Vice Roleplay
Diğer => Genel Sohbet => Arşiv => Konuyu başlatan: Blozzy - 11.07.2021 16:08
-
Merhaba sevgili Vice City oyuncuları,
Alıntı yahut kendi şiirlerinizi paylaşabileceğiniz bir bölüm.
Sergey Yesenin'in intihar etmeden önce kendi kanıyla yazdığı ''Elveda dostum, elvada'' şiirini paylaşmak isterim.
Elveda sevgili dostum elveda,
Sen kökleri içimde uzanan..
Ayrılık yazılmış alnımıza
İlerde gene karşılaşırız inan..
Elveda dostum, el sıkışmadan
Sessizce.. Ne keder ne tasa gerek:
Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada
Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.
-
ortalama insanda
herhangi bir günde herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet,
nefret, şiddet
ve saçmalık vardır.
ve cinayet konusunda en becerikliler
cinayet karşıtı vaaz verenlerdir
ve nefreti en i̇yi becerenler
sevmeyi vaaz edenlerdir
ve-son olarak-
savaşi en i̇yi̇ becerenler
bariş vaazi
verenlerdi̇r
tanrıyı vaaz edenlerin
tanrıya i̇htiyacı var
barış vaaz edenlerin
huzuru yok
sevgi̇yi̇ vaaz edenler
sevgi̇si̇zdi̇r
vaaz verenlerden sakinin
bilmişlerden sakıının.
durmadan
ki̇tap
okuyanlardan
sakının
yoksulluktan nefret edenlerden
ya da gurur duyanlardan sakının
övgü göstermekte hızlı davrananlardan sakinin
karşılığında övgü beklerler
sansürlemekte hızlı davrananlardan sakinin
bilmedikleri şeylerden
korkarlar
sürekli kalabalıkları arayanlardan sakının;
tek başlarına
bir hiçtirler
ortalama erkekten
ortalama kadından
sakının
sevgilerinden sakinin
sevgileri vasattır, vasatı
aranır dururlar
ama nefretleri dahiyanedir
nefretleri seni beni
herkesi öldürebilecek kadar
dahiyanedir.
yalnızlığı i̇stemezler
yalnızlığı anlamazlar
kendilerinden farklı
herşeyi
yoketmeye
çalışırlar
sanat
yaratamadıklarından
sanatıı
anlayamazlar
yaratma başarısızlıklarını
dünyanın beceriksizliğine
yorarlar
kendileri tam sevemedikleri i̇çin
senin sevginin
eksik olduğuna i̇nanir
ve senden
nefret ederler
ve nefretleri
parlak bi̇r elmas
bir bıçak
bir dağ
bir kaplan
bir baldıranotu gibi
mükemmeldir
en usta oldukları
sanattir
nefret!
bukowski
-
"bazıları hiç delirmez
ben, bazen koltuğun arkasında
3-4 gün boyunca yattığım olur
orda bulurlar beni
melaikeymiş derler
sonra gırtlağımdan aşağı
şarap döküp
göğsümü ovarlar
yağ serperler üzerime
sonra kükreyerek kalkarım
atıp tutar, köpürürüm
onlara ve evrene küfreder
bahçeye kadar kovalarım
sonra kendimi çok iyi hisseder
tost ve yumurtanın başına otururum
bir şarkı mırıldanıp
aniden
pembe besili bir balina gibi
sevimli olurum
bazıları hiç delirmez
ne korkunç hayat sürüyorlardır
tanrı bilir"
bukowski
-
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm, kal,
diyorum ona, kimsenin
seni görmesine izin veremem.
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boğuyorum,
fahişeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduğunu.
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
yat lan aşağı, diyorum ona,
ocağıma incir dikmek mi
niyetin? Avrupa'daki kitap
satışlarımı sabote etmek mi?
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduğunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve
insanı ağlatacak kadar güzel,
ama ben ağlamam...
ya siz?
bukowski
-
Boşluğa düşersin, hakikatin olduğuna inandığım sevgi çıkıverir seni yeniden doğurur. Rüyanda görürsün, kalbin uyandığında küt küt atmaya devam eder. O kadar içine işlemiştir sevgisi, belki o sevmese de.. Olsun, sevmek güzel şeydir. Gün gelir, aman...
Şu güzel şiirini sizler ile paylaşmak istedim.
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Nihal Atsız
-
Boş vermişken aklıma Pavese gelir ve o güzel insanı böyle anmak ne kadar işe yarasa da buyurun.
Nasılsa kaldırımda bitmiş bir çiçeğim,
Nasılsa kaldırımda bitmiş bir çiçek o
Tozları, sesten, ilgisizlikten bunaldığım bir gün
Tuttum aşık oluverdim
Ben kaldırımın bir ucunda,
Tâ öteki ucunda o
Cesare Pavese
-
Şiir'i yazarken onları öncesinde acısıyla yaşayanlara selam olsun, iyi geceler.
-
Edip Cansever'in şu güzel şiirini hatırlamak gerekir.
“rengini dünyaya ilk defa sunan
adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
sevgilim
bana “sen bir şairsin” dediği zaman
yalnız sana yazıyorum bu şiiri
istersen bir şiir gibi okuma
çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
soğuklar başlayınca havalanıp
millerce yol kat ettikten sonra
güneyi tadan bir kuşun sevinciyle
ve yazmış olacağım bir de
her dönemde her çağda
sevdanın kendine özgü diliyle”
-
Tanrım
Seni bazen akıllıca bir fikirde
Bazen kör bir cesarette
Bazen yalnız göz yaşımda
Bazen de yarin sevgisinde buldum
Fikrimi anlamadılar
Cesaretimi cahil gördüler
Göz yaşım silinmedi
Yar da çekip gitti
Ama
Madem ki
Ben senin yeryüzündeki gölgenim
Duramam onların sınırlarında
Susamam içim yandığında
Gerekirse göz yaşımı kendim silerim
Umut için umuttan vazgeçerim
Yine de ulaşırım sana
Sırf anlatmak için sevgimi
Görmek için rengini
Ve aşmak için menzili
Yanmak için mum gibi
Yeter ki sen
Asla unutma
Ve her daim
Yanında tut beni
Çünkü tanrım, ben artık çok genç değilim
25 de olsam
Yolun sonunda olduğumun bilincindeyim
Sana kavuşmadan umuda kavuştur beni
Gerekirse cehenneminde yanabilirim
Yasak elma da o ise şimdilik kov beni
Ben elbet bir gün affedeceğin Adem'im
-
yiten bir anı gibi
seher göğünde
solgun ay.
-
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.
Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
Mevlana
-
Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak -
sabahtan akşama dek, uykusuz,
sağır, eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardını bırakmayan bu ölüm.
Bir boş söz, bir kesik çığlık,
bir sessizlik olacak gözlerin:
Böyle görünür her sabah
yalnız senin üzerinde
kıvrımlar yansıtırken aynada.
Hangi gün, ey sevgili umut,
bizler de öğreneceğiz senin
yaşam olduğunu, hiçlik olduğunu.
Herkese bir bakışı var ölümün.
Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
Bir ayıba son verir gibi olacak,
belirmesini görür gibi
aynada ölü bir yüzün,
dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
O derin burgaca ineceğiz sessizce.
Pavese.
-
Gözler hakkında sabaha kadar konuşabilir, bir şeyler alıntılayabilirim.
Svevo ne demişti: Gözler bir sözden daha fazlasıdır.
-
Genel sohbete konunu taşıtırsan harika olur, daha iyi etkileşim görürsün, bu arada Nihal Atsız'ın şiirlerini severim.
-
K&A