Dünyanın koca bir şakadan ibaret olduğunu anladığımda 22 yaşındaydım. Ondan öncesinde gayet sakin ve yolunda giden bir hayatım vardı. Dönüm noktam Mark ile tanışmam ve onunla bir ilişki yaşamam oldu sanırım. Onunla başlayan ilişkimden sonra yavaş yavaş sıyırmaya başladım. Onun mafyavari hayatı, sürekli patlayan silahlar, kopmuş uzuvlar... Bir insan böyle bir ortamda akıl sağlığını nasıl koruyabilir ki? Ve sonra bum! O kötü gün yaşandı.
Aklı başında bir insanı tamamen zır deli yapmaya yetecek şey tek bir kötü gündür. Bütün her şeyin anlamı varmış gibi yaşamaktan sıyrılıp her şeyin koca bir şakadan ibaret olduğunu anlamaya sadece kötü bir gün yeter. Ve ben, ve ben.. O kötü günü yaşadım. Ama ne olduğunu tam hatırlamıyorum. Bazen öyle hatırlıyorum, bazen böyle. Bir geçmişim olacaksa çoktan seçmeli olmasını isterim zaten. Hahaha.
Birçok grubun içinde bulundum. Birçok arkadaş edindim ve birçok arkadaş kaybettim. Kollarımda can verenler de oldu. İşte en komikleri de bu kayıplardı. Phaha. Gülmemi hala durduramıyorum. Son beş yılımın büyük bir zamanı da zaten akıl hastanelerinde geçmedi mi? Her seferinde "Artık senin aklın başına geldi." deyip beni sokağa bırakıyorlar ve ben hayata baştan başlamak zorunda kalıyorum. Defalarca hayata baştan başladım ve defalarca hayatta sıfırı tükettim. Ama yaşıyorum ve mücadele etmem gerekiyor değil mi? ŞAKA! İşte yeniden başlıyoruz!