düşünelim. X kişisi ünivrsiteye gitmeyi reddetti ve kendi doğduğu şehirde aile evinde iken işe aradı. Sonra buldu. Y kişiside üniversite kazandı ve üniversiteye gitti. Y kişisi X kişisinden kendini daha iyi tanır. Çünkü yanlız başına üniversiteye gider. İlk zamanlar parasını savurur, parasız kalır. Zorluklar çeker. Yeri gelir çalışır.
Yeri gelir işi bırakır sınavlara odaklanır. Hem kendi düzenini, kendi sevdiği düzeni tanır hem hayat mücadelesi vererek kendini tanır. Hemde kendisi istemese dahi kültürün verdiği kısıtlamalar kendisinden kalkar. Çünkü ister istemez üniversitenin ona verdiği istendik davranışlar ve üniversitede 81 ilden gelen öğrencilerle sürekli iletişim halinde olduğu içindir.
Demem o ki topluma faydalı insanlar yetiştirmek istiyorsak her insanı okutmalıyız. Yoksa kültürel kısıtlamaların içerisinde boğulup kalırız.
Veya üniversite okumazsınız meslek edinirsiniz. Kesinlikle kitap okumamız şart. İsterseniz üst düzey bir zekaya sahip olduğunuzu iddia edin. Beynin gelişimi kitap okumak ve yeni şeyler öğrenmekle doğru orantılı. Ve buda kitap okumayla ve yeni şeyler öğrenmekle eşit. Kitap okumaya ve yeni şeyler öğrenmeye devam ettikçe beyinde yeni kanallar oluşur. Ve daha oturaklı daha bilinçli bir toplum ortaya çıkar.
İnsanlar şunu hala çözebilmiş değil. Öğrenmeninde eğitimi var. Yani öğrenmeyi öğrenmek. Bunu bilmiyoruz. Ve bunula beraber insanlar yaşadığı sıkıntıların kaynağının nereden geldiğini ve beyinlerini nasıl kontrol altına alacaklarını bilmiyorlar. Çünkü şimdiye kadar kimse bize öğretilmedi. İnsan beyni olmadan hiçbir işe yaramaz. Hal böyleyken önce beyinlerimizin nasıl işlediğini, bilinçaltını, sorunların nereden nasıl bilinçaltına yapıştığını. Kişiliğin nasıl oluştuğunu veya birçok sorunun nasıl oluştuğunu veya sorunların nasıl halledilmesi gerektiğini vs vs eğitimini almadık.
Bugün herhangi bir sıkıntıda, iş hayatımızda aşk hayatımızda veya arkadaş ortamında. Her konuda olabilir. İnsanlar bir sıkıntı yaşadıktan sonra onun tribini yaşama derdine düşünüyor. Sonra aşk hayatında sıkıntı çektiyse hemen "hadi masa kuralım hadi hemen içki içelim, geceler bizim olsun" derdindeler. Ama bu bir çözüm şekli değil. Ve bununda farkında değiller. Bu yaşam tarzı sadece hayatlarını kısaltmalarını sağlıyor. Veya sigara. Çok sigara içen birisi şunun farkında değildir. Beyin birşeyleri yapmak için ödüle ihtiyaç duyar. YANİ beyin kazan kazan sistemiyle çalışır. Birşeyi yaptınız ve bitirdiniz. Ardından bir ödüle ihtiyaç duyarsınız. Bu ödül ya sigara olur ya içki olur ya da uyuşturucu veya içki olur. Ve birşeye bağımlı olduğunuzda bunu başka yeni bir alışkanlıka değiştirebileceğinizi bilmezsiniz.
-
Üniversite okumak kişiyi geliştirmez. Kişi ancak kendisini geliştirmek isterse gelişir. Gereksiz bir üniversite okuyup 22-23 yaşında diplomasını alan birisi tembel olur ve seçici olur. Çünkü her seferinde ben üniverisite okudum, diplomam var diyecek. Ve kendisine hiçbir şeyi yakıştırmamaya başlayacak.
Özellikle de Anadoldu'da yaşayıp sırf baskıcı, muhafazakar ailelerinden uzaklaşmak ve sosyal hayat yaşamak için büyük şehirlere gidenler bu süreçte çok yıpranıyor. Birinci olarak ailelerine çok yük oluyorlar. İkinci olarak da kendilerini büyük şehirde doğmuş, büyümüş kişilerle kıyaslıyorlar ve ister istemez onlar gibi olmaya çalışıyor. Mesela şiveli bir konuşması varsa, düzeltmek için kendisini kasıyor. Marka kıyafetler almak için, ortamlarda takılmak için ailesinden para ister. Okuduğu üniversite iyi bir üniversite olsa, o çocuğa iyi bir gelecek sağlasa sorun yok. Ama siktir boktan bir üniversiteye sırf ailesinden ve baskıcı çevreden kurtulmak için gidiyorsa hayatının en büyük hatasını yapıyor.
Halbuki aşağıda yazdıklarımı yapsa istediği yere gidebilir. Güzel para kazanabilir.
meslek + dil öğrenmek
okuyarak vaktini heba etme. gir bir sektöre ve oradan yürü. yanına da bir dil eklersen eğer yurtdışına kapağı atıp hayatını kurtarabilirsin.
-
Evet. İnsandan insana değişebilir. Ama sırf para kazanmak için hayatını yaşan insan mutlu olabilir mi? Şuan ki sistemde insanların sevdiği işi keşfetmesine dair bir çalışma bir proje yürütülüyor mu? Hayır.
14 yaşından beri fabrikada 6 yılını vermiş biri olarak düşüncelerimi paylaşıyorum. Erkek çocuğuyum ve evin en büyüğü olarak yazıyorum. 14 yaşımdan beri girdiğim ortamları hep sorgularım. Fabrikada 1 aydan sonra insanların davranışlarının ne kadar mantıksız ne kadar tutarsız olduğunu sorgulardım. 100 kiloluk ağırlıkları 3 kat yukarı çıkarınca bile işi kendime sevdirerek spor amaçlı yapardım. Akşam işten çıkınca koşa koşa box antrenmanına giderdim sonra ev. Ve sabah tekrar işbaşı yapardım. Sonra bir marketin manav bölümünde çalışmaya başladım. Bir süre sonra elektrikçide çalışmaya başladım.
Sonra üniversiteye gittim. Şuanda son sınıfım. 5 yıllık üniversite hayatımda yazarlık yaptım. WEB site işleriyle uğraştım. Dijital ürün satışlarıyla uğraştım. 5 Yılda toplasak ailemde 1000 lira almışımdır ya da almamışımdır.
Demem o ki para size gerçekten mutluluk getirecek mi? Kafanızda kalırsanız ölürsünüz.
-
hayatiniz icin alacaginiz kararlar konusunda bilene danisin anonim yerlere degil.
sadece enes videosunu da silin şurdan amk
-
hayatiniz icin alacaginiz kararlar konusunda bilene danisin anonim yerlere degil.
sadece enes videosunu da silin şurdan amk
git (yankılı)
-
Şu mantıklı böyle yapam o mantıklı bueaya gidem bu doğru konuşuyor çok takipçisi var bunu dinleyem motivasyon konuşmacalarını dinleyem ders çıkaram..... Hayır beyler sadece yaşayın hayatınızı, nereye sürüklerse oraya gidin ve dalganıza bakın. Kendinize geleceği zor görmeyin. Elinizden geleni yapmaya bakın ve tanımadığınız insanlara çok güvenmeyin.
-
Sanayiden bildiriyorum cnc torna yada lazer kesim gibi işlerde deli para var bilginize
-
Evet. İnsandan insana değişebilir. Ama sırf para kazanmak için hayatını yaşan insan mutlu olabilir mi? Şuan ki sistemde insanların sevdiği işi keşfetmesine dair bir çalışma bir proje yürütülüyor mu? Hayır.
14 yaşından beri fabrikada 6 yılını vermiş biri olarak düşüncelerimi paylaşıyorum. Erkek çocuğuyum ve evin en büyüğü olarak yazıyorum. 14 yaşımdan beri girdiğim ortamları hep sorgularım. Fabrikada 1 aydan sonra insanların davranışlarının ne kadar mantıksız ne kadar tutarsız olduğunu sorgulardım. 100 kiloluk ağırlıkları 3 kat yukarı çıkarınca bile işi kendime sevdirerek spor amaçlı yapardım. Akşam işten çıkınca koşa koşa box antrenmanına giderdim sonra ev. Ve sabah tekrar işbaşı yapardım. Sonra bir marketin manav bölümünde çalışmaya başladım. Bir süre sonra elektrikçide çalışmaya başladım.
Sonra üniversiteye gittim. Şuanda son sınıfım. 5 yıllık üniversite hayatımda yazarlık yaptım. WEB site işleriyle uğraştım. Dijital ürün satışlarıyla uğraştım. 5 Yılda toplasak ailemde 1000 lira almışımdır ya da almamışımdır.
Demem o ki para size gerçekten mutluluk getirecek mi? Kafanızda kalırsanız ölürsünüz.
Önceden ilköğretim belgesi (başlangıç), lise diploması (bilezik), üniversite diploması (cumhuriyet altınıydı) şimdi ilköğretim belgesi/ortaokul belgesi bir çeyrek bile zor ediyor, lise belgesi bu dönemde (ortaokul) belgesiyle eş değer üniversite belgesi de önceden (cumhuriyet altını) iken şimdi (altından) pek bir farkı yok.
Hocam kuryelik yapıyorum, 45'e yakın sabitle başlıyorum (2024 zamına göre konuşacağım) Para mutluluk mu getiriyor? Bence bir daha düşünün, arkadaşlar. Siz/biz mutluluğu neden mal, mülkte arıyoruz? Neden hep bir arayış içerisindeyiz? Bakın bu konuşmam sizi planlarınızdan, hedeflerinizden şaşmanız için değil. Aileniz var, sevdikleriniz var, arkadaşlarınız, dostlarınız var. Parayla istediğine erişebilirsin, her kapı açılabilir ama bu kapılar paran bittiği zaman açık olacak mı? Anlık dopaminini karşılayacak mı yine? Hayır. Para lazım, bu doğru ama unutmayın para hiç bir zaman çözüm olmadı eğer çözüm olsaydı şuan zengin insanlar/bizim gibi orta gelir sahibi insanlar mutluluğu/huzuru markaları zengin ederek değil, rahat ve çektiği cefanın sefasını sürmek için huzurlu bir hayat için harcardı. Kuryelik şuan hayatınızı kurtacak mesleklerden ama unutmayın para sizden ve ailenizden, sevdiklerinizden önemli değil. Kuryeliği önerir miyim? Para konusunda, evet ama süreklilik açısından? Hayır. İyi geceler.
-
Evet. İnsandan insana değişebilir. Ama sırf para kazanmak için hayatını yaşan insan mutlu olabilir mi? Şuan ki sistemde insanların sevdiği işi keşfetmesine dair bir çalışma bir proje yürütülüyor mu? Hayır.
14 yaşından beri fabrikada 6 yılını vermiş biri olarak düşüncelerimi paylaşıyorum. Erkek çocuğuyum ve evin en büyüğü olarak yazıyorum. 14 yaşımdan beri girdiğim ortamları hep sorgularım. Fabrikada 1 aydan sonra insanların davranışlarının ne kadar mantıksız ne kadar tutarsız olduğunu sorgulardım. 100 kiloluk ağırlıkları 3 kat yukarı çıkarınca bile işi kendime sevdirerek spor amaçlı yapardım. Akşam işten çıkınca koşa koşa box antrenmanına giderdim sonra ev. Ve sabah tekrar işbaşı yapardım. Sonra bir marketin manav bölümünde çalışmaya başladım. Bir süre sonra elektrikçide çalışmaya başladım.
Sonra üniversiteye gittim. Şuanda son sınıfım. 5 yıllık üniversite hayatımda yazarlık yaptım. WEB site işleriyle uğraştım. Dijital ürün satışlarıyla uğraştım. 5 Yılda toplasak ailemde 1000 lira almışımdır ya da almamışımdır.
Demem o ki para size gerçekten mutluluk getirecek mi? Kafanızda kalırsanız ölürsünüz.
Önceden ilköğretim belgesi (başlangıç), lise diploması (bilezik), üniversite diploması (cumhuriyet altınıydı) şimdi ilköğretim belgesi/ortaokul belgesi bir çeyrek bile zor ediyor, lise belgesi bu dönemde (ortaokul) belgesiyle eş değer üniversite belgesi de önceden (cumhuriyet altını) iken şimdi (altından) pek bir farkı yok.
Hocam kuryelik yapıyorum, 45'e yakın sabitle başlıyorum (2024 zamına göre konuşacağım) Para mutluluk mu getiriyor? Bence bir daha düşünün, arkadaşlar. Siz/biz mutluluğu neden mal, mülkte arıyoruz? Neden hep bir arayış içerisindeyiz? Bakın bu konuşmam sizi planlarınızdan, hedeflerinizden şaşmanız için değil. Aileniz var, sevdikleriniz var, arkadaşlarınız, dostlarınız var. Parayla istediğine erişebilirsin, her kapı açılabilir ama bu kapılar paran bittiği zaman açık olacak mı? Anlık dopaminini karşılayacak mı yine? Hayır. Para lazım, bu doğru ama unutmayın para hiç bir zaman çözüm olmadı eğer çözüm olsaydı şuan zengin insanlar/bizim gibi orta gelir sahibi insanlar mutluluğu/huzuru markaları zengin ederek değil, rahat ve çektiği cefanın sefasını sürmek için huzurlu bir hayat için harcardı. Kuryelik şuan hayatınızı kurtacak mesleklerden ama unutmayın para sizden ve ailenizden, sevdiklerinizden önemli değil. Kuryeliği önerir miyim? Para konusunda, evet ama süreklilik açısından? Hayır. İyi geceler.
Bizim tek sıkıntımız nedir biliyor musun hocam (bence)? Evlenme ve gelecek kaygısı. Bu başka hangi toplumda var? Avrupa'da, Amerika'da veya diğer toplumlarda var mı? HAYIR. Bakın Araplar dahi bunu dert etmiyorlar.
Sevdiğimiz işi yapmadan herşeyi kafamızda kuruyoruz. Para kazanıcam, araba alıcam, ev alıcam. Çocuklarıma birşeyler bırakıcam vs vs bu sorunların arkası gelmez ki. Hayatı en mutlu yaşayan ruh kime aittir? Aşık olana mı yoksa sevdiği işi yapana mı? Tabiki sevdiği işi yapana. Aşk çok farklı birşey. İlk defa tanıdığın birisine bile aşık olabilirsin. Çünkü aşk birden olan birşey değil. Mesela yanlış birine bile aşık olabilirsin. Sevmek, eğlenmek veya birine alışmak, bunlar başkasıyla da yapılabilecek şeyler. Ama sevdiğin iş, sana hayatın boyunca mutluluk sağlayacak, ruhunu hafifletecek ve daha çalışkan olmanı sağlicak işi yapmazsan ne olacak?
Belki yanlış ortamlarda bulunacaksın. O ortamlarda ki insanların mentalitesi çok düşük veya çok yüksek gelicek. O insanların espiri anlayışı sana belki komplike gelicek. Ama o ortamdan, istemediğin, seviyene uygun olmadığını düşündüğün ortamdan kurtulabilecek misin? Belkide iş işten geçmiş olacak. Bence meslek seçiminde ilk düşünülmesi gereken şey, kendinizi nasıl tanımladığınız. Kişiliğinizi nasıl tanıyorsunuz? Sinirli mi, sakin mi, veya bir torna ustası olarak mı veya bir öğretmen olarak mı? Öğretmeyi mi seviyor yoksa insanların ihtiyaçlarını gidermeyi mi? Önce kendimizi tanımalıyız. Ben 5 yıldır okuyorum mesela. Ama bir gün tır şoförlüğüde yapmak istiyorum. Çünkü tır sürmek bana aşırı derecede zevk veriyor. Beni mutlu ediyor.