Çünkü kenar mahallesinin gaddar sokaklarında yaptığı dövüşlerde kalbi küt küt atıyor, içindeki acımasız hırs ve öfke onu günden güne ele geçiriyordu. Bir parçası şiddetin getirdiği zevk ile sarhoş oluyor ve kendini kontrol edemiyordu. Çete sembolleri ile dolu kolu ve nefret dolu bakışlarının onu topluma asla kabul ettirmeyeceğini biliyordu. O kodamanları gördüğünde sadece suçluluk hissettirmeye çalışıyordu. İçinde olduğu hayatı acınası gösterip onların tepesine binmek istiyordu. Belki de Eric bu dünyada biraz daha var olmak istiyor, karanlığı bir düşmanı değil arkadaşı yapmaya çalışıyordu. Polis departmanında da işler değişmedi zaten...Polis departmanına katıldığı ilk gün bile içindeki o kirli çocuğu ve suçlu kimliğini saklamaya çalışıyordu. Artık ona kol kanat geren beyaz mendili bir silah olarak kullanıyordu. O mendil bir maskeydi, bir araçtı ve yeri geldiğinde ulaşamayacağı her şeydi. İş arkadaşlarına geçmişinden arınmış polis modelini yansıtmaya çalışsa da karanlık her zaman içinde beliriyordu. Eric, karanlığa düşmemişti. En başından beri karanlıktaydı.Adaleti sağlama arzusu hayata karşı olan intikam arzusunun bir dışavurumuydu. Kendini düzeltmek için uğraştığı tüm çabalar bir neticeyi değiştirmeyecekti: Eric, o sokakta zehirlenmişti zaten. O zehri asla atamazdı.
Rayında