Türkiye'de yaşıyorsanız bu adamın aldığı cezayı haksız görmek veyahut savunmak gibi bir lüksünüz yok, hakaret edersen ceza alırsın bu kadar basit. İmamoğlu'na 4 Kasım 2019'daki söylediği "31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır." sözleri gerekçesiyle dava açılmış, haliyle ettiği hakaretin de cezasını almıştır.
(https://www.upload.ee/image/14746572/Screenshot_1.png)
Diğer yargıtay kararlarını ufak bir araştırmayla gözden geçirebilirsiniz, her şey ortada.
Not: İmamoğlu savunucusu veya destekçisi değilim, sadece durumu gözden geçirdim. Bunun bir seçim öncesi eleme olduğu da ortada fakat verilen ceza haksız değil. Diktatör ne yaparsa yapsın, kimi cezaevine tıkarsa tıksın önümüzdeki seçimlerde o koltuktan düşecek.
Yargının bağımsızlığını kaybettiğinin ben de farkındayım, dediğim gibi zaten savunmadım, İmamoğlu'nun aldığı gibi bunlar da ceza almalı. Harici bir şey demeyeceğim. Ama İmamoğlu'nu suçsuz gibi lanse eden tiplere ne desen boş.
Yanıt olabileceğini düşündüğüm bazı linkler aşağıdadır. Burada önemli olan Ekrem İmamoğlu'nun suçlu ya da suçsuz olması değil, yargının bağımsızlığını kaybetmesidir.
Şahsi fikrim hukuk kurallarının çarpıtılmasına yönelik bir şey olmadığı yönünde. Belediye başkanlarının zaten dokunulmazlıkları yok. Büyük yetkilerle de donanmış değiller her manada. Dolayısıyla söyledikleri sözlere karşı evet daha duyarlı olmalılar. Ahmak olduklarını falan düşünebilirler, içinden geçirdi diye kimse suçlayamaz fakat siyasi arenada bunları söyleme lüksleri yok. Söyleyebileceklerini düşünüyorlarsa da sultalarını çoktan iktidar üzerinde kurmuş olmaları gerekir. Devlet gücünü elinde tutmaları gerekir, ki böyle bir şeyin etikliği ahlakiliği zaten ayrı bir tartışma konusuyken reel siyasette ise hiçbir tutarlı sonucu da yok. Ayrıca Türkiye gibi bir ülkenin siyaseti de pazarda balık satma siyaseti değil, herkes birbirinin kuyusunu kazma derdinde. Bazı arkadaşlar Erdoğan ile diğerlerini aynı kefeye koymuş fakat, Erdoğan'ın gücüyle diğerlerinin konumu kıyaslanamaz derecede şu an da. Şu anda zaten iyi yerlere gelen insanların da evet daha kurnaz ve akıllı olması gerekiyor. Dürüst siyaset yapacaksa bile kurnaz, cesur, güçlü, bilgili olmalı. Ayrıca bu seçim çarpıtması falan da değil. Yerel yönetim seçimleri 2024 yılında olacak. Belediye başkanı seçimlerine daha var yani yeni meclis ve yeni cumhurbaşkanlığı sisteminden daha sonra oluşacak bir durum. 2023 yılında ise Cumhurbaşkanlığı üzerine seçim yapılıyor. Yani bu seçimleri muhalif taraf ya da 6 lı masa kazanırsa yine istedikleri adayı başa İstanbul için getirebilirler. Seçim çarpıtması olayı değil sadece başkan olarak öne atılmasını hesaba katanlar olacaktır. O yandan da şunu söyleyebilirim, Bana göre Ekrem İmamoğlu zaten Cumhurbaşkanı adayı potansiyelinde olan birisi de değil. İstanbul'u kazanmasındaki başarısını Binali Yıldırım'ın başarısızlığına veren birisiyim. Yoksa ondan daha etkin olan Mustafa Sarıgül de bir önceki seçimde elenmezdi. AKP potansiyeli gitgide düşüyor, muhalefet iktidara doğru kayma yapıyor. Yine de somut bazı adaylar var. O yüzden ben şahsen Ekrem İmamoğlu'nun çıkması karşısında dahi Erdoğan karşısında net kaybedeceğini düşünüyorum. Ayrıca böyle bir risk alınmaması gerekiyor doğru siyaset için. Çünkü Ekrem İmamoğlu kaybederse İstanbul yeniden AKP'nin eline geçecek ve aday gösteremeyen muhalefet tekrar eski sistemi AKP'ye kaptırmış olacak. Hali hazırda muhalif anlamında Ümit Özdağ & Mansur Yavaş & Muharrem İnce (ki bence Muharrem İnce bile düşük ihtimal & sürekli CHP'den ötürü kaybetmesini bahane ediyor fakat Fizik Öğretmeni, Siyasi kanatta ne kadar güçlü ve etkin olabilme potansiyeli var bilemiyorum. Daha geçen seçim durumlarını bile kontrol edebilme gücü yoktu, yine aday olduğunda yine kaybetme potansiyeli çok fazla dolayısıyla. Her şey söz becerisi değil, bir o kadar da güç ve network gerekiyor. Aynı olay yine yaşanabilir, aday göstermeleri risk o yüzden.) dışında ne hükümeti kurmaya namzet ne de cumhurbaşkanı adayı olabilme potansiyeli taşıyan bir lider görünmüyor. 6lı masa zaten kabine konusunda ittifak edemezlerse onların da başarısı biraz uçuk görünüyor.tamam
Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu zaten muhalefet kazanırsa kabineyi dolduracak isimler olacak. Orada da karşı bir cb adayı potansiyeli çıkacak gibi durmuyor.
Allah sabır versin Ekrem İmamoğlu'na. :)
Sonumuz hayrolsun :D
Ben olsam 6lı masadan şuna benzer bir sistem kurardım; hala şu kadar dediğim normal prototipi bile çıkaramayacaklarından eminim. Ama yine de bir umutla buraya yazıyorum. Bu fikirler dahi gündeme gelmiyor. Birileri böyle bir şey dese de ortalık karışsa da izlesek keşke diğer adaylar daha da çok gündeme gelir ama yapmıyorlar. Gerçekten büyük sıkıntı var, bu kadar gizemin olduğu yerde kadroların bile netleşemediği bir yerde aday çıkmasını düşünmek tabii ki garip. Yani Erdoğan gitse bile geldiklerinde de ne kadar adaletli bir ülkemiz olur orası dahi tartışma konusu.
6lı masanın yapacağı normalde kafasındaki model, Parlamenter Sistem geri gelmeli İlla bir bakan çizgisi çekilecek olsa. Şu şekilde çizilebilir.
Mansur Yavaş (Cumhurbaşkanı, Ankaradaki başarısı ve ılımlılığıyla daha iyi bir görünümde hem milliyetçi hem de üzerinde yafta yok. Daha objektif ve devlet adamı kişiliğiyle bakıyor.)
Kemal Kılıçdaroğlu (TBMM Başkanı - CHP'yi temsili devleti temsili meclisi temsili bir karakter. Daha fazla gidebileceği bir yer de yok. Ayrıca meclisin CHP ağırlıklı olması daha iyi, devletin konumu gereği kalması ve bölücülüğün engellenmesi açısından.)
Meral Akşener (Başbakan - kadın olması hasebiyle görüşmelere daha ılımlı yaklaşabilirdi ve daha demokratik bir kabine oluşurdu. Parlamenter Sistem gelirse kabine yerine Bakanlar Kurulu oluşurdu.)
Ümit Özdağ (İçişleri Bakanı - Sert ve mülteci politikalarıyla devlet içi illegal ve ağabeyci ablacı, tarikatçı yapılanmalarını bastırıp, kolluk sistemini daha rahat organize edebilecek birisi.)
Ahmet Davutoğlu (Dışişleri Bakanı - geçici süreli - akademisyen bilgisi var. Tecrübesi var, kullanılmaya daha uygun.)
Ali Babacan (Ekonomi Bakanı- geçici süreli - damattan iyidir.)
Muharrem İnce (Milli Eğitim Bakanı-Eğitimci edası var CB edası değil. O samimiyet ve ruhla çok güzel bir eğitim sistemi oluşturulur.)
Temel Karamollaoğlu (Diyanet İşleri Başkanı - Milli Görüşçü İslami Siyaseti Yapabilir.)
Diğerleri de zamanla olurdu.
Şunu da unutmayın RTE geçenlerde son kez aday olduğunu açıklamıştı. RTE kaybedeceği seçime girmez ve bu berbat muhalefet bir şekilde seçimi RTE'ye verir. Bugün Türkiye'nin bu hale gelmesinin en büyük nedeni muhalefettir.(https://cdn.discordapp.com/attachments/895573780682899478/1053959951514599455/Screenshot_1.png)
Ama her zaman söylüyorum ve yine tekrarlıyorum. SEÇİM OLMAYACAK! SEÇİM OLMAYACAK! SEÇİM OLMAYACAK!
Ekrem İmamoğlu'nu yaklaşık 5 yıldır takip ederim ve muhalefetin başına gelmiş en güzel şey son yıllarda. Muharrem ince'de tutmayan kumaş ve KK'de olmayan şeytan tüğü kendisinde var. Gerekli tüm donanımlara da sahip Tr şartları için (laz müteahhit vs. hemşerim) bir yıl 20 reis yönetti, 20 sene de diğer hemşerim yönetsin ben kendisinden razıyım. Umarım muhalefet doğru adayı gösterir.
Bu tarz davalar da uzun vadede sadece kendisine artı olarak döner.