Konu: Bana Yardımcı Ol! (ur musun?)  (Okunma sayısı 178 defa)

#0 - 08.08.2023 22:25
Selamlar Vice’ın pek değerli insanları. (He/She/It/They)

Hikaye yazıyorum ve bana yardımcı olmanı istiyorum. Hep üniversite okuyup, sosyoloji bölümü istemişimdir. Kendimi böyle tatmin ediyorum.

1-) Ölüm ve ölümsüzlüğü tam şu dakikanızda bu mesajı gördüğünüzdeki hissiyatınız ile artı ve eksileriyle bana yazmanızı rica ediyorum. Uzun tutabilirsiniz, okuyacağım.

2-) Hakikat nedir? (Sizin için.)

3-) Sevgisiz ile ölmek nasıl bir duygu olabilirdi?

4-) Yalnızlık.

Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#1 - 09.08.2023 00:14
Selamlar Vice’ın pek değerli insanları. (He/She/It/They)

Hikaye yazıyorum ve bana yardımcı olmanı istiyorum. Hep üniversite okuyup, sosyoloji bölümü istemişimdir. Kendimi böyle tatmin ediyorum.

1-) Ölüm ve ölümsüzlüğü tam şu dakikanızda bu mesajı gördüğünüzdeki hissiyatınız ile artı ve eksileriyle bana yazmanızı rica ediyorum. Uzun tutabilirsiniz, okuyacağım.

2-) Hakikat nedir? (Sizin için.)

3-) Sevgisiz ile ölmek nasıl bir duygu olabilirdi?

4-) Yalnızlık.



1. Ölümsüzlük yok, herkes ölüyor. Sen de öleceksin, ben de öleceğim. Biz de öleceğiz, siz de öleceksiniz. O yüzden ölmemek üzere bir plan yapılmaması gerektiği inancındayım. Sınırsızlıklar içinde en muhteşem yaşamı arzulamaktan çok, iyi kaliteli ve anı güzel hale getirebilecek harika dolu anlarla ömrü tüketmek lazım diye düşünürüm. Fakat sorumluluklar varsa ve insanların üzerine belli işler yüzünden yük bindiriyorsak bunu en aza indirgemek bence en önemlisi. O yüzden ölene kadar çabalamak ve sürekli bir işle haşır neşir olmak en iyisi. Güler yüzlü olmak, karamsar olmamak, herkesle anlaşmama ihtimalini cebinde bulundurmak, prensipli olmak, çabalayan ve inandığı doğrular üzerine yaşayabilen ama bağnaz olmadan ilerleyebilen bilinçli bir birey olmayı isterim hep. Buna çabalarım. Şu anda iyi bir maddi durumum var bunu dahi kendi başarım olarak nitelendirmem, çünkü yarın bir gün başına kötü bir şey geldiğinde bu da tamamen senin kontrolünde olmayacak. O yüzden iyi şeylerin kıymetini bilmek kötü şeylerinde sabrını tutabilmek iradesine sahip olabilmek en önemlisi. Çalışmak ve belli bir amaca yönelik hareket etmek önemli. Bunun genellikle mesleki bir anlamı olabilir. Hem saçma sapan düşüncelerden de insanı alıkoyuyor. Nefis oyalaması diyebilirsin buna. Ölümsüzlük konusu ise inançlıysan öteki tarafa inanıyorsan bunun için çabalayan ahlaklı bir insan olabilirsin. Dünyada iyi veya kötü denilen şeye inanmıyorum bu varsa ancak ilahi bir şey olabilir. O da senin inandığın ölçüde değerdir, iyi ve kötü insanların algılamasına bırakılacak kadar net kavramlar değildir. Ben iyi bir insanım, ben seni anlıyorum diyenlere takılma. Kimse yüzde yüz iyi değildir ve bu hayatta bir insan yoktur ki diğerini tam anlamış olsun. Dünyada bir şeylerin düzenlenmesi için belli kurallar zinciri oluşmuştur ve bunlar sürekli farklı anlam karmaşalarına bürünür, algılama seviyesi zorlaşabilir. O yüzden algılayabildiğin ölçüde hareket ve kapasiteni daima geniş tutmaya bak. Çerçeve geniş olursa zorlanma da daralır. Hayattan keyif almayı da bil tabi, hiç kimsenin keyif alma şekli diğeriyle aynı olmak zorunda da değil. Bunu da cebimde tutarım her zaman. Karacaoğlan ne güzel söylemiş, Üryan geldim üryan giderim.

Ölümsüzlüğü bir sorun olarak veya eksiklik olarak görmüyorum. Bir gün yaşlanacağız ve öleceğiz, ben öteki tarafa inanan bir insanım. Bir ölümsüzlük varsa da bu orada olacak burada değil. Çünkü kimin doğup öldüğü belli. O yüzden orada güzel bir hayatım olabileceğini umut ediyorum, karamsar ve inanmayanlardan daha duyarlı bir hayat yaşamama da içten içe neden olan bir şey. O yüzden huzursuzluk ve tatminsizlik hissetmiyorum. Her şeyi kendi kudretinden bilen, aklının her şeye yettiğine inanan cahillerin safsatalarına düşmezsen bu konuda sen de karamsarlık yaşamazsın.

2. Hakikat size göre bana göre değildir. Hakikat bir tanedir ve insanlar ancak kendi kapasitesiyle onun yansımasından bir şeyler alabilir. Bunun ne olduğunu bilenler değil, buna yönelik uygulama alanı bulabilenler bu işin ekmeğini yer bence. İnsanların gerçeklikleri olur, aslında felsefeciler Hakikat kelimesini Arapça kökenli olarak alıp hakikat ayrı gerçeklik ayrı demişlerdir. İşte Fact ve Real olarak. Tek gerçeklik ve insanın ürettiği gerçeklikler. Tek gerçekliğe biz genel olarak hakikat deriz ve bu zaten bana göre size göre değişen bir şey değildir. İnsanın bir şeyi anlaması ve anlamlandırması o şeyin içerisinden anladığı şeyi yansıtır. O şeyi tamamen yansıtmaz. Çünkü zihin ve kalp bir şeylerin ürünüdür. Ürünü olduğu şeyin kendisi değildir. Hakikat dolayısıyla bir inanç konusudur, akıl veya düşünme yöntemiyle tamamıyla algılanabilecek bir şey olamaz. Tek gerçekliğin olduğunu kabul etmek ve buna inanmak hakikatli bir duruş göstergesidir. Zaten Hakkaniyetli olmak da bu kökten geliyor. Yani tek bir gerçeğin olduğunu bilmek ve buna göre hakkı gözeterek davranmak. Hakikatli birisi olmak ve hakikate inanmak güzel bir şeydir. İyi bir duruş sağlar size çünkü.

3. Duygu bir temas sonucunda oluşur. Sevgisiz ölmek diye bir şey olamaz, çünkü sevgisiz ölmek için sevginin ne olduğunu öğrenmesi veya ona dair bir şeyler hissetmesi gerekir. Böyle bir şey hissetmemişse hiç yaşamadığı şeyin yoksunluğunu da hissetmez. Biraz sevginin olmaması tamamen sevgisiz yapmayacağı gibi, biraz sevginin olması o insanı en sevgi dolu ve mutlu insan da yapmaz. O yüzden kimse sevgisiz ölmez, ölse bile bunun sevgisizlik olduğunu hissetmez. Evet ama sevginin az olması kötü bir şey bence, o yüzden yanında iyi insanlar tutmak, iyi olmak, beklentiyi tuttuğun kadar beklentiyi karşılayabilmek gerekli. Aksi takdirde bencil bir insana dönüşebilirsin ve bencil insanları da kimse sevmez, yalancıktan samimiyet gösterir. Sevgisiz ölmek çok mantıklı bir soru değil o yüzden. Az sevgiyle ölmek veya yeterince sevgi görmemek şeklinde sorabilirdin. Böyle bir şeyi düşünmenin bir anlamı yok, çünkü böyle bir şeyle yüzleşmeyeceksin. Yüzleşmeyeceğin şeyleri de düşünmek manasız, geçiyorum.

4. Yer yer iyidir, yer yer kötüdür. Yalnızsan hayatta bir şeyleri daha kolay başarabildiğin gibi hayatın yükünü daha fazla da çekebilirsin. Ara sıra yalnızlık kendini dinlemeni sağlar, başarılı olmanı ve özgünlüğünü geliştirir. Tamamen yalnızlık ise insanlıktan çıkmanı sağlayabilir. Yani insanlarla kaynaşmadan sosyal iilişkiler geliştirmeden hayata dair toplumsal ve daha insani bir duruş ortaya koymak mümkün değildir. Kendi bencilliğini hayatın kendisi zannedip, tecrübeden yoksun bir insana dönüşebilirsin. Hatta uzun zaman yalnız takıldığında kendine olan hassasiyetin artacağı için empati kurma gibi pek çok sosyal yeteneğin de zamanla körebilir. O yüzden yer yer orjinalliğini koruyabilmek için gerekli, işlerini yoluna koyman için yapmalısın bence. Ama tamamıyla yalnızlığa kapılmak da yanlış. Dengeyi tutturmak gerekiyor işte.

Ben bu şekilde yaşıyorum, herkesin kendi hayatı var tabi. Genel olarak bahsetmek istedim. Umarım faydalı olmuştur.
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#2 - 09.08.2023 01:15
Selamlar Vice’ın pek değerli insanları. (He/She/It/They)

Hikaye yazıyorum ve bana yardımcı olmanı istiyorum. Hep üniversite okuyup, sosyoloji bölümü istemişimdir. Kendimi böyle tatmin ediyorum.

1-) Ölüm ve ölümsüzlüğü tam şu dakikanızda bu mesajı gördüğünüzdeki hissiyatınız ile artı ve eksileriyle bana yazmanızı rica ediyorum. Uzun tutabilirsiniz, okuyacağım.

2-) Hakikat nedir? (Sizin için.)

3-) Sevgisiz ile ölmek nasıl bir duygu olabilirdi?

4-) Yalnızlık.



1. Ölümsüzlük yok, herkes ölüyor. Sen de öleceksin, ben de öleceğim. Biz de öleceğiz, siz de öleceksiniz. O yüzden ölmemek üzere bir plan yapılmaması gerektiği inancındayım. Sınırsızlıklar içinde en muhteşem yaşamı arzulamaktan çok, iyi kaliteli ve anı güzel hale getirebilecek harika dolu anlarla ömrü tüketmek lazım diye düşünürüm. Fakat sorumluluklar varsa ve insanların üzerine belli işler yüzünden yük bindiriyorsak bunu en aza indirgemek bence en önemlisi. O yüzden ölene kadar çabalamak ve sürekli bir işle haşır neşir olmak en iyisi. Güler yüzlü olmak, karamsar olmamak, herkesle anlaşmama ihtimalini cebinde bulundurmak, prensipli olmak, çabalayan ve inandığı doğrular üzerine yaşayabilen ama bağnaz olmadan ilerleyebilen bilinçli bir birey olmayı isterim hep. Buna çabalarım. Şu anda iyi bir maddi durumum var bunu dahi kendi başarım olarak nitelendirmem, çünkü yarın bir gün başına kötü bir şey geldiğinde bu da tamamen senin kontrolünde olmayacak. O yüzden iyi şeylerin kıymetini bilmek kötü şeylerinde sabrını tutabilmek iradesine sahip olabilmek en önemlisi. Çalışmak ve belli bir amaca yönelik hareket etmek önemli. Bunun genellikle mesleki bir anlamı olabilir. Hem saçma sapan düşüncelerden de insanı alıkoyuyor. Nefis oyalaması diyebilirsin buna. Ölümsüzlük konusu ise inançlıysan öteki tarafa inanıyorsan bunun için çabalayan ahlaklı bir insan olabilirsin. Dünyada iyi veya kötü denilen şeye inanmıyorum bu varsa ancak ilahi bir şey olabilir. O da senin inandığın ölçüde değerdir, iyi ve kötü insanların algılamasına bırakılacak kadar net kavramlar değildir. Ben iyi bir insanım, ben seni anlıyorum diyenlere takılma. Kimse yüzde yüz iyi değildir ve bu hayatta bir insan yoktur ki diğerini tam anlamış olsun. Dünyada bir şeylerin düzenlenmesi için belli kurallar zinciri oluşmuştur ve bunlar sürekli farklı anlam karmaşalarına bürünür, algılama seviyesi zorlaşabilir. O yüzden algılayabildiğin ölçüde hareket ve kapasiteni daima geniş tutmaya bak. Çerçeve geniş olursa zorlanma da daralır. Hayattan keyif almayı da bil tabi, hiç kimsenin keyif alma şekli diğeriyle aynı olmak zorunda da değil. Bunu da cebimde tutarım her zaman. Karacaoğlan ne güzel söylemiş, Üryan geldim üryan giderim.

Ölümsüzlüğü bir sorun olarak veya eksiklik olarak görmüyorum. Bir gün yaşlanacağız ve öleceğiz, ben öteki tarafa inanan bir insanım. Bir ölümsüzlük varsa da bu orada olacak burada değil. Çünkü kimin doğup öldüğü belli. O yüzden orada güzel bir hayatım olabileceğini umut ediyorum, karamsar ve inanmayanlardan daha duyarlı bir hayat yaşamama da içten içe neden olan bir şey. O yüzden huzursuzluk ve tatminsizlik hissetmiyorum. Her şeyi kendi kudretinden bilen, aklının her şeye yettiğine inanan cahillerin safsatalarına düşmezsen bu konuda sen de karamsarlık yaşamazsın.

2. Hakikat size göre bana göre değildir. Hakikat bir tanedir ve insanlar ancak kendi kapasitesiyle onun yansımasından bir şeyler alabilir. Bunun ne olduğunu bilenler değil, buna yönelik uygulama alanı bulabilenler bu işin ekmeğini yer bence. İnsanların gerçeklikleri olur, aslında felsefeciler Hakikat kelimesini Arapça kökenli olarak alıp hakikat ayrı gerçeklik ayrı demişlerdir. İşte Fact ve Real olarak. Tek gerçeklik ve insanın ürettiği gerçeklikler. Tek gerçekliğe biz genel olarak hakikat deriz ve bu zaten bana göre size göre değişen bir şey değildir. İnsanın bir şeyi anlaması ve anlamlandırması o şeyin içerisinden anladığı şeyi yansıtır. O şeyi tamamen yansıtmaz. Çünkü zihin ve kalp bir şeylerin ürünüdür. Ürünü olduğu şeyin kendisi değildir. Hakikat dolayısıyla bir inanç konusudur, akıl veya düşünme yöntemiyle tamamıyla algılanabilecek bir şey olamaz. Tek gerçekliğin olduğunu kabul etmek ve buna inanmak hakikatli bir duruş göstergesidir. Zaten Hakkaniyetli olmak da bu kökten geliyor. Yani tek bir gerçeğin olduğunu bilmek ve buna göre hakkı gözeterek davranmak. Hakikatli birisi olmak ve hakikate inanmak güzel bir şeydir. İyi bir duruş sağlar size çünkü.

3. Duygu bir temas sonucunda oluşur. Sevgisiz ölmek diye bir şey olamaz, çünkü sevgisiz ölmek için sevginin ne olduğunu öğrenmesi veya ona dair bir şeyler hissetmesi gerekir. Böyle bir şey hissetmemişse hiç yaşamadığı şeyin yoksunluğunu da hissetmez. Biraz sevginin olmaması tamamen sevgisiz yapmayacağı gibi, biraz sevginin olması o insanı en sevgi dolu ve mutlu insan da yapmaz. O yüzden kimse sevgisiz ölmez, ölse bile bunun sevgisizlik olduğunu hissetmez. Evet ama sevginin az olması kötü bir şey bence, o yüzden yanında iyi insanlar tutmak, iyi olmak, beklentiyi tuttuğun kadar beklentiyi karşılayabilmek gerekli. Aksi takdirde bencil bir insana dönüşebilirsin ve bencil insanları da kimse sevmez, yalancıktan samimiyet gösterir. Sevgisiz ölmek çok mantıklı bir soru değil o yüzden. Az sevgiyle ölmek veya yeterince sevgi görmemek şeklinde sorabilirdin. Böyle bir şeyi düşünmenin bir anlamı yok, çünkü böyle bir şeyle yüzleşmeyeceksin. Yüzleşmeyeceğin şeyleri de düşünmek manasız, geçiyorum.

4. Yer yer iyidir, yer yer kötüdür. Yalnızsan hayatta bir şeyleri daha kolay başarabildiğin gibi hayatın yükünü daha fazla da çekebilirsin. Ara sıra yalnızlık kendini dinlemeni sağlar, başarılı olmanı ve özgünlüğünü geliştirir. Tamamen yalnızlık ise insanlıktan çıkmanı sağlayabilir. Yani insanlarla kaynaşmadan sosyal iilişkiler geliştirmeden hayata dair toplumsal ve daha insani bir duruş ortaya koymak mümkün değildir. Kendi bencilliğini hayatın kendisi zannedip, tecrübeden yoksun bir insana dönüşebilirsin. Hatta uzun zaman yalnız takıldığında kendine olan hassasiyetin artacağı için empati kurma gibi pek çok sosyal yeteneğin de zamanla körebilir. O yüzden yer yer orjinalliğini koruyabilmek için gerekli, işlerini yoluna koyman için yapmalısın bence. Ama tamamıyla yalnızlığa kapılmak da yanlış. Dengeyi tutturmak gerekiyor işte.

Ben bu şekilde yaşıyorum, herkesin kendi hayatı var tabi. Genel olarak bahsetmek istedim. Umarım faydalı olmuştur.
Yorumun için öncelikle teşekkür ederim. Yazdıklarını tek tek okudum. Ve ister istemez düşünen bir insan olarak evet hak verdim bazı yerlerde ise hak vermedim. Sırasıyla cevapların üzerinden ilerleyelim dersek eğer bir tartışma yaratıp bir tık daha doğruya ilerleyebiliriz.

1-) Ben ölümsüzlüğü tercih etmem çünkü bütün sevdiklerimin ölmesini görmek benim en büyük cehennemimdir. Ama dünyevi işler uğruna ölümsüzlüğü unutmamı isterseniz eğer ben o aman ölüp yok olmayı tercih ederim. Bir toplumun geçmişine saygısını mezarlıklarından anlayıp, buna istinaden ölümlülerin olumlu/olumsuz davranışlarına göre kalan dünyevi varlığını(mezarlıklar) sürdürdüklerine inanıyorum. Çelişkiler sonucu bazı durumların gerçekçiliğine dair inanışlar dahi yok olduktan sonra bu ve inanışına göre öteki dünya ile bir gitmek zor, saçma geliyor. Ölümü düşünerek her zaman iyiye gitmek yolum olmuştur. Hemfikiriz, ne mutlu bize Elif’cim. Durum eğer algılayamadığımın ötesinde ise ben bir varlıkta öte geçemediysem eğer kendi adıma üzülürüm. Karacaoğlandan ziyade daha yakına gelirsek eğer Teoman şarkısında diyor ya: Bir kalbi sarmadan, işte o zaman dünya umurumda değil hele ki başka evren  hiiiiiç.

2-) Hakikat ise bana göre sevgidir deyip kestirip direkt olarak atabilirim. Üstüne söylenecek her laf bir kimseden uydurmadır. Eğer ki kalpten söylenir ise ortak noktamız sevgidir. Tek gerçekçilik noktasında benim genel itirazım zaten tek gerçek olmadığıdır. Mutabıkız. Fakat buradaki çelişkim genel olarak tek gerçek sevgidir.

3-) Tatmadan sevgisizliğe değinmene sevindim.  Demek istediğim bir duyguyu tatmadan onun olup olmadığını bilmek. Eğer ki yaratıcı bir insansan eğer belki bir şekilde mümkündür. Sana hak veriyorum bu noktada. Ama bir noktada 2’ye değinip yoksunluğunu hissetmek en kötü cehennemden bile beterdir. Mümkün mü, evet Elif’cim.

4’e yorumum yok. Geri dönüşün için teşekkür ederim. Mutlu oldum. Şen ve esen kal canım.
Like
1
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Like tepkisini veren kullanıcı(lar):
Elif,
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok


#3 - 09.08.2023 01:43
1-) Ölümsüzlük bir şey yok. Her şey ölecek, her şey yok olacak. Termodinamik kanunlarına göre her şeyin bir sonu vardır. Ölümsüz olduğu sanılan kavramların fiziksel karşılığı olduğunu düşünmüyorum, dolayısıyla bu benim için gerçeklik değeri taşımıyor. Ölümsüzlüğün var olduğu fantastik bir evren düşünelim, bu büyük bir süper güç olurdu. İstediğim her şeyi öğrenmek, hayata geçirmek istediğim her şeyi yapmak için yeterli vaktimin olduğu bir evren düşünüyorum, o evrenin tanrısı işte ben olurdum.

Ölüm, bunu farklı şekillerde ele alabiliriz. Bkz.:

a. Bir organizmanın yaşam faaliyetlerini artık yerine getirememesi, biyolojik ölüm.
b. Toplum tarafından değer addedilen veya üzerinde etkisi olan bir kavramın, bu durumunun sona ermesi.
Örn: Bir imparatorluğun yıkılması, bir dilin yok olması...
c. Fiziksel bir yapının karakteristik özelliklerini kaybedinceye kadar deforme olması.
Örn: Bir binanın yıkılması, bir gök cisminin parçalanması...

Ölüm kelimesini düşününce, nasıl incelendiği fark etmeksizin, mevzubahis durumun tamamen geri dönülemez olmasını oldukça çarpıcı buluyorum. Tamam, hayatımızdaki hiçbir olayı aslında geri alamayız, fakat mutlak "ölüm" olunca aslında çoğu durumda sahip olduğumuz o belli mertebe özüne döndürülebilirliği de kaybediyoruz. Bu yüzden, ölüm deyince aklıma çaresizlik geliyor.
Biyolojik ölümden bahsedersek, bu konuda pek bir şey hissetmiyorum. Ölümden sonra gidilen bir yer, vaat edilen cennet bahçeleri veya ebedi ateş falan yok, dolayısıyla aklıma gelen olumlu veya olumsuz bir şey de yok. Sadece ölümün eşiğine gelene kadar yaşamın ve vücudumun bana izin verdiği potansiyele ulaşamama ihtimalinden endişeleniyorum, bu yüzden sahip olduğum imkanları elimden geldiğince kullanmaya çalışıyorum.

2-) Hakikat, bana göre fiziksel olarak sınanabilen durumlardır. Bunun dışındaki kavramlar dogmadır. Bana göre hakikat, başkasına göre hakikat diye bir şeyden bahsedebiliriz, çünkü herkesin dünyayı algılama şekli farklıdır. Bana göre hakikat materyaldir, başkasına göre hakikat gökten inen kelimelerdir, bunları karşılaştıramayız.

3-) Sevgisiz ölmeyi değerlendirmek için önce sevgi kavramını ele almamız lazım. Soruyu açıkçası tam anlayamadım, bana duyulan sevgi ve benim duyduğum sevgi arasındaki fark önemli. Ayrıca, bunu yanıtlayabilmem için sevgisizliğin nasıl bir duygu olduğunu bilmem gerekir. Bazı soruları empati yaparak cevaplayabilirim, fakat bu soruda bunu yapabileceğimi düşünmüyorum.
Böyle bir şeyi düşünmenin bir anlamı yok, çünkü böyle bir şeyle yüzleşmeyeceksin. Yüzleşmeyeceğin şeyleri de düşünmek manasız, geçiyorum.

4-) Pas. Tam sigarayı bırakma eşiğindeyim, şu an bunu düşünmek istemiyorum.
« Son Düzenleme: 09.08.2023 01:45 Chieftain »
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok
Tepki yok